TÜRKİYE’NİN ETKİN VE FİİLİ GARANTİSİ PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ

Abone Ol

Rumların bir çoğu 1955-1958 ve de  1963-1974 yılları arasında  yaşananları, Rumların Türklere  yaptığı silahlı saldırıları ve katliamları bilmiyorlar, toplu mezarlar hakkında bir şey bilmiyorlar. Kıbrıs Türk halkına  yapılan katliamları dile getiren Rumlar  vatan haini olarak ilan  ediliyorlar.

Rumların Türklere uyguladığı soykırım olaylarını  ve  acı gerçekleri   Rum gençliği bilmiyor. Bunun dışında  Rum gençliği  ailede ve okulda  ve ilerleyen yıllarda kiliselerde  ve  askeri Kamplarda  Türk düşmanlığı ile yetişiyorlar.

Kıbrıs Türk gençliği de  dünden bugüne  milli mücadelemizle ilgili en küçük bilgilerden bile habersizdirler. Bunun böyle olmasının başlıca nedeni bu bilgileri okul çağında  elde edememeleridir. Bunun böyle olmasının bir nedeni de  sayın Talat’ın  Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olduğu dönemde   yapılan yanlış uygulamalardan ve alınan yanlış kararlardan ve yapılan tarihi hatadan ve tarih kitaplarımızın değiştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Kaldı ki bizim müfredatımızda Rum düşmanlığına yer yoktur ve bugüne kadar da  olmamıştır. Kıbrıs Türk halkının en azından 1950’li yıllardan  itibaren  özellikle 1963-1974 yılları arasında uğradığı silahlı saldırıları ve katliamları, soykırım saldırılarını Kıbrıs Türk gençliğinin bilmemesi, okullarımızda öğretilmemesi inanılır gibi değil…

2003’te kapıların açılmasının ardından  bugüne kadar Kıbrıs Türk halkı onlarca kez ELAM Örgütü mensuplarının  saldırılarına uğradı, yaralananlar oldu,  yaptıkları saldırılarla arabalarımıza zarar verdiler. Yıl 2006-2007 Futbol sezonu. UEFA Kupası 2’nci ön eleme Turu maçında Apoel-Trabzon Spor maçında   “En İyi Türk Ölü Türk’tür’ pankartı açıldı.  Ayrıca  maçta direğe Yunan bayrağı çekilirken Türk bayrağının çekilmesine izin verilmiyordu… Düşünün  bir kere adamlar Türk bayrağını görmeye tahammül edemiyor. O halde biz bir arada yaşayarak neyi paylaşmayı hedefliyoruz ki!.. Bu bile iki halkın bir arada yaşamasının mümkün olmadığının en açık ifadesidir.

Şimdilerde yakın geçmişte  yine Rum tarafında tatil yapan ve Trodos’ta bir otelde kalanların arabalarının camlarına ve de lastiklerine zarar verildi. Sayın Akıncı, faillerin bulunmasını ve cezalandırılmasını istedi. Ama sayın Akıncı’yı duyan olmadı!...

Yine Türk ve Rum öğrencilerin ortak olarak gerçekleştirecekleri koro KKTC’de Türkçe-Rumca şarkılar söyleyebilirken Güney Kıbrıs’ta   bir tek Türkçe şarkının bile okunmasına karşı çıkılması nedeniyle  etkinlik iptal ediliyordu. Bunlar acı gerçeklerdir!... Ancak, tüm yaşananlara rağmen  Rum tarafında eğitim   müfredatında ise bugüne kadar  en küçük bir değişiklik yapılmamıştır.

Sayın Akıncı’nın çok  ısrar etmesine karşın  Güven Yaratıcı Önlemler çerçevesinde Cep telefonlarının  her iki tarafta  çalışabilmesi için gereken  tedbirler alınamıyor. Neden ? Çünkü sayın Anastasiadis, yasaların buna engel olduğunu buyurmuşlar!.

Şimdilerde bizim bu insanlarla bir arada yaşamamız isteniyor!. Yok artık…  Dağdaki bayraklarımıza tahammül edemeyenlerle, Bir futbol maçını birlikte izlemeyi başaramayanlarla, bir Türkçe şarkının Rum tarafında söylenmesine tahammül edemeyenlerle, her gün çözüm istediğini dile getiren  KKTC 2’nci Cumhurbaşkanı sayın Talat’ın 26 Mart 2014’te   Limasol’da  “Kıbrıs’ta Çözüm” konulu Konferansa katılmasını bile  kabullenemeyen   ve saldırıda bulunanlarla  bir arada yaşamamız isteniyor!... Ne deyim ki!...

Günümüzde Anastasiadis, “Garantiler iptal edilmeden, son  Türk askeri Kıbrıs’tan ayrılmadan çözüm olmaz” diyor. KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı “Garantiler  olduğu gibi  kalmazsa çözüm olmaz”  dedi mi ? Demedi!.. Diyemedi!.. Sayın Akıncı,  “Garantiler pazarlık konusu yapılamaz” diyemedi…

Sayın Akıncı  bu anlaşmalar 1960’ta yapılan anlaşmalardı. Şimdi 2017’deyiz ve   “İki kurucu devlete dayalı iki bölgelilik  temelinde yeni  bir yapı  kurulacak. Güvenlik ve garanti sistemi bu yeni duruma göre  uyarlanabilir” diyor. Yarın Rum  görüşme masasında anavatanımız Türkiye’nin   etkin ve fiili garantisinin sulandırmak ister ve Türkiye’nin  tek yanlı müdahale hakkı ortadan kalkmalı dediğinde ne diyeceğiz?…

Daha göreve yeni geldikleri günlerde  25 Haziran 2015’te KKTC Cumhurbaşkanlığı  Sözcüsü  Barış Burcu’nun  “Garantiler tabu değildir, günü geldiğinde tartışılabilir” dediğini unutmadık!...

Sonuç olarak; Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi pazarlık konusu yapılamaz… Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden taviz verilebileceği izlenimi yaratmak, Kıbrıs Türk halkına  yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Kıbrıs Türk halkına düşen görev birlik ve  beraberlik içinde hareket ederek özgürlüğümüze, self-determinasyon haklarımıza, eşitlik ve egemenlik haklarımıza  dört elle sarılmak ve anavatanımız Türkiye ile birlikte  son noktayı koymaktır….

KKTC ilelebet yaşatılacak; tanınması ve tanıtılması sağlanacaktır. Türk askeri bu adada ebediyen kalacak ve de  KKTC’nin,    barışın ve huzurun güvencesi olmaya devam edecektir...