UBP ÜNAL ÜSTEL DEDİ

Abone Ol

            UBP her zamanki gibi coşkulu ve heyecan doluydu kurultayı.  Adeta insanlar bitmeyen bir yarışın içinde buldular kendilerini.  Galiba UBP’nin üye sayısı da arttı.  Böyle bir artık, UBP’nin büyüme göstergesidir.
            Atatürk Spor salonunda yapılan kurultay seçimlerinde başkanlık sonucu hiç gecikmeksizin belirlenmiş oldu.  Üç adayın yarıştığı bu kurultay, diğerleri gibi oldu ve bitti.  Hatta daha da ateşli.
            UBP kurultayı, şiddetli yağmurun azizliğine uğradı diyebiliriz.  Günlerdir televizyonlar “bugün yağmur var” dedi durdu, ta ki kurultay günü gelip çatana kadar.  Bu öyle bir yağmurdu ki, insanlar ne yapacaklarını şaşırdılar. Hatta bir panik yaşadı ve katılım da yağmur yüzünden etkili oldu.
            Sadece parti meclisi sonuçları hayli zaman aldı.  UBP’liler o kadar politize oldular ki, parti meclisine aday olanlar nerdeyse yatağı yorganı oraya taşıyacaklardı.  Yazımı yazdığım esnada Parti Meclisinin oyları sayılmaktaydı.
Meclisine girmek için yarışan gençler, durmaksızın parti üyelerine mesaj atarak teknolojinin avantajlarını kullandılar.  Bir yerde insan aldığı yüzlerce mesajdan sonra “Oh be!  Nihayet seçimler bitti ve mesajlar da sonlandı” diyesi gelir.
            İster yemekte olunuz, ister gezmede, ister affedersiniz tuvalette, ister televizypn önünde, o mesajlar hiç durdurak bilmedi.
            Gece yattığınızda ansızın uykunuzun içinde televizyonunuza gelen mesajlar adeta sizi yataktan fırlatır gibi bir etki yapıyordu.  Şimdi de mesajları silme isi var sırada. 
            Parti Meclisine girecek olanlar, genellikle önümüzdeki genel seçimlere aday adayı olurlar.  Bu bir parti heyecenıdır.  Demokrasi çarkı döner mi döner.
            Geçmiş seçimlerde bunları çok gördük ve çok yaşadık.  Adeta bitap düşersiniz oy sayımlarından.  Ne zaman bitecek, sorusunu sorar durursunuz.
            Parti içi ve genel seçimler dendi mi, bu işin en usta entikacısı İrsen Küçük’tü.  İrsen Küçük, çok hırslı ve çok da bu işleri bilen bir insandı.
            Özellikle genel seçimlerde İrsen Küçük, sessiz ama derinden mesajlar verirdi.   O mesajları neden verirdi?  Seçimde birinci çıkması için.  “Filan adayı sabit tutmayınız, devamlı değiştiriniz.  Lakin her değiştirdiğinizde benim adım sabit kalmalıdır, derdi.
            Hani derler ya...  Bir atla çekirge, iki atla çekirge, üçüncüde yakalanırsınız. İrsen Küçük gitti, onun entrikaları partinin yeni türemelerine kaldı.  Listeler vızıl vızıl havada uçuştu.  Her partili bir değildir.  O listelere rağbet edenler var, rağbet etmeyenler var.  Ama partiden birşey bekleyenler, genellikle o listelere uyarlar.  Belki bu adam benim kızımı veya oğlumu işe alır düşüncesiyle hareket ederler.
            Parti seçimlerinde dürüstlük mü ararsınız.  Hadi canım siz de.  Hemen hemen bütün partilerde var olan türlü oyunlar seçimlerde egemen olurlar.
            Bu tür seçimlerde oyun oynayanlar, elbet bir gün, bedelini öderler.  Nitekim İrsen Küçük arkasında o kadar kırgın insan bırakmıştı ki, Erken Genel Seçimlerde Başbakan olduğu halde birinci sıradan, seçimi kaybetti.  İşte  o kayıp bedel ödemedir.
            Sanırım bu durum, bir ilki ortaya koyuyordu. O oldu, İrsen Küçük haritadan silindi ve siyasetten de vaz geçti.  Daha sonra da bu dünyadan göçtü.  Yani bu dünya Sultan Süleyman’a kalmadı.
            Seçim sürecinde bir sürü entrikaya imza atan sadece İrsen Küçük değildi.  Onun gibi bir sürü kaşarlanmış siyasilerin oyunları vardı.
            Bir de şu ifade klişeleşmiş bir ifade ile hekesin kafasında yer eder. 
            “Sakın mühürü kırmayın” diyenler, seçime üç gün kala adamcıklarını oynatarak mühür kırarlar.  Bu nasıl dürüstlük, bu nasıl ahlak?
            Siyasette ahlak mı arıyorsunuz?
            Hadi canım siz de.  Siyasette ahlak aramak, resmen aptallıktır.  Bir diğer deyişle, dürüst adamın yeri yoktur politikada.
            Bazı hayat tecrübesi olan kişiler şöyle derler seçim kaybeden sevdikleri için.
            “Üzülmeyiniz.  Siz seçim kahbettiniz ama, şu anda mecliste olan siyasilerden daha temiz ve daha alnınız açıktır.”
            Tabii bu yorumlar her seçimde söylenen yorumlardır.
            Bir de kadınlara ayrılan kontenjan, istenen düzelde olmadığındandır ki, meclise çok az sayıda kadın girebilmektedir.
            Neticede Ünal Üstel bu ipi göğüsledi ve “istikrar” sloganıyla yoluna devam edecek.  Bence Ünal Üstel Ankara’nın da istediği ve tercih ettiği bir başbakandı.
            Şimdi herşey geride kaldı.  Önümüze yeni bir sayfa açtık.  Başbakanla Cumhurbaşkanının paralel politikaları, Kıbrıs sorununda da önemli bir avantajdır.
            Yani neticede yine Ünal Üstel...  Ünal Üstel’in seçilmesi, gelecek için gerçekten istikrardır.  Ünal Üstel’e bundan sonraki seçimlerde başarılar dilerim.