ULU ÖNDER ATATÜRK’Ü ÖLÜMÜNÜN 82. YIL DÖNÜMÜNDE SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ

Abone Ol

10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09.05’te İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda hakkın rahmetine kavuşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı Tören Salonunda Katafalka konuldu. Türk Milleti Atatürk’ün önünden saygı ile geçti.
19 Kasım günü  cenaze büyük bir kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile  İzmit’e , oradan da ayni günün akşamı tüm yurt gezilerinde kullandığı trenle Ankara’ya uğurlandı. 20 Kasım’da Ankara’da devlet erkanı tarafından karşılanan cenaze TBMM önünde Katafalka konuldu. Ankara halkı, Atatürk’e saygı geçişi yaptı. 21 Kasım 1938 günü çok büyük bir cenaze töreni ile  Ankara  Etnografya Müzesindeki geçici Kabrine konulan  Atatürk’ün naaşı ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e taşındığı 10 Kasım 1950 tarihine kadar burada kaldı.. Kaynak: aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/atanin-cenazesinin-etnografya-muzesine-yolculugu
Ölümünün 82. Yılında Ulu Önder  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun ilkelerine her geçen  gün artan bir ölçüde ihtiyaç duyulurken Atatürk’ü   ulusal bayramlarda  ve 10 Kasımlarda  gönüllü olarak ziyaret edenlerin her yıl artması  da bunun bir göstergesidir. 
Toplumlar tarihlerine yön veren, uygarlıklarını biçimlendiren ve geleceklerini aydınlatan liderlerini hiçbir zaman unutmazlar, unutamazlar..
Tarihte öyle liderler vardır ki; onlar ölümsüzdürler; insanlığa mal olan yapıtlarıyla  her gün yeniden  doğarlar. Yüksek ülküleri , düşünceleri ve ilkeleriyle yol gösterici olmayı, düşüncelerde ve yüreklerde yaşamayı sürdürürler.
 İşte Atatürk böyle bir liderdir!.. İnsanlığın tarih boyunca yetiştirdiği en büyük  liderlerden biri olan Atatürk; bilgisi, sevgisi, hoşgörüsü, barışçılığı ve demokrat kişiliği ile tüm  insanlığın saygı duyduğu örnek bir liderdir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk: “Ben miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım  bilim ve akıldır.” Demiştir. 
Dünya tarihinde ölümünün üzerinden  dört nesil geçmesine rağmen hala sürekli artan bir saygıyla, özlemle anılan; koyduğu ilkelerin hayata geçirilmesine bu denli ihtiyaç duyulan başka bir lider yoktur.
Mustafa Kemal Atatürk, cepheden cepheye koşarken tek kurtuluş yolunun Türkçülük siyaseti  olduğunu gördü ve kendi geleceğini  buna göre  hazırladı. Atatürk; gün geldi  Kuvay-ı Milliye hareketini başlattı,  istila altındaki devlet merkezini ve Meclis-i Mebusan’ı Ankara’ya taşıdı..
Milli Mücadele’nin çizdiği sınırlar içinde ulusal kimlik üzerine 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi. Ulusal devlet, çağın şartlarına ve ulusal gereksinimlerine  göre yeniden düzenlendi… Türk Milleti için doğan, Türk Milleti için  yaşayan Ulu Önder Atatürk,  büyük Türk Milleti için bir ömür tüketti… 
Türk Milletine son buyruğunda Atatürk: “Benim Türk Milletine, Türk Cumhuriyetine ve  Türklüğün istikbaline ait görevlerim bitmemiştir, sizler onları tamamlayacaksınız” demişti.
Mustafa Kemal Atatürk için ne yazılsa, ne denilse azdır ve  kelimeler yetersiz kalmaktadır.. Sadece 29 Ekimlerde Fener Alayında, Türkiye Cumhuriyetinin  kuruluşunu yıl dönümlerinde kutlamakla, 10 Kasımlarda Mustafa  Kemal’i  “En Büyük Eserinin Bekçisiyiz” diyerek anmakla gerçek bir Atatürkçü olunmaz. Mustafa Kemal’i anmak “O’nun en büyük eseri Türkiye Cumhuriyetine  sahip çıkmakla olur”..
Türk Milleti yeni bir iman ve  azimle  yeni bir devlet kurmuştur. Bu yeni devletin dayandığı esaslar “Tam Bağımsızlık” ve “Kayıtsız Şartsız Milli Egemenlik”ten ibarettir. Türkiye  Cumhuriyeti’nin yapısında ve ruhunda  kayıtsız ve şartsız egemenlik vardır.
Atatürk’ün en büyük zaferi, yenilmiş bir İmparatorluk’tan  çağdaş bir devlet yaratması yanında    kurduğu Cumhuriyet ile Atatürk;  başka uluslara da örnek olmuş, dünya tarihine damgasını vurmuştur..
Atatürk’ün ikinci büyük zaferi, Türk  Kurtuluş Savaşında tüm halkı ayni ülkü etrafında toplanması ve  Ulusal Birliği gerçekleştirmiş olmasıdır.  Atatürk, Türk Ulusuna en uygun yönetim biçiminin “Cumhuriyet” olduğunu görmüş olmasının bir sonucu olarak  29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı, Türk milleti  için tarihin  bir dönüm noktası olacaktı...
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk; yalnız bir asker değil, ileri görüşlü bir devlet adamıydı.. Büyük bir devrimci ve düşünce adamıydı.  “Hayatta En Hakiki Mürşit  İlimdir”   diyen Atatürk’ün yıllar önce açıkladığı düşünceleri günümüzde güncelliğini korumakta ve çağdaşlık  yürüyüşünde Türk Milletinin yolunu aydınlatmaktadır.
Bugün Türk Milleti’ne düşen görev;  Atatürk İlke ve Devrimlerini tüm yönleriyle çocuklarımıza,  torunlarımıza ve gençlerimize  öğretmektir; gençlerimizi  bu bilinçle  yetiştirmektir..
Atatürk; 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması gereği Kıbrıs Türk Halkını kaybetmiş olsa da  Ulu Önder Atatürk, Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman yalnız bırakmamış,  ve  Kıbrıs Türk Halkını , Türk Milletinin bir parçası olarak görmüştür.
Diğer yandan, İngiliz Sömürge Yönetiminde dahi Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası oldukları gerçeğinden hiçbir zaman  ayrılmayan Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanımız Türkiye ile  olan bağlarını daima sürdürmüşlerdir. Rum-Yunan ikilisi Enosis’i gerçekleştirme  çabaları karşısında da daima  direnen Kıbrıs Türk halkı;  Anavatanımızın dikkatini çekmiştir.
Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında  İngiliz Sömürge Yönetimi altında yaşadıkları halde o günde  ellerinden gelen katkıyı sağlamaya çalışan Kıbrıs Türk Halkı,  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu yakından izleyerek Atatürk İlke  ve devrimlerini İngiliz baskılarına  rağmen  benimsemelerinin bir sonucu olarak da  birlik ve beraberlik içinde hareket ederek  anavatanımız Türkiye’ye güvenerek uzun yıllar  verdiği mücadelesinin sonunda;   milliyetçi ve mücadeleci Kıbrıs Türk Halkı, 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.
Sonuç olarak; Türk Milletinin kurtarıcısı, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu,  büyük devlet adamı Atatürk; Türk milletinin  ve onun kopmaz bir parçası olan  Kıbrıs Türk Halkının  gönlünde  sonsuza kadar  yaşayacaktır; Atatürk’ün İlke ve Devrimleri büyük Türk Milletinin geleceğine yön vermeye devam edecektir..
Büyük Önder ve Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan  ayrılışının 82’nci yıl dönümünde bir kez daha  sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. 
Atatürk; laik ve çağdaş düşünce yapısı ile  sadece Türk milletine değil, tüm dünyaya ışık tutmaya devam edecektir.
Türk Milletinin gönlünde ölümsüzleşen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün  82’nci yıl dönümünde bir kez daha  saygı, minnet, özlem ve şükranla anıyoruz..
Ne Mutlu Türküm Diyene!..