Ülkemizde çok az politikacı politika yaparken insan sevgisini ve ilişkisini politikanın katı kuralları içinde algılamaz.
Bildiği ölçülerden sapmaz ama politika adına kavgayı meydanlarda yapar, kürsüde yapar, bunu kişisel ilişkilerine taşımaz.
Onuncu ölüm yıl dönümlerinde Özker hocayı ve Salih Miroğlunu bir kez daha andık.
Özker Özgürü Küçük Kaymaklıdan, çocuk denecek yaşlardan tanırdım.
Babası Enver dayı ile rahmetli babam ahbaptı. Özker hocanın babasının Bandabuliyada küçük bir tezgahı vardı. Babam alış verişe her gidişinde Enver dayıya uğramadan yapmazdı!
Hoca lisedeyken ben ortaokuldaydım. Lise sona geldiğimde onunla hocam olarak karşılaştım. Farklı politik kulvarlarda idik ama ölümüne kadar bir vesile ile ilişkimiz devam etti.
En son Kumsal Parkta yürüyüş ekibinde beraberdik. Ayda bir defa hep birlikte yemeğe giderdik.
Zehra hoca hanımın rahatsızlığı Özket hocayı çok etkilemişti. Zehra hoca hanımı da Kaymaklıdan ve küçük yaşlardan tanıyordum. Eşine üzülürken ve onun rahatsızlığı ile boğuşurken, kader, birden bire Özker hocanın hasta oluşu, tetkikler, tahliller ve süratle gelen acı haber.
***********
Salih Miroğlu ile 1990 da tanıştım.Çiçeği burnunda politikayı severek yapan ve yaparken de hoş görüden Özker hoca gibi sapmayan bir mizacı vardı.
1993te İlçe yönetim kurulu üyesi iken Lefkoşa dan milletvekili adayı olmuştum. O Girne deki sunuş konuşmalarını yapıyordu, bende Lefkoşa aynı görevi üstlenmiştim.
Konu başlıklarında paslaşıyorduk!
Sonra Parti Meclis üyeliği yanında Birlik Gazetesinin Yazı İşleri Müdürlüğüne geldiğimde Salihle ilşkilerimiz daha da derinlemesine arttı. Annan Planı dönemiydi. Genel Sekreter olması nedeniyle hemen, hemen her gün bir araya geliyorduk. Sonra Genel Başkanlık adaylık süreci başladı. Rahatsızlığını kendi de biliyordu ama aldırmaz gibi bir duruşu vardı.
Her yolu deneyerek onu uyarmaya çalıştım. Hatta bir kaç kez bunu tartıştık. Kardeşimin kızının düğününde ona “kendine acımıyorsan geride bırakacaklarına acı “dedim, bana “ ben hekimim durumumu herkesten çok iyi bilirim” dedi.
Çaresiz sustum ! Çok sürmedi o meşum gecede Gazimağusadan gelen acı haber yüreğimizi dağladı.
Ardan on yıl geçti. Küçük kızı büyümüş ama yeri doldurulamayacak baba özlemiyle.
Hele geçen yıl yaptığı konuşmasında sarf ettiği sözler, bir çivi gibi hala yüreğimde!
“ Hayatımın her döneminde babam benim idolüm olacak”
Keşke hayatta olsaydı ve hayattayken yine kızının idolü olsaydı !
Göz açıp kapayana kadar on yıl geçmiş, yeri doldurulamayacak bu iki insana, Özker hocaya ve Salih Miroğluna Tanrıdan bir kez daha rahmet diliyorum. Işıklar içinde uyusunlar !