“Uyuşturucu, parçalanmış aileler ve çocuk mahkumlar“…

Abone Ol

Değerli   okurlarım tüm anne ve    babaların  üzerine  titrediği  çocuklarımızı  maalesef kötü  alışkanlıklar  neticesinde  kaybetmek ile  karşı karşıyayız. Başta uyuşturucu türleri,alkol ve sigara kullanımın yarattığı  tahribatların bedelini   hepimizin toplumsal   olarak   ödeyeceğimizin   sanırım  farkındayız.

Uzmanların  yapmış  olduğu  tespitlere göre uyuşturucu  kullanım yaşı  10,12  yaşlarına   kadar  inmiştir. Özellikle  2003 yılından   itibaren Güney Kıbrıs  ile  açılan   sınır   kapılarının da   ülkemize uyuşturucu  tafiğini tetiklediği   kanaati   yaygındır.

KKTC de var olan  yapısal sorunlar ve yalan rüzgarına  dönen Kıbrıs konusunun  görüşme bahanelerinin  yarattığı   belirsizlikler neticesinde insanlarımızın  gelecek   belirsizliğinin de bu  durumda   payı   olduğu  bir   gerçekliktir. Dolayısı   ile  tüm  bu  gerekçelerden  dolayı  küçük  yaşta işlenen  suçlar   nedeniyle çocuklarımız birer suçlu  olarak  demir   parmaklıklar   arkasına   hapsedilmektedirler. Bunun  sonucunda da   ülkemizde  çekirdek  aile   kavramı yok olma  ile  karşı karşıyadır.

Kıymetli   okurlarım   İngiliz  Sömürge Döneminde   bile    mevcut   olan çocuk  ıslah evlerinin  artık   ülkemizde yeniden  yaşama   geçirilmesi  için  sizlerde  geç   bile  kalındığına  inanmaktasınızdır .

Düşünsenize  İngiliz döneminde dahi var olan Islah Okulu’nu kapatıp, çocuk mahkumları cezaevine gönderiyoruz...

 Ülkemiz Kuzey Kıbrıs’ta çocuk suçluların sayısı her geçen gün artış gösterirken, yıllar önce anlamsız bir şekilde kapatılan Islah Okulu’nun yeniden açılması  artık    bir   gerekliliktir.

Ancak siyasiler bu yönde  yeterli her hangi bir adım atmıyor.

Konu ile ilgili konuşan uzmanlar, çocuk mahkumların, ağır hükümlü mahkumlarla birlikte cezaevinde tutulmasının sakıncalarına dikkat çekmektedirler.

Uzmanlarca  İngiliz döneminde ıslah okulunun Lapta’da kurulduğu anımsatılarak “bunun en büyük yararı çocuk suçluları iyi bir sanatkar olarak yeniden topluma kazandırmaktır” denilmektedir.

Uzmanlar 1954-55 yılında Lapta’da, çocuk suçluların topluma kazandırılması için faal durumda bir Islah Evi olduğunu , buradaki çocuklarla diğer  çocukların  çeşitli   sosyal  ve  sportif  aktiviteler  ile   bir araya  geldiklerini  anımsatarak , “Lapta’daki bu Islah Evi’nde o dönem Türk müdürlerinde görev yaptıklarını   belirtmektedirler..

 O zaman bu Islah Evi’nde Türk, Rum ve diğer azınlıklardan olan çocuk suçlular kalıyordu. Burası cezaevi değil küçük yaşta suç işleyenlerin yeniden topluma kazandırılması için kurulan bir okul görünümündeydi. Suç işleyip Islah Evi’ne gönderilen çok sayıda çocuk, içeride öğrendikleri meslek sayesinde çıktıklarında birer zanaatkar oluyordu. Bir daha suça karışmıyordu” .
Uzmanların  tespitleri  doğrultusunda, günümüzde de devlet yöneticilerinin çağa uygun bir Islah Evi açmaları gerektiğini kaydedilmektedir.

Değerli  okurlarım KKTC’de  çocuk suçluların sayısı her geçen gün artış gösterirken, Anayasa’mızda yer almasına karşın bir  ‘Islah evi’nin’ olmayışı, adeta bu suçların artmasına davetiye çıkarıyor. 

Merkezi Cezaevi’ndeki 300,ü aşkın hükümlü ve hükümsüz tutukludan onlarcası 18 yaşının altında. Çocuk Yasası’nda, Islah Evi’nin düzenlenmesiyle ilgili madde olmasına rağmen, ülkemizde hala böyle bir yapının olmayışı, genç suçluları yetişkin mahkumlarla birlikte kalmak zorunda bırakıyor.

 “Islah evinin olmayışı çağdışılık”

Modern ceza infaz sistemlerinin kullanıldığı diğer ülkelerde, çocuk suçluların büyük yaştaki suçlularla değil de ıslah evlerinde kendi yaş gurubundaki çocuklarla tutuklu olarak bulunduğunu, fakat bu sistemin KKTC Anayasası’nda bulunmasına rağmen neden henüz uygulanmadığını anlamak   çok  güçtür. “Uygar ve medeni hukuk anlayışına sahip ülkelerde, çocuk tutuklular ve hükümlüler için özel infaz kurumları bulunmaktadır. Islahevi, çocuk tutukevi gibi adlandırılan bu kurumlarda 18 yaşın altındaki mahkum ve tutuklulara yönelik büyüklerden çok farklı sosyalleşme, caydırma, ıslah ve disiplin kuralları uygulanmaktadır. Büyükler ile aynı çatı altında bulunmalarının yaratacağı olumsuz etkiler, psikolojik zararlar, uğrayacakları istismar  ve daha birçok negatif etkilerden çocukların uzak tutulması zaruri görülerek bugünün insan hakları anlayışında “Özel kurumlar” adı altında çocukların ceza infaz veya tutukluluk hallerini, ki bugün birçok ülkede çocukların tutuklanması da büyük oranda azaltılmıştır.

Devlet yasaları çiğniyor

Ülkemizde hala yapımına başlanmamış bir ıslah eviyle ilgili olarak, Fasıl 157’deki Çocuk Suçluları Yasası ve Çocuklar Yasası Fasıl 352’de, çocukların cezaevinde tutulamayacağı yönünde yasa olduğunu anımsatan Uzmanlar “Ülkemizde halen ıslahevi konusunda adım atılmamış olması insana gösterilen değer açısından aşağılayıcı bir durum yaratmaktadır. Fasıl 157 Çocuk Suçluları Yasası ile fasıl 352 Çocuklar Yasası birlikte değerlendirildiğinde çocukların kesinlikle cezaevinde bulunmamaları gerekmektedir. Islah evinin kurulabilmesi ve hatta çocuklar için özel tutukevi açılabilmesi için yasal zemin mevcuttur. Sadece çağa uygun bazı yasal tadilatların yapılmasıyla bunları gerçekleştirmek mümkündür.”

Mesaj  Kutusu

Sayın  Cemal  Bulutoğulları ,  Bir  süre önce  eski  eserler  kategorisine  giren  arazinizin  devlet tarafından kamulaştırılması  sonucunda   geçen  hafta 12   milyon  tl  nin  sizlere   ödenmesiyle  rahat   nefes   aldığınızı  duyduk.. Nede   olsa  eski  parayla 12   trilyon   iyi para…

Sayın Faiz  Sucuoğlu , Dünkü   bakanlar  kurulunda  alınan   kararlardan  en   önemlisinde  doktorlar  ile  ilgili  yapılan  özlük   hakları  iyileştirmelerinde  emeğinizin   çok   büyük olduğu  söylenmektedir.

Sayın  Çağlayan Cesurer , Yaygın  kanaat  odur ki   bir   iftiraya  kurban  gittiğiniz   yönündedir. Ancak  sizinde  dediğiniz  gibi  adalet  yerini   bulacaktır.

Sayın Süleyman  Manavoğlu , Polis   teşkilatının  imkanlar    ölçeğinde  çok  büyük başarılı   çalışmaları  halkın  geneli   tarafından  takdir   ile   karşılanmaktadır. Bu   meşaketli  çalışmalarınızdan  dolayı  tüm   kurum   personelini  kutlarım.

Sayın  Kudret  Özersay  , Partinizin  yönetim  kadrolarından  kısa  süre   önce   herhangi   bir  istifa   gerçekleşmişmidir?. Bu  konuda  açıklama   yapmanız   beklenmektedir.

Sayın  Ersan Saner , Bazı   gazeteciler sizlerin   yaptığı  reform  niteliğindeki   çalışmaları  görmezden  gelmelerini    ne   ile  açıklayabilirsiniz?. Acaba  bu   yaklaşımların  arkasında  siyasi  hesaplar mı  vardır?.

Sayın Kemal Dürüst  , Yıllardır   yollarımız   için   bir   çivi   bile   çakmayanlar  sizin  bakan   olmanız  ile  neden pervasızca olur ,  olmaz  saldırılara  girişmektedirler. Bunun  yanında Aşırı  sürat  ve  ağır  yük  araçlarının  kontrolü  için   ise  hazırlamış  olduğunuz   tedbirleri   hayata  gecikmeden geçirmeniz  toplumun  en  önemli   beklentisidir.

Sayın  Ali  Alioğlu , Bu  yıl narenciyenin  iyi  gittiği  söylenmektedir.  Sizinde  bundan  dolayı  rehavete   kapıldığınız  ve  böylelikle  epey   kilo  aldığınız  görülmektedir. Aşırı   kiloya  dikkat..

Sayın  Çelebi  Ilık  , Her  gece  partili  arkadaşlarınızla  bir   köyde  yeme, içmelere  hiç  ara  vermediğiniz görülmektedir. Dikkat  edin tansiyon ve   kolesterole. Biliyorsun ki  siyaset  insanı  çok  yıpratır.

BUNLARI  BİLİYORMUSUNUZ?..

Ermeni   kırımını Soykırım   olarak dünyada resmen  tanıyan  28  ülke  ve  ABD nin  50 Eyaletinden de  45 inin   parlamentoları   olayları  Soykırım olarak   kabul  etmiştir.Bu  ülkeler  arasında  Rusya, Brezilya, Fransa , Almanya , İtalya ,  Güney  Kıbrıs yanında  Müslüman   olarak  bildiğimiz Lübnan  ve Suriye de  bulunmaktadır.

TARİHTE  BUGÜN.

16  Mart  1964  Tarihinde  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisinde   yapılan  olağanüstü  toplantıda  hükümete  gerektiğinde  KIBRIS a     müdahale  yetkisi   verilmiştir.