Vakıfların Kıbrıs Türk Halkı için Arzettiği Ulusal Önem

Abone Ol

Vakıflara  ait  Yavuz  Çıkarma Plajı  ve  Erenköy, Kıbrıs Türk  halkının Çanakkale’sidir

  • Vakıflar İdaresi Kıbrıs Türk Halkının Mücadele Tarihinin Odak Noktasında Yer Almıştır

  • Medeni Hukukun ve Çağdaş Yaşamın Temeli Vakıflar Mücadelesi Kapsamında Gerçekleştirilmiştir

  • Vakıfların Sahip Olduğu Emlak Kaynakları Kıbrıs Türk Halkı için Hayati Önem Arzetmektedir

Vakıfların arzettiği toplumsal öneme rağmen, Vakıflar İdaresi Yönetimi Vakıf hükümlerini gözardı etmekte ve toplumsal haklarımızın heba olmasına neden olmaktadır.

TARİHİ SÜREÇ İÇİNDE VAKIFLARIN ÖNEMİ

Kıbrıs Vakıflar İdaresi özellikle 1915 tarihli ilhak kararından sonra Sömürge İdaresine karşı Toplumsal Varoluş mücadelesinin odak noktasında yer almıştır. 11 Aralık 1949 tarihinde Selimiye camii meydanında İngiliz Sömürge İdaresine karşı 20,000 kişi ile  en büyük direniş mitingi  yapılmıştır;  Günümüzde, bu meydanda sözkonusu toplumsal direniş yok sayılmakta ve tarihi olay ile  alay edercesine günümüzde bu meydanda lokma dağıtılmaktadır.

 1974 öncesi kritik dönemde Toplum adına gerçekleştirilen ilk iktisadi atılımlar

1974 öncesi kritik dönemde Toplum adına ilk iktisadi atılımlar Vakıflar İdaresi tarafından  gerçekleştirilmiş, bu bağlamda Turizm alanında Saray otel; Tarım alanında  ilk Tarımsal işetme/Piskobu; İlk Sosyal Konut; İlk iş merkezi; Tuğla Fabrikası ile ilk  hafif sanayi girişimi Kıbrıs Türk Toplumuna kazandırılmıştır.                                                                                                                             

 Vakıf  Mücadelesi  ile  Kıbrıs Türk  Halkı  adına sağlanan  kazanımlar

Toplum mücadelesi 1949 Türk İşleri Ara Raporu isimli Resmi  belge ile  Sömürge İdaresinin  gündemine yerleşmiştir. Türk İşleri Komisyonunun hazırladığı raporda Vakıflar, Müftülük, Eğitim, Aile Kanunu ve Şeri Mahkemeler yer almaktadır. Türk İşleri Komisyonunda, Hakim Mehmet Zeka,  Mehmet Dana,  Rauf Denktaş,  Faiz Kaymak,  Suphi Kenan,  Fadıl Niyazi Korkut  ve  Ahmet Pertev görev almıştır.

                                                                                                                                                   

Buna ilaveten Ulusal Lider Dr. Fazıl Küçük’ün önderliğinde yürütülen Varoluş Mücadelesinde Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına iade edilmesi Kıbrıs Türk tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

Hazırlanan Türk İşleri Ara Raporu ile Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına teslim edilmesi, Şeri Hukuk sisteminin   Medeni Kanun ile  ikamesi ve Aile Mahkemelerinin kurulması ile  Eğitim Kurumlarının  Kıbrıs Türk Halkının yönetimine geçmesi sağlanmış oldu. Özetele  Sömürge İdaresi Yönetimine  sunulan ve zaman içerisinde uygulamaya konan Türk İşleri Raporu, bugünkü çağdaş yaşantımızın  temelini oluşturmaktadır.

Türk İşleri Ara Raporu ile sağlanan kazanımlar sayesinde Vakıflar İdaresinin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşması ile Lozan Antlaşmasında özel ve Anayasal statüde yer alması da sağlanmış oldu.

VAKIFLAR YÖNETİMİ  KIBRIS TÜRK  HALKININ  ULUSAL HAKLARINI  KORUMA  KAPASİTESİNİ  KAYBETMİŞ  OLUP, TARİHİ  KAZANIMLAR HEBA EDİLMEKTEDİR

Tarihi süreç içinde sağlanmış ulusal kazanımlar günümüzde Vakıflar İdaresi Yönetemi tarafından heba edilmektedir.

1-Tarihi Mücadelenin önderleri yok sayılmıştır

Vakıflar Genel Müdürü İbrahim Benter 15 Ağustos 2013 tarihli “Kıbrıs Vakıflarını Araştırma ve Değerlendirme Projesi” kapsamındaki beyanatı ile Vakıfları Kıbrıs Türk halkına kazandıran  tarihi mücadelenin  ana önderleri Dr. Fazıl Küçük ve RR Denktaş ile Türk İşleri Komisyonunun   hizmetlerini yok saymaktadır. 

                                                                                                                          

Vakıflar İdaresi Rum Tezinin ve Ortodoks Kilisesinin Kontrolü altına girmiştir

A-21 Kasım 2015 tarihli Cyprus Mail gazetesinde  yer alan haberlere göre Vakıflara ait Buğday Camiinde Rumların Maraş tezine hizmet eden etkinlik düzenlenmiştir. Maraşın asli sahibi Kıbrıs Vakıflar İdaresi Yönetimi  ise bu etkinliğe seyirci kalmak ve yataklık etmek suretiyle Rum tezinin  kontrolu altına girmiştir.

    B-Din İşleri Başkanlarının Barış yemeklerinin ertesi gününde Ortodoks Kilisesinin “İşgalci Türkiye” “İşgal altında Kıbrıs” söylemlerine Vakıflar Yönetimi  sessiz kalmak suretiyle Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesinin kontrolu altına girmiştir.                                                                                                             

C-Karşılıklılık ve eşitlik mutabakatı çerçevesinde Hala Sultan restorasyon projesinin Vakıfların onayı ile Kıbrıs Rum Eski Eserler Dairesi tarafından; Apostolos Andreas restorasyon projesinin ise Kıbrıs Rum tarafının onayı ile Vakıflar İdaresi tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmüştü. Hala Sultan restorasyon projesinde bu mutabakata uyulmuş, ancak Apostolos Andreas projesinde Vakıflar İdaresi Yönetiminin ihmali ve onayı sonucunda Kıbrıslı Türk mimarlar ve müteahhitler Apostolos Andreas Restorasyon projesinden dışlanmıştır.  Sonuçta, projelendirme Yunanistanda yapılmış, uygulama projesi ise  ağırlıklı olarak Kıbrıslı Rum müteahhitler tarafından gerçekleştirilmektedir.                                                                                                                                                                                                                      3-Tarihi Vakıflar Arşivi yağmalatılmış, Özel Arşivcilerin rehberliğinde  Güney Kıbrısta bulunan Vakıf taşınmaz malların hileli yöntemlerle satışı gündeme gelmiştir.

Kurumsal yöntemler ve devlet kurallarına uyulmadan özel çalışma grupları ile yapılan paralı çalışmalar vahim sonuçlar doğurmaya başlamıştır. Son yıllarda, özel arşivcilerin rehberliğinde Kıbrıs Rum kesimine gidip mütevelli veya gallehar olduğunu iddia eden ve Güney Kıbrısta bulunan Vakıf taşınmaz malları satmaya çalışan  kişiler olmuştur. Örneğin, 31 Ağustos 2014 tarihli Cyprus Mail gazetesinde Bekirpaşa Vakfına ait 2420 dönüm tutarındaki arazinin satışı için Güney Kıbrısta  girişimler yapıldığı haberi yer almıştır. Bu girişimlerin arkasında Vakıflar İdaresi Yönetimi tarafından görevlendirilmiş özel arşivcilerin bulunduğu anlaşılmaktadır.  

4-Vakıflar İdaresi Anayasal suç işlemek suretiyle ve Kıbrıs Yasalarına rağmen  Kıbrıslı Rumlara ait Vakıfların kurulmasına  zemin hazırlamıştır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                             

Vakıflar İdaresi adına hazırlanan TEPAV Raporu vahim ötesi bir tespit hatası yaparak Kıbrısta gayrımüslim Vakıflardan söz etmektedir. Ancak, ada genelinde geçerli Anayasal ve yasal hükümler Ahkamü’l Evkaf’ı tanımakta ve sadece Müslüman Kıbrıslı Türklerin Vakıf tesis edebileceğini vurgulamaktadır.

Vakıflar Yönetimi Kıbrıs Yasalarına göre Kıbrıslı Rumların Vakıf tesis edemeyeceğini, yalnız Kıbrıslı Müslüman Türklerin Vakıf tesis edebileceğini göz ardı etmektedir. Bu bağlamda, TEPAV Raporunda  Güney Kıbrısta bulunan Kıbrıslı Rumlara ait sözde Vakıflara, Vakıfları düzenleyen kurallara ve Vakıf türlerine yer verilmektedir. Yapılan bu vahim hata ile Kıbrıslı Rumlara ait tröstler, hayırsever dernekler, yardım dernekleri ve cemiyetler Vakıf statüsünde kabul edilmektedir. Vakıflar İdaresi adına TEPAV tarafından yapılan bu hatalı tespit ada genelinde geçerli  anayasal ve yasal hükümlere aykırı olup, Kıbrıslı Rumlara ait yardım derneklerinin statüsünü yükseltmeye hizmet etmektedir.                                                                                                                    

5-Vakıflar İdaresi Yönetimi Anayasal suç işlemek suretiyle ve KKTC ile TC Yasalarına aykırı olarak Cemaat (Tarikat) Vakıflarına kapı açmaktadır.

 Vakıflar İdaresi Yönetimi tarafından yapılan çalışmalarda, 1949 Tarihli Türk İşleri ara Raporunda öngörülen  çağdaş medeni kanun hükümleri ve Atatürk ilkeleri gözardı edilmektedir. Vakıflar idaresi adına hazırlanan TEPAV Raporunda  KKTC ve  TC Yasalarına aykırı olarak Cemaat/(Tarikat) Vakıflarına kapı açılmaktadır. Bu bağlamda Anayasal suç işlemek suretiyle  iptidai bir toplum yaratma faaliyetleri kurumsal çağdaş yapının yerini almıştır.

Sonuç

Yukardaki anlatım temelinde Barış Harekatının başlatıldığı alan olan Yavuz Çıkarma Plajı, Kıbrıs Türk Halkının mücadele Tarihinin ve Kıbrıs Türk Halkının Varoluş Mücadelesinin odak noktasında olan Vakıflar Tarihini yansıtan bir merkez olarak yapılandırılmalıdır. Bu merkezde Mücadele Tarihinin belgeleri, Mücadele tarihinin önderleri ve icraatları ile basın-yayın organlarında yer alan mücadele haber ve yorumları düzenlenip halka açılmalıdır. Yavuz Çıkarma Plajının sahibi olan ve  Sosyal–Kültürel-Siyasal-Ekonomik-Medeni Hukuk ve Din alanlarında tarihi görevlerini ifa edemeyen Vakıflar İdaresi Yönetimi  ise görevden alınmalıdır.

Kamuoyunun bilgi ve tezekkürlerine saygı ile sunulur.