Vatandaş geçim derdinde!
Şu aday bunu demiş, o böyle söylemiş, inanır mısınız, çoğu vatandaş dinlemiyor bile, seçim umurunda değil!
Maç skoru dinler gibi her sabah bir önceki günde Covid 19 a yakalananların sayısını, toplam hasta sayısının kaça çıktığını izlemek yanında vatandaş iş yerinin kepenklerini kapatılırken eve ekmek götürememenin ezikliğini çekiyor.
Geçtiğimiz günkü bir makalemin başlığı şöyleydi “Koyun can derdinde”
Devletten bir şekilde yaşamını iyi ya da normal boyutlarda karşıladığı maaşı çekenlerin, bir de tuzu kuru konumdakilerin dışındaki büyük çoğunluk günlerini ah’lar, vah’lar içinde geçiriyor.
Durağan konumuna gelmiş ekonominin canlanması için bir takım açılımlara gidilmesinin iyi olacağını düşünenlerdenim. Binlerce öğrencinin barındığı Üniversitelerde eğitim durmuş, binlerce turistin ülkeyi ziyareti hayal olmuş bir ortama daha fazla dayanmak mümkün değil.
Şu şartla ki pandeminin geneli etkilemeyecek önlemleri almak kaydıyla.
Ülkeye giriş kapılarında gerekli sağlık önlemlerini almak koşuluyla, belirlenen kuralları uygulamak durumunda!
Biz ne yaptık?
Adamına göre kural uyguladık! Bu falanın adamı, o filancanın yakını dedik, bunlar da şu siyasi yapının kurultayına misafir geldi heyecanı içinde hareket ettik.
Pandemiyi büyülttükçe büyülttük! Şimdi pirinci ayıklamaya çalışıyoruz.
Eğitim kör topal, sağlık desen hak getire. İnanmayanlar sabah polikliniğin önüne gitsin yaşanan rezaletleri gözleriyle görsün!
Ekonomi can çekişiyor. Büyüklü küçüklü esnaf yerlerde sürünüyor.
Geçtiğimiz gün eski bir okul arkadaşımla karşılaştım, daha doğrusu o beni aradı, buluştuk. Kamu araçları olan biri. İşletmesi hatırı sayılır büyüklükte.
Şehirler arası ulaşım öyle dıştan görüldüğü gibi değil! Seferlerin tıklım, tıklım yapıldığı günler artık hayal oldu.
Sokaklarda insan görmenin zorlaştığı bu günlerde şehirden şehir’e seyahat edenler çok azalmış duerumda.
Taksi, köy otobüsü gibi vasıtalardan farklı olarak şehirler arası minibüsler rutin seferlerini yapmak zorunda. Arabada üç müşteri var, beş müşteri var o seferi yapmak zorunda!
Mağusa dan Lefkoşa ya beş müşteriyle gelen bir minibüsün işletmecisine kar sağladığını düşüne bilir misiniz? Yolcu kapasitesi düştüğünden işletmeci ikinci, üçüncü minibüsünü garaja çekmiş çalıştırmıyor ama devlet o araçların seyrüseferini, yol harcını, muayyene harcını almaya devam ediyor.
Çarşı murakabe diye bir şey kalmadı, dileyen dilediği uygulama peşinde Bundan önceki hükümet dönemlerinde olduğu gibi vatandaşa domates sekiz liradan yediriliyor.
Bu basit örnekler de gösteriyor ki ekonominin baştan aşağıya elden geçirilmesi günün koşullarına uygun şartların bir an önce başlatılması zorunlu hale gelmiştir. Yoksa seçim varmış, kimselerin umurunda değil.
Vatandaş geçim derdinin peşindedir dostlarım.