CTPnin yayın organı Yenidüzen gazetesinin dün yayınlanan sayısının manşetindeki haber ilgimi çekti.
“Saraya kaçak bahçe” başlığıyla verilen haberde, çevre düzenlemesi adına Cumhurbaşkanlığı adına yapılan faaliyetin, ne Anıtlar Yüksek Kurulundan, ne de Şehir Planlama Dairesinden izin alınmadan yapılmaya başlanıldığı eleştiriliyordu.
Böyle bir düzenlemeye neden gerek duyulduğunu, gerilere giderek araştırma gereği duydum.
Yıl 2005, 17 Nisan da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen sonrasında Cumhurbaşkanlığına gelen sayın M.Ali Talatın bilgisi dahilinde olduğu kesin ihbarlarla, Silihtar sakinlerine ihtarlar gönderilmeye başlar.
Saray yeni sahibine dar gelmiştir, yeni, yeni binalar gereklidir!
“Cumhurbaşkanlığına yapılacak yeni konutlar nedeniyle şu, şu tarihine kadar içinde bulundunuz binanın tahliyesine” diye başlayan ihbarlar o bölgede yaşayan, ya da iş yeri bulunan vatandaşları perişan eder ama bu perişanlığı kimseler dinlemez.
Sonuçta dört parselin dışında kalan parseller için vatandaşın ellerine tutuşturulan üçer-beşer liralarla evlerinden, iş yerlerinden atılırlar.
Hemen Cumhurbaşkanlığı hizmetine sunulacak olan binalar için projeler üretilir, hızlarını alamazlar bu ad altında yarışmalar düzenlenir.
Proje yarışmasında derece alanlara düzenlenen kokteyllerle ödüller bile verilir.
Burada durup bir soluklanmak lazım!
Bu projelerde yer alan binalar için Anıtlar Yüksek Kurulundan ya da Şehir Planlama Dairesinden izin alınmış mıdır?
Sayın Talatın Cumhurbaşkanlığında olduğu süreler bina projesinin hayata geçirilmesine yetmez.
Sayın Derviş Eroğlu Cumhurbaşkanlığına seçilir!
Ne var ki seçilen Cumhurbaşkanı yeni bina yerine çevreyi de düşünerek çevre düzenlemesine gidilmesini uygun görür.
Bu gün “yavuz hırsız” deyişini anımsatan başlıklar bu yüzden atılmaktadır!
Şimdilerde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ya, muhalefet yapmak, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlunun icraatlarını kötülemek adına “Saraya kaçak bahçe” başlıklarının atılmasına girişilir ama bu projenin çıkış noktası hesap edilmemektedir.Bu projenin sunturlu kaynağı CTPli Talata kadar girmektedir.
Sayın Talat bölgedeki eski binaların yerine Cumhurbaşkanlığı dar geldiği için yeni binaların yapılması kararıyla istimlak için emir vermiştir. Onlarca vatandaşımız bu uğurda perişan edilmiştir.
“Yanlış hesap Bağdatta bile olsa döner” değişi var ya, yukarıdaki golifa yememektedir!
İnşallah yememeye de devam edecektir!