Mart başlarından beri toplamda 108 Kovit 19 vakasının yaşandığı ülkemizde hastanede yatmakta olan son hasta geçtiğimiz gün Başbakanın da katıldığı bir etkinlikle alkışlar arasında taburcu edildi.
Pamuk ipliğine bağlı konumdaki Corona virüsü dünyayı kasıp kavurmaya devam ede dursun, bizde kurtuluş rehaveti sokaklara yansımaya başladı .
Maskeler çene hizasında, aileler mangal başlarında toplanmaya başladılar bile.
Halbuki dünya salgının sonlanmaması demek her an yeni bir salgın sürecinin başlaması anlamını taşımaz mı?
Ada ülkesi olmamızın avantajlarının da katkısıyla iki boyutlu gelişmelerin birinci boyutu olan Corona virüs belasından şimdilik en az hasarlarla kurtulduk gibi duruyor ama bunun diğer boyutu olan ekonomik karmaşadan acaba nasıl kurtulacağız?
Aylardır evlerde kapalı kalan vatandaşların beslenmesi başlı başına bir olay oldu!
Aile düzeni içinde olan ve de mali sıkıntıları bulunmayan insanlar ekmekten tutunda akla hayale gelmeyecek türde yemekler üretti.
Hatta “tok açın halinden anlamaz” yaklaşımları içinde Face book lardan, diğer iletişim hatlarından ürettiklerini teşhir etti.
Ya böylesi olanaklara sahip olamayanlar?
Haftada, hatta on beşte bir bile önünde yardım paketi bulayanların çektikleri sıkıntılar?
Zararsız gibi seyreden Kovit 19 un durumuna bakarak bazı iş yerleri kepenklerini yeniden açtı ama bir çoğu bekleneni bulamadı.
Hele inşaat sektörünün ve bağlı kuruluşların ekonomiye hemen katabileceği bir şey yok, yakın zamanda da olmayacak.
Kimseler önünü göremez durumda iken ne gider ev alır, ne de araba!
KKTC gibi küçük ölçekli ülke ekonomilerinde işletmelerin cesameti bir sıkımlıktır.
Dizini tutarsınız bileği çıkar, boynunu tutarsınız beli yerinden kaçar!
Okulların yaz ve sömestre tatillerinde bile büyük sıkıntılar yaşayan esnafın Kovit 19 la nefes boruları adeta felç geçirmiş duruma gelmiştir.
Keza devlette aynı durumdadır. Ekonominin düzlüğe çıkabilmesi için Maliye Bakanı Amcaoğlu 3 milyar liranın yolunu gözlemektedir.
Ekonominin dişlileri makinist terimiyle “sıyrılmış” haldedir. Dişlilerin sıyırması demek tamiri yapılana kadar çarkların dönemeyeceğini göstermektedir.
Ada ekonomisine büyük katkıları olan öğrencinin binlercesi ülkeyi terk etmiştir. Kalan öğrencilerin durumları ise hiçte iç açıcı değildir.
Turizme gelince, turistin ülkesi dışında bir tatili düşünebilmesi için tehlikelerden azade bir ortamın yeniden tesisi gereklidir. Yakın bir gelecekte, başta ülkemizi tercih eden ülkelerden böyle bir beklenti içinde olmak hayalden de öte bir şeydir!
Türkiye de dahil hemen kapıların açılması salgının yeniden hortlaması demektir.
Bütün bunları dikkate alarak radikal bazı kararlar alarak ekonominin canlanabilmesi için irade gerekmektedir. Havanda su döverek böyle bir iradenin varlığı söz konusu bile değildir.
En az hasarla Kovit 19 la nasıl yaşanabilir, bunun ele alınması ve çalışmalar yapılması kaçınılmazdır.