Dün akşamki yemekte menü neydi, doğrusu merak ettim!
Molohiya mıydı, biftek miydi yoksa karışık kebap mıydı, öğrenemedim, elbet gün ışığına çıkacak!
Sadece şu kadarını öğrenebildim, yemekleri ısmarlayan BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü nün Misyon Şefi Elizabeth Speharmış!
BM kaz gelecek yerden tavuğu esirgeyemez ya!
Afiyet olsun!
Uzlaşıyı sağlamak adına yüz bin yemek feda olsun!
Kolay değil dokuz buçuk aydır kesintiye uğrayan buluşmaları yeniden başlatmak!
Yükselmiş tansiyonları normal seyrine kavuşturmak!
Gözlemciler “zamanıdır “dedi BM temsilcisine de masayı düzenlemek kaldı!
Yemek tamam da sonrası ne olacak?
“Kaldığı yerden” deniliyor!
Kolay mı kaldığı yerden başlamak?
Kaldığı yer karmaşıktı, içinden çıkılmaz bir durumdaydı!
Kaldığı yer dokuz aylık aranın başlangıç noktasıydı ki, bırakıldı !
Kaldığı yer miş!
Akıncı peşin, peşin söyledi “GransMontanada kaldığı yerden başlamak olmaz”dedi.
Kaldığı yerde Kıbrıs Türkünün egemenlik talebi var, güvenliğiyle ilgili garantörlükler var, mal mülk meseleleri var, iki bölgelilik var, Kıbrıs Cumhuriyetine yama değil yeni bir Cumhuriyetin oluşumu var!
Rumlar ise bunların tam tersini söylüyorlar!
Kaldı ki onlarda halk kesiminin büyük çoğunluğu Türklere eşit koşullarda paylaşımı içine sindiremeyenlerden oluşuyor!
Türk ten söz açıldı mı “belloTurko” diyor!
Çünkü Kiliseleri böyle istiyor, her Pazar dini ayinlerinde bunu telkin ediyor.
Okullarda tedrisat diye Türk düşmanlığı okutuluyor.
İşte Federal çözüm demekle federal çözüm olmuyor!
Kuracaksın zoraki bir federal oluşum, bir süre sonra 1963 teki gibi hazımsızlıklar başlayacak!
Onlar başlatacak, biz tamamlayacağız.
Var sayılım ki garantörlükler de yok, Bosna Hersek ‘e dönmeyecek mi Afroditin barış adası?
Uzlaşıyı teşvik eden ülkeler de her karmaşık zamanda yaptıkları gibi, kulaklarını tıkayıp, döndü mü adaya arkasını!
Yemek tamam da, ya sonrası?