Rum müzakereci Andreas Mavroyannis in açıklaması yüreklere su serpen bir ortam sergiledi diyebiliriz.
Ne diyor Mavroyannis “çözüme gidilecek diye egemenlik haklarımızdan vaz geçmeyiz”. Rum Dış İşleri Bakanı Yoannis Kasulidis’de buna benzer şeyler ifade etmiş.
Vaz geçildiği takdirde bunun intihar olacağını söylüyor giryeler!
Çok doruyu söylüyorlar!
Ancak bunu ifade ederken her halde Güney Kıbrıs çözüme gidilecek diye Kıbrıs Türklerininde kendi egemenlik haklarından vaz geçmesi beklenememelidir diye düşünüyorum!
Yoksa çok mu talep kar bir tavır sergiliyorum?
Malum bu işler tek taraflı kesen bir bıçağa döndürülmemelidir.
Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarına saygı gösteren bir Kuzey Kıbrıs, Kuzeyin egemenlik haklarına saygı gösteren bir Güney Kıbrıs!
İşte çözümün anahtarlarından biri de bu!
Niye yaygara koparılıyor anlamakta zorlanıyorum!
“Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma” derdi rahmetli babam.
Kendi egemenliğini gözetirken Güney Kıbrıs ın da Türklerin egemenliğini gözetmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde, yollar zaten ayrı, o zaman tamamıyla ayrılır!
**************
Nikos Anastasiadis tek taraflı olarak ilan ettiği “Münhasır Ekonomik Bölge” (MEB) ye dayanarak başlattığı ve Fransa, İtalya ve ABD şirketleri ile sağladığı iş birliğine güvenerek oldukça geniş tutuğu MEB alanı içinde at koşuşturmaları Türk savaş gemileri tarafından durdurulunca Güney Kıbrıs ta da aykırı sesler yükselmeye başladı.
Örneğin, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ise Kıbrıs sorununun çözülmemesi durumunda, ülkenin doğal zenginliklerinden faydalanmanın çok zor olacağını belirterek “Münhasır Ekonomik Bölgesi” (MEB) ile ilgili durumun oldukça endişe verici olduğunu kaydederek, hedefin gerginliğin azaltılması olması gerektiğini belirtti.
Böyle bir atmosferde ikili görüşmelerin yeniden masaya taşınmasından söz ede bilir misiniz?
Uzakta bile olsa bir uzlaşıyı düşüne bilir misiniz?
Uzlaşının giderek uzaklaştığı ortada, geleceği aydınlatacak yeni bir yol arayışına gidebilirmisiniz? Bunun kaçınılmaz olduğunun farkındamısınız?