Dün Lefkoşa sokaklarında yoğun bir katılımla tepkisel bir etkinliğe şahit olduk!
KTÖS’ün 2017 yılı ajandası olarak çıkardığı ve büyük halk kitlelerinin tepki, hatta nefretle karşılaştığı düşünceye karşı bir baş kaldırıştı bu etkinlik.
Siyasi amaç ve düşünce taşımayan bu büyük halk kitlesi, çocuklarını, geleceğini emniyet ettiği kesim olan öğretmenleri temsil eden sendikanın içinde yaşadığı topluma ihanet kokan bu davranışına duyulan bir öfkeydi bu etkinlik!
Geçmişte yaşanılan ve zaman akışı içinde “hatalı” olarak algı tartışması yaratan olayları her nedense tek taraflı olarak lanse etmeye çalışan KTÖS ün, yıllardan beridir kuşkulu duruşuna ajanda olayıyla bir yenisi daha eklendi!
1958’lerden başlayarak,süreç içinde Kıbrıs ta yaşanan acılar üzerine bir istatistik düzenlense, Kıbrıs Türklerinin çektiği acılar ve sıkıntılar hatta ezilmişlik daha ağırlıklı olarak ortaya çıkar.
“İğneyi önce kendine, sonra çuvaldızı başkasına batırırsın” değişinden yola çıktığımızda KTÖS ün bu tek taraflı ve sadece Rum kesimini haklı gösterici hatta içinde yaşadığı toplumu aşağılayıcı ajanda yayını ne hazmedilecek ne de rahat, rahat kabul edilebilecek bir davranış şeklidir.
Bu konuyla ilgili farklı görüşlere sahip insanlarla konuştum. Büyük ve ezici çoğunluk KTÖS ün davranışına yergi hatta nefret belirtir şeklindeydi.
Yollardan alınıp meçhule götürülen yüzlerce Türk yanında, Ayvasılda, Aleminyoda, Kumsalda, Kaymaklıda, Muratağa, Sandallar, Atlılarda, Taşkentte, Terazide, Tatlısuda, Sadrazamköyde, Rum ve Yunanlı caniler tarafından öldürülenler dururken, anılmazken, Türk kanı içmek için çırpınan 9 Kördemenlinin bu amaçlarını gerçekleştirilmeleri için İngiliz Askeri polislerce Gönyeli ovasına bırakılmalarının sonuçlarını ajandasına alan KTÖS e karşı yapılan bu eylem azdır bile!
Meclisin, toplumun koynundaki akrepleri temizlemesi, süratle bu gibi durumlarda yapılması gerekenlerle ilgili olarak yasa çıkarması ve uygulanmaya koyması artık bıçağın kemiğe dayanması kadar zaruret haline gelmiş ve de geçmiştir.
*********************
Zehir soluyoruz!
Kışın bastırmasıyla birlikte kınından çıkarılan odun sobaları, bakımı yapıldı, yapılmadı, kullanılmaya başlanan şömine bacaları dumanlarını tüttürmeye başladı! Hele son dönemlerde tüttürülen bacalar elektiriğe yapılan zamla daha da yoğunluk kazandı!
Sadece Lefkoşa da değil, KKTC nin her köşesi bu dertle boğuşuyor.Hele bazı mahaller adeta nefes almakta zorlanıyor.
Karbonmonoksit salgılayarak zehir saçması yanında kullanılan kalitesi düşük tahta parçalarının kokusu dayanılacak gibi değil!
Örneğin yaşadığımız mahallede tanınmış bir inşaat firmasının elemanları yaşıyor. Bu güne kadar herhangi bir uygunsuz davranışlarına şahit olmadık ama mevsimin kışa gelmesiyle birlikte kullanmaya başladıkları odun sobası sadece mahalleyi değil bölgeyi perişan ediyor!
İnşaatlardaki beton dökümlerinde kullanılan tahta kalıplardan kalan çimentoya bulanmış atık tahta parçaları kullandıklarına bizzat ben şahit oldum.
Çevre Dairesinin eğlence yerlerinin vakitten sonra çıkardığı gürültüleri ölçüm aletleriyle kontrol etmeleri yanında karbonmonoksit gazı salgılayarak insanlarımızın sağlığı ile oynayan bu gibi durumlara anında müdahale edebilecek organizasyonları gerçekleştirmesi en halisane dileğimiz ve beklentimiz!