**YEŞİLIRMAK VE YÖRE HALKININ DİRENİŞ VE BÜTÜNLEŞME GÜNÜ**

Abone Ol

 
Dillere destan olan direniş ekseninin ardından yetkililere "Ellerinizi uzatsanız tutacak kadar yakınız" sitem ve ısrarları üzerine "Erikler çiçek açtı" parolası ile Mehmetçik ve mücahitlerin müşterek harekâtıyla 5 Eylül 1974 tarihinde KKTC sınırları içerisine dâhil edilmiştir.
Bu gün (5 Eylül 2024) bu mutlu ve onurlu günün 50. yıl dönümüdür. İlgilenen herkese kutlu olsun. Bu mücadelede toprağa düşen ölümsüz şehitlerimize rahmet diliyoruz. Hayatta olan mücahitlerimize yürekten saygılar sunuyoruz. Mehmetçiklerimize Allah'tan esenlikler diliyoruz.
Bu mücadelenin kahramanları, başta ölümsüz şehitlerimizdir. Kurutepe'liler, Günebakan'lılar, Süleymaniye'liler, Yağmuralan'lılar ve Yeşilırmak'lılardır. Misafir mangalardır. Bölgemizde komutanlık görevini ifa eden seçkin Türkiyeli subaylardır. Monako yatıyla bölgemize cephane takviyesi yapan Bereketçilerden oluşan kahramanlardır. Ve en büyük kahramanlar şüphesiz, Rum mevzilerini hallaç pamuğuna çeviren Türk savaş uçaklarını kullanan pilotlardır.
Her türlü saldırılara yiğitçe ve sebatla karşı koyan yukarıda sıraladığım kahramanları minnetle anıyoruz. Hepsine "Helal olsun" diyoruz. Bu kahramanlarımız ne kadar övünürlerse azdır ve yeridir. Başları gökyüzüne değecek kadar haklarıdır.
Değerli dostlar, sevgili canlar, Kıbrıs Türkleri, adanın her tarafındaki deniz sahillerini Rumlara kaptırırken Yeşilırmak Sancağı, elinde tuttuğu 7 kilometrelik deniz kıyısını muhafaza ederek bölgeyi bir köprübaşı yapmış ve 1958'den Barış Harekâtı'nın sonuna kadar çok zor koşullarda Türkiye'mizden Erenköy'e, bu köyün üzerinden Yeşilırmak'a ve yine Türkiye'mizden direk Yeşilırmak'a getirilen savaş malzemelerini merkezine, Lefkoşa'ya sevk etmiştir. Bunu unutmamak lazımdır.
Sevgili canlar, değerli dostlar, Milli Mücadele yıllarında birçok sıkıntılı günlerimiz olmuştu. Açlıktan hasta olan çocuklarımız olmuştu. Kendimizi açlığın burukluğu içinde bulmuştuk. Ancak hiçbir açlık, hiçbir zaman hürriyet açlığı kadar ileri ve tahammül edilmez değildi. Her şeye rağmen Yeşilırmak Sancağı, halkı ile bütünleşerek her şeyin üstesinden gelerek oluşturduğu kantonda 1963'ten 1974'e kadar hür ve bağımsız olarak kendi kendilerini yönetmişlerdir.
 
Milli Mücadele dönemimiz hepimizin heyecanlı hissi, yorucu fakat güzel günlerimizdi. Çünkü birlik ve beraberlik içinde gönül gönüle, omuz omuza idik. O dönemde sevimli bir toplumduk; o günleri unutmamızın imkânı yoktur.
Sevgili canlar, değerli dostlar, günümüze gelince, bağımsız güzel bir devletimiz olduğu halde bazı muhterem yöneticilerimizin oturdukları koltukların hakkını verememeleri, ekonomik sıkıntılar ve kahpe dünyanın düzeni yüzünden devletimizin çarkı iyi çalışmıyor. Arzu ettiğimiz seviyeye getiremedik. Büyük bir azim, sabır, sebat ve dayanıklılık göstererek kurduğumuz devletimizde maalesef insanlara değer verilmiyor. Değer verilen şey para ile şöhrettir. Ülkemizin geleceği olan gençlerimizi milliyetçilik ülküsünden uzak tutarak yetiştiriyorlar. Onların milli meselelere ve moral değerlere olumsuz bakmalarına neden oluyorlar. Böylece geleceğinden kaygılı olan gençlerimiz, geçimlerini başka ülkelerde aramaya mecbur bırakılıyorlar.
Sevgili canlar, değerli dostlar, ben, sen, hepimiz artık derin uykudan uyanıp gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. Kuşkusuz karanlığa mahkûm değiliz. Çıkış yolumuz, Atatürk'ümüzün gösterdiği yoldur. Fikri, vicdanı, irfanı hür olacağız. İyi olalım, iri olalım, gençlerimizle el ele vererek mert olalım.
Hepimiz Mustafa Kemal'in, Atatürk'ün askerleriyiz diyerek Kıbrıs Türkü olacağız. Milli Mücadele yıllarında olduğu gibi hareket edersek her şeyin daha güzel olacağını ve devlet çarkının daha güzel çalıştığını göreceğiz.
Ey Kıbrıs'ın şafak yüzlü gençleri; sizler, Türk gençliğinden ayrı değilsiniz. Sizin de çıkış yolunuz, ümit ışığınız sadece ve sadece büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yoldur. Unutmayınız, düştüğünüz zaman bırakırsanız kaybedersiniz ve unutmayınız, gideceği yolu bilenler asla yorulmazlar ve kaybetmezler.
Sevgili canlar, değerli dostlar, bizler Kıbrıs'ın çılgın Türkleri olarak Atatürk'ümüzü sevdiğimiz, saydığımız ve ilkelerini koruduğumuz gibi şehitlerimizi ve gazilerimizi de asla unutmayacağız. Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ı da asla unutmayacağız. Milli Mücadele'deki kahramanları da unutmayacağız. Unutacak ve onların aydınlattıkları yoldan gitmezsek ülkemizin sadece suyu değil havasıda haram olsun hepimize. Sevgili canlar, değerli dostlar; Kıbrıs Türkü'nün özgürlük hareketinin başarıya ulaşmasında Yeşilırmak Sancağı ‘nın toplumumuza yaptığı yardımların rolü büyüktür. Bunu da asla unutmamak lazımdır. Hak ettiği gazilik unvanının bir an önce verilmesi gerekmez mi?
 
Günün sözü: "Efendiler, mazide memleketine bütün gücü ile hizmet etmiş, onlara minnet hissi beslemeyenlerin istikbale ümit ile bakmaya hakkı yoktur." 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bir değerlendirme: Barış Harekâtından sonra Yeşilırmaklıların kendilerinin barış gücüne barış kuvvetlerimize katılmaları bizim gücümüze güç umudumuza umut kattı.

Türkiye’nin Başbakanı Bülent Ecevit (5 Ocak 1975)