Yolun çözümü

Abone Ol

         “20 Temmuz, Kıbrıs Türk’ünün tam 96 yıl devam eden mücadelesini taçlandıran kahraman Mehmetçiğin süngüsünün parladığı bir gündür. Her millet tarihi ile övünür. Tarih sayfaları arasına kaydettirebildiği menkıbeler nesillere rehber olur. Babalarının dedelerinin gösterdiği kahramanlıklar genç dimağlara meşale gibi yanar ve geleceğe ışık tutar”. 1977

                                                                                             Dr. Fazıl KÜÇÜK

         Bizler hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılacak seçimlere odaklanmışken mendil büyüklüğündeki ülkede ve AB’nde bizi fazlası ile ilgilendirmesi gereken kararları almış bulunuyorlar. Türkiye AB’nden bazı adımları atmasını yeni bir sayfa açılmasını isterken karşı taraf bu isteklere kendilerince oluşturdukları gerekçelerle ne yazık ki olumlu yanıt veremiyor. Çağın gerisinde kalması gereken Gümrük Birliği Anlaşmasını bile şimdilik güncellemeden vazgeçerek ertelediler. Kendi aralarındaki göçmen krizini aşacak formülü de tam olarak çözemediler. Buna karşın Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılar konusunda gösterdiği özverili yaklaşım sonrasında söz verdikleri ve ödemeleri gereken parayı ödemeyi şimdilik kabul etmek durumunda kaldılar. Bu parayı ödemeye karar verirlerken sanki Türkiye’ye bağ bağışlıyor havasında idiler.

Kıbrıs’ta ise ilan edilen Münhasır Ekonomik Bölge’nin genişletilmesi isteniyor. Bu istek Fransız TOTAL Şirketi tarafından gündeme taşınıyor. Alithia ve diğer Rum gazetelerinde yer alan habere göre ise adı geçen şirketin Orta Doğu ve Güney Afrika Bölge sorunlusu affedersiniz sorumlusu Bay Stephan Michel bu isteğini Bay Nikos Anastasiyadis’e sunuyordu. Aynı şekilde İtalyan ENI şirketi ile de görüşmelerinin devam ettiğini TOTAL’in 6. ve 11. parsellerin yanı sıra 8. ve Türkiye’nin geçtiğimiz aylarda ENI şirketinin sondajını engellediği 3. parselde de ortak çalışmak istediklerini duyuruyor. Adı geçen gazetenin haberine göre ise bu yönlü bir işbirliğinin gerçekleşmesi durumunda bölgedeki siyasi dengelerin de değişeceğine vurgu yapılıyor. Bu açıklamayı Türkiye’ye karşı bir meydan okumak olarak almak mı gerekiyor?

Politis gazetesi ise yaşananları değerlendirirken “TOTAL Tüm MEB’i İstiyor. TOTAL Boştaki Parselleri de İstiyor” başlıkları ile duyururken Haravgi gazetesi de benzer şekilde duyuru yaparken “ENI’nin 8. parseldeki ortaklık başvurusunun henüz onaylanmadığını duyuruyordu. Bu gelişmeler sıcak yaz günlerinin daha da sıcak geçeceğinin de habercisi oluyor. Buna karşın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın karşı tarafa önerdiği doğalgaz araştırmalarının ertelenmesi ve konunun ele alınacağı ortak bir komitenin kurulması çağrısının dikkate alınması gerekiyor.

Amerika ile AB kendi aralarında tepişmeye devam ederlerken bölgemizde kaynayan kazanın altına da odun atılmaya devam ediliyor. İran ve Suriye, Filistin ve İsrail ilişkileri konularında olumsuz gelişmelerin yaşanması sürpriz olmayacaktır. İngiltere Kraliyet ailesinin 2 numaralı kişisi olan Prens Harry geçtiğimiz günlerde bölgede idi. Uluslararası yasalara göre işgal toprağı sayılan Batı Şeria’nın yarısında İngiliz Mandası olacak bir yapının kurulmasından söz ediyordu. Bu konu önümüzdeki dönemde mandacılığın yeniden bölgeye gelmesi demek olacağı için yeniden başa dönülmüş olunacaktır. Adı geçen toprakların 20. yüzyılın ortalarına dek İngiliz Mandası altında olduğunun da unutulmaması gerekiyor.

Bölgede kurulacak şeytan üçgenine karşın İsrail’in bölgeden elde edeceği doğalgazı Türkiye üzerinden kurulacak olan enerji koridorunu kullanarak Avrupa’ya ulaştırılması isteğinden vazgeçtiğini de açıklıyordu. Bir süre önce uzlaştıkları gibi Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya üzerinden gönderilmesini öneriyor.

İngiltere’nin ada’da göreve başlayan yeni Yüksek Komiseri Bay Stephan Lillie, Kıbrıs konusunda adil demokratik ve kalıcı bir çözümü desteklemeye devam edeceklerini söylüyordu. Buna koşut birleşik bir Kıbrıs’ın daha büyük şeyler başarabileceğini de savunuyor. Bugüne değin sürekli olarak aynı söylemlerle çözümün üretilemediğini Bay Lillie’e anımsatmak istiyoruz.

Çözüm yolunun da sürekli olarak Kıbrıs Türk’lerini ödün vermeye zorlamaktan vazgeçilmesi gerektiğinin Bay Lillie’ye söylenmesi gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…