Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) direktörü Mine Yücel, dünkü anket sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Araştırmanın ilk bölümünde yayınladığımız sonuçlar toplumun en önemli sorununun ekonomi olduğunu, toplumunsa mutsuz, çaresiz ve endişeli bir toplum olduğunu göstermekte idi. Bu bölümde ekonomik kaygıları inceledik ve benzer sonuçlarla karşılaştık. Unutmamak gerekir ki bireysel ekonomik kaygıların kişilerde tükenmişliğe yol açtığına dair birçok çalışma mevcut olup bunu toplumlar için genellemek de mümkündür. Bu da aslında siyasetin etkisi yanında ve hatta ondan daha önemli olarak ekonominin toplumun ruh halini ciddi şekilde etkilemekte olduğunu ortaya koymaktadır.
Ülkede ekonominin gidişatıyla ilgili beklentiler oldukça kötümserdir.
Şöyle ki, kendi ekonomik durumunun 2 sene içerisinde daha iyi olacağını düşünenlerin oranı 14.98% iken ülkenin ekonomik durumunun 2 sene içerisinde daha iyi olacağını düşünenlerin oranı ise sadece 11.23%tür. Ankete katılan her 10 kişiden yaklaşık 7’si ise ciddi ekonomik kaygılar taşımaktadır.
‘Gelir dağılımında adalet’ başlığı yine ilk bölümde yayınlamış olduğumuz Demokrasi Ve İyi Yönetim Barometresi içerisinde en düşük puan alan 3. başlık olmuştur.
Ekonomik kaygıların yüksek olduğu, adaletsizlik duygusunun ise çok yaygın olduğu bu ortamda siyasetin yandaşlara ekonomik çıkar sağlamak üzerine kurulmuş olması da tesadüf değildir.
Bundan dolayıdır ki artık yeni bir siyasetin tasarlanmasının zamanı gelmiştir. Siyasetin sosyal refah ve adalet kavramları üzerine yeniden tasarlanması, bunu yaparken de ülkede kurumların güçlendirilip yolsuzluk ve rüşvetten arındırılması gerekmektedir. Son Ekonomi Nobel ödülünü alan Daron Acemoğlu’nun tezi ülkelerde ekonomik kalkınmanın kurumların gücüne bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemizde ne yazık ki birçok kurumun içi boşaltılmış, partizanca istihdamlarla etkinlikleri azaltılmıştır. Siyasetin yandaşlara ekonomik çıkar sağlamak yerine toplumsal çıkarlar için yapılmasının zamanı gelmiştir.”