Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Cumhuriyet Meclisi’nin önünde eylem yaparak hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı eleştirdi.
Lefkoşa bölgesindeki KTOEÖS üyesi öğretmenlerin katılımıyla düzenlenen eylem kapsamında sendikadan Meclis'e yüründü.
Hükümeti istifaya çağıran KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, buradaki açıklamasında okullarda öğretmen, muavin, bölüm şefi, atölye şefi, teknik öğretim görevlisi olmadığını, öğrencilere sayısı 40’ın üzerinde çıkan birleştirilmiş sınıflarda eğitim verildiğini söyledi.
Öğretmenler eyleminin sonunda, “Eksik Kadrolar”, “Hayati Risk Taşıyan Okul Binalar”, “Tamamlanmayan İhaleler” gibi küçük notların yazıldığı kağıttan uçakları Meclis bahçesine atıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın faaliyet raporunu “allı pullu” ifadesiyle eleştiren Eylem, eksik kadrolara, altyapı-donanım sorunlarına rağmen “tam gün eğitime geçildi” denildiğini, çocukların beslenmesinin, güvenliğinin umursanmadığını, okullarda artan şiddet ve zorbalık olaylarının göz ardı edildiğini savundu.
Eylem, 2008-2011 sonrası kamuya atanan öğretmenlerle ilgili talepleri birçok kez gerekli makamlara ilettiklerini ancak sonuç alamadıklarını da ifade etti.
Selma Eylem’in konuşmasının ardından sendika yetkilileri ilgili dosyaları Meclis’e iletti.
Selma Eylem’in eylemdeki konuşması şöyle:
“Yine biz Kıbrıslı Türkler adına konuşmaya cüret edenlere, sahip olduğumuz barış, demokrasi, hoşgörü, saygı gibi değerlerimizi, kültürümüzü, çevremizi yok eden, peşkeş çektiren, kurumlarımızı, eğitimimizi ele geçiren, bizi azınlığa düşürmek, özgürlüklerimizi elimizden almak, fakirleştirmek isteyen üst yönetime, bunları hayata geçirmek için Ankara’nın verdiği talimatları koltuk uğruna harfiyen yerine getiren kuklalara, hainlere haykırmaya geldik.
Yarattığınız bu kokuşmuş düzene karşı boyun eğmedik, eğmeyeceğiz, direndik, direneceğiz, mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Çocuklarımızı, öğretmenlerimizi ihalesiz konteynerlara mahkûm edenler, saraylar yapıyor, okullar yaptım diye övünüyor, hiç mi yüzünüz kızarmıyor?
Şeriat müfradatı uygulayıp, tarikat yurtlarına göz yumarken, küçük çocuklara camilerde imamlar tarafından kuran kursu verilmesi için izin yazanlar cemaatler konusunda bana güvenin diyor, hiç mi utanmıyorsunuz?
Sahte diplomalar, sahte üniversiteler, ön izin verdiğiniz insan kaçakçılığı, fuhuş yapılan kurslar, eğitim okulları, hesap vermiyorsunuz, insan içine nasıl çıkıyorsunuz?
Okullarda öğretmen yok, muavin, bölüm şefi, atölye şefi, teknik öğretim görevlisi yok, sınıfları birleştirip 40’ın üzerine çıkarıp öğretmeni baskıyla tehditle görevlendiriyor atama yapmıyorsunuz. Allı pullu faaliyet raporu yayınlamaya utanmıyor musunuz?
Tüm eksik kadrolar, altyapı, donanım sorunlarına rağmen tam güne geçtim diyerek çocukları aç bırakıyor, güvenliklerini tehlikeye atıyor artan şiddet, zorbalık olaylarını umursamıyorsunuz. Çocukların, halkın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?
Bu koşullarda ağırlaşan öğretmenlik mesleğiyle ilgili, 2008-2011 sonrası atanan, özelde çalışıp devlete atanan öğretmenlerimizle ilgili yaşanan, ya da emeklilikte yaşanacak olan sorunları defalarca iletmemize rağmen, çözüm üretmiyor, yok sayıyorsunuz. Hala daha o koltuklarda oturmaya utanmıyor musunuz?
Hayat pahalılığı hesaplamasıyla ilgili alicengiz oyunlarıyla halkın cebine el atarken, ekmeğini çalarken sermayeye vergi affı, elektrik borcu affı uygulayanlar, kurumlarımızı, kıyılarımızı peşkeş çekenler siz kimin hükümetisiniz? Kimi temsil ediyorsunuz? Siz halkın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?
Yasa, tüzük tanımayan eşitsiz adaletsiz anlayışla oluşturduğunuz yolsuzluk, rüşvet, torpil, rant düzeniniz hiç yıkılmayacak mı sanıyorsunuz?
Toplu İş sözleşmesiyle ilgili yasa tasarısı hazırlayarak, grev yapma hakkını yasa gücünde kararname çıkarıp sendikal haklara saldıran, sendikaları bitirmek isteyenler her türlü mücadeleye devam edeceğimizi, direneceğimizi, izin vermeyeceğimizi bilmiyor musunuz? Bilmiyorsanız öğrenin! işte burdayız! Sokaktayız olmaya devam edeceğiz!
Kıbrıslı Türk toplumu yıllardır siyasi eşit bir varlık olarak varoluş mücadelesi vermiş, var olmayı başarmıştır. Yarattığı demokrasiyle, kültürüyle, dini, dili, yaşam tarzıyla var olmaya devam edecektir. Duyuyor musunuz?
Dayatma paketlerinize, taşıma nüfusunuza, saldırılarınıza, düşünce ve ifade özgürlüğümüz başta olmak üzere özgürlüklerimize yaptığınız saldırılara, ayrıştırma, bölme, dönüştürme, yok sayma, dışlama, eşit görmeme, aşağılamalarınıza karşı ve kimden gelirse gelsin tüm baskılara karşı onurlu direnişimizi sürdüreceğiz.
Anlıyor musunuz? Ey üst yönetim ve kuklaları, bu toplum tarihinde boyun eğmedi, yine eğmeyecek.
İnsanca, bağımsız, özgür yaşam için, barış için, çözüm için, toplumsal varoluş için kavgaya, mücadeleye devam edecektir.”