KKTC'de tarihi Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu sütunlardan eleştiri ve temennilerimizi yazarken bazı dostları üzmüş olabiliriz. Ancak daha birinci tur öncesinde muhtemel sonucu yansıtıp, ikinci turda milli güçlerin Sayın Ersin Tatar'da birleşerek bedeli ağır ödenmiş bağımsızlığın temini için "Türk düşmanları"na karşı birleşmenin zorunluluğunun da altını çizmiştik. Nitekim Ersin Tatar'ın Cumhurbaşkanlığı makamına oturmasının ardından O'nu seçen unsurların oluşturduğu "Milli mutabakat" düşmüş durumdaki hükümeti yeniden oluşturarak güvenoyu alması önemli bir sonuçtur. Türkiye karşıtlığının artık geçer akçe olmadığı da kanıtlanmış olmuştur. Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Vekili Hamza Ersan Saner'in Başbakanlığında kurulan hükümette Serdar Denktaş'ın liderliğindeki Demokrat Parti ve değerli dostum Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı'nın katkıları ile kriz sona erdi. Arıklı, Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı ile KKTC'ye katkılar sağlayacaklarından şüphemiz yok. KKTC Meclisinde Türkiye aleyhtarları azınlığa düşmüş durumda. Mustafa Akıncı, tıpkı Mehmet Ali Talat gibi siyasi hayata veda etti. Ancak tam anlamı ile problem çözülmüş değil. Perşembe günü KKTC Meclis Başkanlığı için oylama var. Kıbrıs Tercüman Gazetesi Meclis Başkanlığı için önemli bir habere imza attı. Konuyu enine boyuna araştırdım. Türkiye'nin desteğini aldığını iddia eden Resmiye Canaltay'ın hakkında 5 yıldızlı otel yapımı ve arazi tahsislerine ilişkin ciddi iddialar var. Babası KKTC'de ünlü ve eski bir siyasetçi olan Canaltay ile ilgili ada medyası arşivi ortaya sermiş. 10 yıl önceki konuşmalarının videoları yayınlanıyor. "Biz 1974 sonrası TC'den ülkemize gelenleri evlerde temizlik, bahçelerimizde ırgatlık, dahası da tıkanan kanalları açsınlar diye çağırdık. Üstelik gelenler arasında Kara Sakallı var ki, babam vatandaş yaptı. Şimdi durum meydanda" sözlerini sarf eden Canaltay'ın konuşmasını tüylerim diken diken olarak izledim. Ayrıca KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve R.T. Erdoğan hakkında "Pestilimizi çıkardılar" sözleri canımı sıktı.

Şimdi birileri "KKTC'de Meclis Başkanlığının ne önemi var?" diyebilir. Merhum Mümtaz Soysal'ın kaleme aldığı KKTC Anayasasına göre, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanından sonra protokolde ikinci sırada. Cumhurbaşkanına vekalet eder. Meclisi yönetir. Vatandaşın taleplerini dinler, inceler, yetkililere havale ederek sonuçlarını takip eder.

Perşembe günü yapılacak seçimde diğer aday ise UBP milletvekili KKTC Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre... Töre'yi 80'li, 90'lı yıllardan bu yana tanırım. Kıbrıs doğumlu efsane lider Alparslan Türkeş'e adada Rauf Denktaş'tan sonra en yakın kişiydi. Milliyetçi Adalet Partisi'nin kurucu Genel Başkanlığını yaptı. Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı'nın AB rüyası ile KKTC'nin bağımsızlığını yitirme tehlikesini görerek "Milli güç"ler adına UBP'ye katıldı. Milletvekili seçildi. KKTC'nin Türkiyesiz olamayacağı gerçeği ile köy-köy, mahalle ve sokakları gezerek vatandaşların bilinçlenmesi için hep sahada, sokak da halkla bütünleşen bir siyasetçidir. Her kesimin "Zorlu Ağabeyisi"dir. Türkiye ve Türk Dünyası ile ilişkileri sağlıklı tesis edebilecek önemli bir isimdir. Kompleksi yoktur. Üniversite adası haline gelen KKTC'de yaklaşık 100 bin öğrenci var. Bunların önemli kısmı yabancı ülkelerden gelen gençler. Zorlu Töre, hiç üşenmez kalkıp öğrenci yurtlarını ziyaret eder, Türkiye'den gelen üniversitelerde okuyan, turizmde çalışan gençlerin evlerine kadar gidip, sorunlarını dinler, problemlerini çözmeye gayret eder.

Sözü uzatmaya gerek yok. Bir tarafta "Karasakal" deyimi ile Türkiye karşıtlığından siyasi prim kapmaya kalkışan zihniyet! Diğer taraf da KKTC'nin ebediyete kadar bağımsız kalması için mücadele eden mücahit ruhu! Seçim Kıbrıs Türkünün...

Kaynak Yeniçağ: KKTC'de yine Karasakal tartışması... - Yavuz Selim DEMİRAĞ