Fatoş'la Kitap Dünyası Fatoş'la Kitap Dünyası
Sude Doğan, 23 yaşında, Kıbrıs’ta doğdu, büyüdü. Annesi Kıbrıslı, dedesi Çatozlu, anneannesi Baflı. Babası da Mağusa’da doğdu büyüdü.
Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı alamıyor. Hem kendisi hem de anne babası burada doğdu, büyüdü. Babaannesi Türkiyeli. Adada karşılıklı geçişler başladığında 3 yaşında olan Sude için annesi Güney’deki İçişleri Bakanlığı’na başvurdu ve doğum belgesini alabildi; 2007 yılına kadar diğer karma evlilik sorunu yaşayan ve yaşı tutan bireyler, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını da alabildi. 2007’de çıkan Bakanlar Kurulu kararı, karma evlilik sorunu yaşayan bireylerin vatandaşlık onay sistemini ‘adada kalıcı çözüm olana kadar’ durdurdu.
Sude Doğan, bu duruma karşı sessiz kalmadı, Karma Evlilik Sorunu Çözüm Hareketi’ni kurdu ve şu an bu derneğin başkanlığını yapıyor.
Sude Doğan, bu konuda şöyle diyor:
“Anne ve babamın evlilik yeri ‘KKTC’ olduğu için Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamadım. Çünkü babaannem göçmen olarak, tanınmamış bir limandan adaya geldi. Karma evlilik sorunu, yabancı ebeveyn ve Kıbrıs Cumhuriyeti olan ebeveynin KKTC’de evlenmesi ya da çocuğun KKTC’de doğması ile başlıyor. Yani hala uluslararası anlamda tanınmış bir ülkede nikah kıyan ve doğumu tanınmış bir ülkede yapan, yabancı ebeveyn ve Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı ebeveynin çocukları hala Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alabiliyor. Her devletin, kendi vatandaşlık politikası vardır; ancak adanın Kuzey’inde doğan karma evlilik çocukları, burada mı tanınan bir ülkede mi doğacaklarını kendileri seçemiyor.”
Sude Doğan, dernek olarak bu sorunu gündemde tutmak için uğraşıyor.
Karma evlilik sorunu yaşayan kişilere yönelik açılan emsal davanın Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nde dava süreci devam ediyor. Ve buradan çıkacak sonuca göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilmesi hedefleniyor; ancak bu sorunun çözülmesinin sadece yargısal yollara bağlı olmadığını, hem lobicilik faaliyetlerinin hem de politik hareketlenmenin önemli olduğunu söylüyor.
Sude Doğan, “Maalesef ki karma evlilik sorunu, Kıbrıs sorununun negatif gölgesi altında oluşuyor. Bu sorunu çözmek için de siyasilere de bir hayli görev düşüyor. Kişisel olarak, ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ kapsamında, müzakere masasında bu sorunun da görüşülmesi gerektiğini düşünüyorum.” diyor.
Sude Doğan, bu konuda yaşadığını sorunu geçtiğimiz yıl sosyal medya hesabından paylaşmış ve Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı olmayan çocukların duygularını anlatmıştı.
Sude Doğan’ın paylaşımı şöyleydi:
“21 senedir yaşıyorum; ama aslında ben yokum. 21 senedir yaşıyorum; fakat kimse benim varlığımı bilmiyor, kimse beni tanımıyor… Çünkü ben, tanınmayan bir ülkede, dünyanın bölünmüş son başkentinde, karma bir evlilikten dünyaya gelen bir bebektim…
Bugün dedemle Kıbrıs Cumhuriyeti Kimlik Dairesi’ne gittim. Kapıdaki görevliye yaklaştım: “Merhaba, ben Kıbrıs’ın kuzeyinden geliyorum,” dedim. “Randevum vardı, kimlik çıkarmak için başvuru yapacaktım,” diye ekledim. “Neden şimdiye kadar kimliğin yoktu ki,” diye sordu bana kapıdaki görevli.
“Ben Kıbrıs’ta doğdum. Annem Kıbrıslı. Babam Türk asıllı olduğu için kimlik alamadım” dedim. Kapıdaki görevli birden ayaklandı ve bana; “Sen buraya ait değilsin,” dedi. Tekrardan umutlarım yıkıldı. İşimi halledemedim.
Ne yani, ben ‘Kıbrıslı’ değil miyim şimdi? Anneannem, dedem, annem, hatta nice atalarım hep bu topraklarda yaşadı; ama yine de benim memleketim burası değil mi? Peki ben nereye aitim? Küçüklüğümden beri kafamın içinde hep dönüp dolaşır bu soru.
Yıllarca nice sorunlarla karşılaştım bu yüzden. Türk Maarif Koleji’ni dereceyle bitirmeme rağmen yurtdışında istediğim okula giremedim. Üniversite okumak için Türkiye’ye gittim, ‘yabancı uyruklu’ muamelesi gördüm. Adadaki bu bölünmüşlük sadece ülkeyi değil, aileleri de bölüyor. Ben 2 yaşındayken annem ve babam ayrıldı, ben hep annemle yaşadım.
Hiç unutmam, annem, üvey babam, kardeşim, Larnaka Havaalanı’ndan yurtdışına gitti; onlar tatildeyken ben evde oturdum. Bunun psikolojisini hayal edebiliyor musunuz? Kıbrıs Cumhuriyeti’ne göre ben ‘Kıbrıslı’ değilim, Türkiye Cumhuriyeti’ne göre ben ‘Türkiyeli’ değilim, peki ben neyim?
Yıllarca hep kendimi kötü hissettim, içimde kocaman bir boşluk oluştu, nereye ait olduğumu bilemedim. Nereye sığınmaya çalışsam hep dışlandım.
‘Anavatan’ milliyetçiliği ve Kıbrıs sorunu hayallerimin önüne geçti. Ben daha fazla çocuk benim yaşadıklarımı yaşasın istemiyorum. Bu yüzden, Kıbrıs’ta barış, hemen, ŞİMDİ.”