Cumhuriyet Meclisi Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi bugün 2020 Mali Yılı İçişleri Bakanlığı bütçesini görüşüyor.
Bu kapsamda bugün 10,30’da UBP Milletvekili Sunat Atun’un başkanlığında toplanan komitede ilk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, İçişleri Bakanlığı’nın görevleriyle ilgili örnekler vererek, bu hizmetlerde doğru adım atılmasının ülke için ne kadar önemli olduğundan bahsetti.
İkamet izni uygulamaları ve vize tüzüğüyle ilgili bilgi istediklerini ancak henüz tüzüğün nasıl uygulanacağıyla ilgili bilgi edinemediklerini belirten Özyiğit, tüzüğün uygulanmasıyla ilgili sorular sordu.
Özyiğit, vatandaşlık yasasıyla ilgili de bilgi eksikliği olduğunu ifade ederek, ülke nüfusu bilinmeden bu konuda nasıl planlama yapılacağını anlayamadığını söyledi. Vatandaşlık gerektirmeyen uygulamaların hayata geçirilmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Özyiğit, bu konularda adım atılarak yasallaşmasının sağlanması ve kamuoyuna açıklanması gerektiğini söyledi.
Cemal Özyiğit, belediyeler ve kırsal kesim arsalarıyla ilgili bilgi talep ederek, İmar Planlarının, yola çıkış sebeplerinden saptığını ve kamu yararından uzaklaşıldığını ifade etti.
DERYA
CTP Milletvekili Doğuş Derya da, belediyelerin yürütme gücü ve özerkliği göz önünde bulundurularak, bir reform yapılması gerektiğini söyledi. Derya, tüm paydaşların sürece dahil edilmesinin zorunlu olduğunu düşündüğünü kaydetti.
Avrupa Konseyi’nin denetimine açmanın yollarının aranmasını önererek, “Bunu yaparsanız tarihe geçersiniz” diyen Derya, 8 yıldır nüfus sayımı olmamasını eleştirerek, ne zaman yapılacağının açıklanmasını istedi.
Derya, kabinedeki tek bayan olması nedeniyle Baybars’tan farklı duyarlılıklar da beklediklerini belirterek, ‘cinsiyet odak noktası’ konusunda neler yapıldığını ve kadın dostu belediyecilik anlayışı için atılan adımları sordu.
Gece kulüpleri ve insan ticaretiyle ilgili meclisten geçirilen yasaların yürürlüğe girmemesi ve önceden hizmete giren Alo İmdat Hattı’nın şu an faaliyette olmamasını eleştiren Derya, seks köleliği ve seks işçiliği kavramlarının da yasal düzenlemelerle ayrılması gerektiğini vurguladı.
Gece kulüpleri ve yurttaşlık yasası tadilatı konularında nereye varıldığının bilinmediğini, kendilerine gelen en son bilginin tasarının hazır olduğu yönünde olduğunu ancak nedense bir şekilde sonuca varılmadığını anlatan Derya, istisnai vatandaşlığın ya kaldırılmasını, ya da bu hakkın meclise verilmesini istedi.
Derya, bakanlık personelinin mesai saatleri içerisinde siyasi partilere gönderilmesinin de doğru olmadığını dile getirerek, imar planlarıyla ilgili tüm paydaşların dahil edilerek, adım atılmasını istedi.
İNCİRLİ
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de, İçişleri Bakanlığı’nın görevlerinin ne kadar zor olduğunun bilincinde olduğuna işaret ederek, yapılan işlerin kapsamı genişledikçe ilkelere bağlı kalmanın zorlaştığını kaydetti.
İncirli, cezaevi konusunda yaşanan sorunların görmezden gelindiğini ve yaşananların insan hakkı ihlallerini beraberinde getirdiğini söyledi.
Sıla İncirli, cezaevlerinin, doğası gereği zaten gergin ortamlar olduğunu ve yönetmenin çok zor olduğunu dile getirerek, yönetenin de devlet olması nedeniyle denetimlerin aynı elden yapıldığını anımsattı. Avrupa’da bu konularda alınan kararlar, kurulan komiteler olduğunu anımsatan İncirli, sorunların, denetimlere açarak ve farklı kurumlarla istişare edilerek çözülebileceğini söyledi.
Aynı anlayışla devam edildiği sürece yeni cezaevinde de var olan sorunların üstesinden gelinemeyeceğini ifade eden İncirli, cezaevindeki şiddeti önlemenin en kolay yolunun çalışanların ve mahkumların daha insani şartlarda yaşamasını sağlamak olduğunu kaydetti.
İncirli, cezaevinde sağlık kontrollerinin de titizlikle yapılması gerektiğini ifade ederek, kurumların verimini arttırmak için yapılması gerekenin büyümek değil, iyi kontrol etmek olduğunu söyledi.
ŞAHALİ
CTP Milletvekili Erkut Şahali, yerel yönetimlerin çoğunun sıkıntı içerisinde olduğunu ve bu noktada yapılması gerekenleri sıralayarak, reform çerçevesinde neler yapılmasının planlandığını sordu.
Devletin yerel yönetimler konusunu ciddiye almak zorunda olduğunu ifade eden Şahali, gerekli adımlar atılmadığı sürece belediyelerin yaşadığı sorunların kartopu gibi büyüyerek yol alacağını söyledi.
Siyasilerin nüfus konusunda belirsiz konuştuğuna işaret eden Şahali, nüfus sayımından sorumlu olan ve kayıt tutmakla yükümlü olan İçişleri Bakanının bile belirsizlikten bahsetmesinin çok acı olduğunu kaydetti.
Şahali, bilinmeyen bir nüfus üzerinden herhangi bir planlama yapmanın haliyle mümkün olamayacağını dile getirerek, kırsal kesim arsalarının rehabilitasyonuna ayrılan tutarın yetersiz olduğunu söyledi.
Maliye Bakanı’nın sürekli komitede olmasını da takdir ettiğini söyleyen Şahali, e-devlet konusunda yıllardır devam eden çalışmalar konusunda ve vatandaşların hayatını kolaylaştıracak adımları beklediklerini söyleyerek neler yapıldığını sordu.
Tarım arazilerinin imara açılmasıyla ilgili gelinen noktayı bilemediklerini, Tarım Bakanı’nın da 15 gün öncesine kadar bu konuda görüşme yapmadıklarını söylediğini anımsatan Şahali, İmar Planı’nın farklı noktalara etki edecek bir adım olması nedeniyle herkesin detaylı bilgi beklediğini söyledi.
İçişleri Bakanlığının en büyük ve geniş kapsamlı bakanlık olduğunu ifade eden Şahali, İmar Planı, cezaevi gibi konularda ayrıntılı sorular sorarak bilgi istedi.
ŞAHİNER
CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, yerel yönetimlerin toplum üzerindeki etkilerine değinerek, belediyelerin mali ve altyapı sorunlarıyla ilgili bilgiler verdi.
Kırsal kesim arazilerinin önemine de işaret eden Şahiner, nüfus sayımının da, okul, hastane, konut planlanmasına etkisinden örnekler verdi.
Tarımsal rezerv arazilerle ilgili de yıllardır değişmeyen sorunlar olduğunu ifade eden Şahiner, kiralanan arazilerle ilgili yaşanan sorunlara değindi.
BAYBARS
Konuşmasına bakanlık personeline teşekkür ederek başlayan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, yerel yönetimleri merkezi hükümete bağlama noktasında olmadıklarını ancak 28 belediyenin 20’sinin durumunun çok kötü olduğunu, bu nedenle de reformun zorunlu olduğunu kaydetti.
Belediyelerin merkezden aldığı katkı olmasa gelir elde edebilecekleri faaliyetlerinin olmadığına işaret eden Baybars, reform kapsamında belediyelerin gelirlerinin arttırılması ve hizmet verecek yapıya gelmeleri açısından sayılarının azaltılmasını savunduklarını kaydetti.
Reform kapsamında yapmayı istedikleriyle ilgili bilgi veren Baybars, 2020’de yerel yönetimleri yasaya ve birime kavuşturmayı istediklerini ve Sayıştay üzerinden bağımsız denetçilerin kontrolünde olmalarının amaçları arasında bulunduğunu söyledi. Baybars, yerel yönetimlerin bu reformlara sıcak bakmadığını dile getirerek, bunun da reform konusunda adım atmayı zorlaştırdığını kaydetti.
Baybars, veriye dayalı planlamanın önemine değinerek, doğan ve ölen nüfusun bilinmemesinden kaynaklanan bilinmezlik olduğunu, bunun da en temelde belediye ve kaymakamlığa bildirim zorunluluğu bulunmamasından kaynaklandığını belirtti.
Ayşegül Baybars, her ölen için gidilen ortak yerin belediye olduğunu ancak belediyelerin bunu bakanlığa bildirme zorunluluğu olmadığına işaret etti.
Yabancı nüfus bilgisine öğrencilerle başladıklarını, ikamet ve vize tüzüğünü yenileme çalışmasıyla devam ettiklerini anlatan Baybars, tüzükle ilgili yapılan çalışmalar ve öngörülen uygulamalarla ilgili bilgi vererek, 1 yıl sonra nüfusu kesin ve net bilebileceklerini söyledi. Baybars, bu tüzüğün çalışanları kayıt altına da alabileceğini, getirilen ilave kolaylıkların da kayıt zorunluluğuna bir engel teşkil etmediğini kaydetti.
Normal nüfus sayımının her yerde 10 yıl civarında yapıldığını ve ülkenin hala bu sınırlar içinde olduğunu ifade eden Baybars, adres kayıt sisteminin tamamlanmasıyla nüfus sayımı konusunda DPÖ’ye yardım edebileceklerini belirtti.
Yurttaşlık verilmesinin İçişleri Bakanlığı’na bağlı olmadığını vurgulayan Baybars, bu konuda yanlış bir algılama olduğunu; yasa tasarısının tamamlandığını ancak meclise gönderecek olanın kendileri olmadığını söyledi.
Baybars, Yurttaşlık Yasa Tasarısı’yla ilgili önceki hükümet döneminde adımlar attıklarını ancak geçirmeyi başaramadıklarını dile getirdi. Baybars, istisnai vatandaşlığın kriterlere bağlı olması için tüzükte çalışma yapıldığını ancak kendisinin bu yetkinin meclise devredilmesini uygun bulmadığını kaydetti.
İmar Planı’nda aksatma olmaması için emirname çıkarıldığını, 150 civarında paydaşın hemfikir olup, bir plan çıkarmanın mümkün olamayacağını ve söyleneceklerin bitmemesinin doğal olduğunu anlatan Baybars, paydaşları ayrı ayrı sunumlarla katılımcılığı hat safhaya taşıdıklarına inandığını söyledi.
Plan ekibini ve bakanlığı töhmet altında bırakan açıklamalar yapıldığına işaret eden Baybars, imar gelişme sınırları içinde altyapısı olmayan yerlere imar izni verilmeyeceğini sürekli tekrarlamalarına rağmen ilgili belediyelerin bu konuda hala tedirginlik yaşamasını anlayamadıklarını kaydetti.
Tarım arazileriyle ilgili öneri almadıklarını, eleştirilerin doğru olmadığını dile getirerek bu konuda Tarım Bakanlığı yetkilileriyle yaptıkları görüşmeleri aktaran Baybars, kendilerinin yine de yaşanacak anomalileri engellemek için kural ve koşul bölümüne Tarım Bakanlığı görüşünü de eklediklerini anlattı.