Kıbrıs’ta Türk-Rum kavgalarının başlangıcı 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Temeldeki nedeni de Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayallerinden kaynaklanan Enosis hedefleridir. Kıbrıs’ta Rumların Enosis Mücadelesi ile Kıbrıs Türk Halkının Enosis’e karşı mücadelesi köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hedefleri çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı 1791 yılından beri gündemdedir..

Bu fikre ve ilkeye göre, 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen İstanbul tekrar ele geçirilecek, Yunanistan, Girit, Rodos, Kıbrıs Anadolu ve taa Büyük İskender’in uzandığı İskenderiye’ye kadar olan topraklar işgal edilerek , bir Helen İmparatorluğu olarak kabul edilen Büyük Bizans İmparatorluğu kurulacaktı.. Bu İmparatorluğun merkezi ise eski Bizans’ta olduğu gibi hala “Konstantinopolis” diye anahtarı İstanbul olacaktı..

Megali-İdea, kelime anlamı ile “Büyük İdeal, Büyük Fikir” demektir. Megali-İdea fikri ilk kez Rigas Ferreros adlı bir Rum tarafından gündeme getirilmiş olup ilk Megali-İdea Haritası 1791-1796 yılları arasında Bükreş’te hazırlandı ve Viyana’da yayınlandı.. Megali İdea’nın yaşatılması ve nesilden nesile aktarılması görevini Rum-Ortodoks Kilisesi ve Ortodoks Mezhebinin merkezi olan İstanbul’daki Patrikhane üstlenmiştir.

Megali İdea’nın gerçekleştirilmesi için bir örgüt gerekliydi. Bu amaçla 1814’te Rusya’nın Odessa kasabasında Çarlık Rusya’sının desteğiyle Filiki-Eterya adlı bir örgüt kuruldu. Megali İdea çerçevesinde hazırlanan program doğrultusunda 25 Mart 1821 Yunan İsyanı başlatılmış ve Yunanistan 1830 yılında bağımsız bir devlet haline gelmiştir.. Yunanistan’ın daha sonra yukarıda belirtilen bölgelerin ilhakı için uyguladığı stratejisi “Enosis” çerçevesinde sürdürülecekti. Bağımsızlığının kazandığı 1830 yılında 1 milyondan az nüfusu ve 50 bin km kare civarında toprağı olan Yunanistan Megali İdea hayalleri çerçevesindeki yayılmacı politikası sayesinde yüz yıldan az bir zamanda bugünkü toprakları işgal ederek 3 kat büyümüştür. 15 Ocak 1840’da Meclis’te yapmış olduğu konuşmada Yunan Başbakanı Kolettis: “Hedefimiz Türkleri Avrupa’dan söküp atmaktır” diyerek bu amaçlarını ortaya koymuştur.

18 Ekim 1910’da iktidara gelen Yunan Başbakanı Venizelos “Büyük Yunanistan Programı” adını verdiği stratejisinde: “Ege Denizi Yunan Denizi olacak, iki kıtaya uzanan (Avrupa-Asya) ve beş denize açılan Yunanistan kurulacak, Bizans-Grek İmparatorluğu yeniden yaratılacak” diyordu.. Bu çerçevede 1830-1913 döneminde ancak 63000 km kare olan Yunan toprakları Balkan Savaşları sonunda 1913 Bükreş Anlaşması ile tam bir kat büyüyerek 120 000 km kareye çıktı. Balkanlarda en büyük Türk kenti olan Selanik’i ele geçirdi. 2 milyonluk nüfusu 4.5 milyona çıktı. Halbuki Balkan Savaşlarından önce Balkanlarda 5 milyon Türk yaşamaktaydı.

Venizelos 1913 Bükreş Anlaşmasından sonra o zamanki İçişleri Bakanı Emanuel Repulis’e “Şimdi artık gözlerimizi doğuya çevirme zamanı geldi” derken hedefi “Ege, Anadolu ve Kıbrıs’tı”. O günden bu yana Yunanistan , Megali İdea hedefleri içinde bulunan bir çok toprağı ele geçirdi. 1829’da Mora’yı, 1864’te Yedi Ada’yı, 1881’de Tesalya’yı, hukuken 14 Kasım 1913’te Girit , 1912’de Limni, 31 Ekim 1912’de Taşoz, Semendirek , 1 Kasım 1912’de Midilli,

1913’te Sakız, 16 Mart 1913’te Nikariya, 1912-1913’te Batı Trakya ve Selanik, Balkan Savaşı sonunda Ege Adaları’nı, Makedonya’yı, Epir’i (Yanya), II. Dünya Savaşı sonunda 12 Adalar ve Rodos 10 Şubat 1947’den sonra sıra Kıbrıs’a gelmişti.

Ne var ki Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk Halkı, Kıbrıs’ta ise Anavatanımız Türkiye desteğindeki Kıbrıs Türk Halkı tarafından hedeflerine ulaşmaları engellenmiştir.

Megali İdea ülküsünü besleyen, yayan esas örgütlü güç, Osmanlı Devleti içinde çok geniş imtiyazlar elde eden Ortodoks Kilisesi idi… Megali İdea düşüncesi çerçevesinde şekillenen Yunan milliyetçiliği Kıbrıs’lı Rumlar tarafından Kıbrıs’ta da bir ayaklanma hazırlığına girişilmiştir. 1821 Mora İsyanı Enosis için ümit yaratmıştı. Nitekim 19 Haziran 1821’de Filiki-Eterya’nın liderlerinden Konstantin Kanaris Kıbrıs’a gelerek para, silah ve yiyecek topladı. Bu ziyaret sonrasında Kıbrıs Başpiskopos’u Kipriannos, ayaklanma hazırlığına girişti. Ayanni (Aydın) köyünden “Dimitri” adlı bir Rum bu hazırlığı Vali’ye ihbar etti ve isyan başlamadan önlenmiş oldu.. Dimitri’nin mektubunda şunlar vardı: “paskalya gecesi saat altıda Lefkoşa’da top atışı olacaktır. Başpiskopos Kiprianos, Rumca yazılmış mektubunu kendi adamına vererek adı geçen köyde (Ayanni/Aydın) okutmuştur..

Bu mektuba göre; top atışı duyulduğu vakitte, bütün Hristiyanlar harp silahları ile Lefkoşa’ya hücum edeceklerdir. Tüm adayı almak için birlikte hareket ederek sözleşmelerini öneren Başpiskopos: “Hristiyanlar Lefkoşa’yı da ele geçirdikten sonra bütün Müslümanları katledip ortadan kaldıracaklardır”. Bu konuyu Hristiyanlara kesin olarak bildirip tembih eden zikreden mektubu diğer köylere de yollayıp okutmuştur..

Kıbrıs’ta isyan başarılı olmadı ama Mora Yarım Adasında bir kıyıma, hatta bir soykırıma dönüştü. Harward Üniversitesi Profesörü Rum asıllı Dennis Skiotis şu iki dizesi çok şey anlatır.

“Ne Mora’da Ne De Bütün Dünyada

Tek Bir Türk Bırakmayın Ayakta”

Bu iki dize ve Yunan isyanı sonrasında Mora’da hiç Türk kalmadığı düşünülürse bundan iyi ders almamız gerektiği kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Avrupa devletleri Türkiye aleyhine kışkırtıp onların gücüyle Megali İdea’yı gerçekleştirmeyi düşünen Yunanistan’da 15 Ocak 1884’te Yunan Meclisi’nde konuşan Yunanlı politikacı Loannis Kolettis: “Yunanistan Krallığı, Yunanistan değildir. Yunanistan’ın sadece bir parçasıdır. Yunanlılar sadece Krallık içinde oturanlar değildirler. Ayni zamanda Yanya’da, Selanik’te, Serez’de ya da Edirne’de, İstanbul’da, ya da Trabzon’da, Girit ya da Sisam Adası’nda Yunan tarihine ya da Yunan ırkına bağlı başka yerlerde oturanlar da Yunanlıdır. Helenizmin iki büyük merkezi vardır. Krallığın başkenti Atina’dır. Konstantinopolis (İstanbul) büyük başkenti bütün Yunanlıların kenti, düşü ve umududur” demişti. Kaynak: http:www.troimedya.com/Helenizm-vemegaloidea-makale.43.html

Yunanistan’ın Helen yayılmacılığı devam ederken 14 Kasım 1913’te Girit, 10 Şubat 1947’de 12 Adalar, 10 Şubat 1947’de Rodos’tan sonra sıra Kıbrıs’a gelmişti. 15 Ocak 1950’de Rum Ortodoks Kilisesinin 2 hafta süreyle Kiliselerde düzenlemiş olduğu Enosis Plebisitinde oy kullananların %96’ı Enosis’e ‘Evet’ demişlerdi..

İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde 1 Nisan 1955’te E.Albay Grivas’ın liderliğinde EOKA tedhiş örgütü İngilizlere ve Kıbrıs Türk Halkına karşı faaliyete geçerken hedefleri Enosis’e giden yolu açmaktı.. Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine, egemenliğine ve ortaklığına dayalı, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olmayacaktı..

21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Akritas Planının uygulamaya konulmasının ardından Enosis’e giden yolu açmak için 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk Halkı Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılara ve katliamlara uğradı... 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin Makarios’a karşı düzenlediği darbenin de esas hedefi Enosis’i gerçekleştirmekti. Nitekim Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Radyo-TV’den yaptığı açıklamada “Kıbrıs Helen Devleti”ni ilan ederken Anavatanımız Türkiye’nin düzenlediği 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış ve huzur gelecekti..

Ancak ilerleyen günlerde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin “Megali-İdea artık kalktı mı?” diye sormaları üzerine ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Klerides: “Bu durumda, Megali İdea 50 yıl geriye gitmiştir” demişti, “Megali idea kalkmıştır” diyememişti!..

Yıllarca devam eden görüşme sürecinde olumlu bir sonuca ulaşılamamasının ardından 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi.

Megali İdeanın bütün hedefleri Türk toprakları üzerindedir. Günümüzde Rum-Yunan ikilisi savaşla değil, psikolojik harple Megali idea hedeflerine ulaşmak istemektedirler. Tarihin yaşanan acı gerçeklerine rağmen Yunanistan’ın Megali İdea hayalinden vazgeçmeyen ve Kıbrıs’ı her zaman Helen toprağı olarak gören Yunanistan, Megali İdea hedefleri içinde yer alan Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için fırsatları değerlendirmeye çalışmaktadırlar..

Kıbrıs’ta yapılmak istenen önce tüm Ada’da Rum egemenliğinde federal bir devlet kurulmasını sağlamak, daha sonra da uygun koşullar geldiği zaman , Rum çoğunluğun kararı ile Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak ve Megali İdea hayali çerçevesinde Enosis’i gerçekleştirmektir.

ABD’nin, AB’nin ve diğer büyük güçlerin vermiş oldukları güvencelere inanarak onların baskılarına boyun eğerek Federal Devlet/Birleşik Kıbrıs gibi siyasi çözümlere ‘evet’ diyecek olursak Kıbrıs Türk halkı olarak sonumuz Girit Türklerinden farklı olmayacaktır..

25 Mart 1821’in Yıl dönümü her yıl olduğu gibi bu yıl da Güney Kıbrıs’ta ve Yunanistan’da kutlanmaktadır. Yerel basınımıza yansıyan haberlere göre Güney Kıbrıs’ta yapılan kutlamalar yetmezmiş gibi 25 Mart günü Limasol’a bağlı “Episkopi” köyündeki Cami’ye saldırılarda bulunuldu, duvarlarına mavi renkte boyalarla 25 Mart 1821 ile ilgili Yunan ayaklanmasını öven sloganlar yazıldı, “Bütün Türklere Ölüm” şeklinde ırkçı yazılar yazıldı, Cami duvarlarına Haç işaretleri ve Yunan Bayrakları çizildi”..

Sonuç olarak; Kıbrıs sorununun esas nedeni Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea’dan kaynaklanan Enosis hayalleridir.. Bu oyunu bozacak tek olgu bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşatılmasını ve tanınmasını sağlamaktır..

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..