23 Mart 2016’da Rum basınından yerel basınımıza aktarılan haberlere göre ; Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki toplumlu iki kesimli federasyona dönüşmesi temelinde gerçekleşeceğini” ifade eden Anastasiadis, yapmış olduğu açıklamada :
Mustafa Akıncı’nın seçilmesinin ardından arzu edilen hedeflere ilişkin görüş birliği ve bunun sonucunda da Kıbrıs sorununda birçok konuda ilerleme sağladığını ifade ederken bu ilerlemenin müzakere masasında bulunan ve Kıbrıs Rum tarafının endişelerine ve taleplerine ilişkin olan ciddi sorunların aşıldığı yanılgısını yaratmaması gerektiğini ifade eden Anastasiadis; zorlukların, “Merkezi hükümetin ve devletçiklerin yetkileri, mülkiyet, toprak düzenlemeleri, çözümün uygulanması ve işgal ordusunun çekilmesi takvimleri ve garantilerin kaldırılması konularında olduğunu” savunuyordu.
Şimdilerde ise; 6 Mart 2017 tarihli yerel basınımızda yer alan habere göre Alithia Gazetesi, Kıbrıs sorununun çözümün eşiğine geldiğinin bir faraziye olmadığını, son 2 yıl içerisinde varılan yaklaşımların ve üstlenilen taahhütlerin, Kıbrıs sorununun en zor konularında dahi elverişli düzenlemeler için ön koşullar yarattığını yazıyordu…
Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yılbaşı dolayısıyla yaptığı açıklamalardaki şu vurgularını hatırlattı: “Son aylarda yaptığımız çetin mücadeleler aracılığıyla vatandaşların tamamının bütün temel insan haklarını tesis etmeyi başardık. Ülkenin demografik niteliğini, ülkenin dönüşeceğini (üniterden federasyona), tek egemenliği, tek uluslararası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı güvence altına aldık.”
Gazete, Cumhurbaşkanı sayın Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında son 20 ayda elde edilen ve Kıbrıs sorununu, Annan Planı’nı ve Zürih Anlaşması’nı iyileştirecek çözümün eşiğine getirdiğine işaret ederek “büyük başarılar” diye nitelediği noktaları şöyle sıraladı:
Federal anayasa birleşik Kıbrıs’ın iki oluşturucu eyaletten (devlet) oluşacağını tayin edecek, böylece bu eyaletlerin kurulacağını ve meşruiyetlerini önceden var olmalarından değil, Anayasa maddelerinden alacakları izah ediliyor. Tam da bu nedenle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin mihenk taşı, yani 1960 Kuruluş Anlaşması yürürlükte kalacak, Kıbrıs BM ve AB üyesi olmaya devam edecek, kurulduğu günden beri imzaladığı bütün uluslararası sözleşmeler de yürürlükte kalacak. Uzlaşılanlar, detaylarıyla şöyledir:
Avrupa müktesebatı ve insan hakları ve temel özgürlüklerin uygulanması güvenceye alındı. Kıbrıs hükümranlığının herhangi bir yerinde dolaşım, yerleşim, mülk edinme, meslek icra etme ve yatırımcılık faaliyetleri. Kişisel mülkiyet hakkı ve iç yargı imkanlarından tatmin olunmaması halinde Avrupa İnan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hakkı güvenceye alındı.
Gazeteye göre halen elde edilen önemli ve benzeri görülmemiş kazanımlarla birlikte halen elde edilecek benzeri görülmemiş ve önemli kazanılacaklardan bazıları şunlardır: Toprakta Türk tarafı ilk kez harita (Türk tarafına 29,2 toprak bırakan) sundu ve mantıklı gelişme, Omorfo’nun (Güzelyurt) Kıbrıs Rum bölgesinde olmasıyla yüzde 28,6-7’ye inecek olmasıdır” diyor.
Gelinen aşamada Rum liderliği hayal bile edemeyecekleri tavizler koparmayı başarmalarına rağmen hala daha Anastasidis; Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ olarak nitelemeye devam ediyor ve “Azınlık olan Kıbrıs Türkleri devletin yönetiminde söz sahibi olamaz” diyor. Yine Anastasiadis, sürekli olarak Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını ve Türk askerinin geri çekilmesini istiyor, aksi taktirde ‘çözüm olmayacak’ diyor. Başpiskopos II. Hrisostomos da size bir defa da Türkçe söyleyeyim, “Çözüm yok” diyor. Yapılan anketlere göre Rumların % 78’i ‘Enosis’ istiyor ama hala daha her nedense KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı bugün Rum tarafında bir Enosis Plebisiti yapılsa çok iyi eminim ki ‘Enosis onaylanmaz’ diyor!...
Rum tarafında mevcut gerçekler ortadadır. Güney Kıbrıs’ta siyaseti yürüten, eğitime yön veren Rum Ortodoks Kilisesidir. Kıbrıs’ta, Megali İdea ülküsünü besleyen, yayan en esaslı gücün de yine Rum Ortodoks Kilisesi olduğunu bilmeyen yoktur.
Sonuç olarak Kıbrıs’ta mevcut gerçekler vardır. Rumların Megali İdea hayalleri nedeniyle Kıbrıs Türk ve Rum halklarının Birleşik Federal Kıbrıs çatısı altında bir arada yaşaması asla mümkün değildir… Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm Kıbrıs’ta mevcut gerçeklerde aranmalıdır. KKTC’nin tanınması aktif olarak gündeme getirilmelidir…..