EspenBarthEide’ye yakın geçmişte hiç de diplomatik olmayan bir uslupla saldırıya geçti. Eide’nin çözüm olmaması halinde Adada krizlerin yaşanabileceği yönündeki uyarısına kızan Anastasiadis, “Eide dikkatli olsun” dedi.
NikosAnastasiadis’in BM Genel Sekreteri EspenBarthEide ile ilgili suçlamaları devam ediyor.Anastasiadis, Eide’yi “taraflı olmak” ve “Ankara’nın tehditleri karşısında sessiz kalmakla” suçluyor.Anastasiadis, Türkiye’yi,Eide’yi ve Kıbrıs Türk tarafını, BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’e de bir mektupla şikayet etmiştir.
8 Mayıs tarihli Politis gazetesi, bir yandan Doğu Akdeniz’deki doğal gaz araştırmaları nedeniyle Temmuz ayı içerisinde kriz çıkabileceği değerlendirmesi yapan Eide’nin bir yandan da siyasi irade gösterilmesi halinde olguların Cenevre’de Konferansa ilerleyebileceğini değerlendirerek, liderlerin 17 Mayıs’taki görüşmesini anahtar diye nitelediğini hatırlattı.
Anastasiadis, Eide için şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne tehditleri, çeşitli Navtex’lerve Barbaros’un varlığı ile oluşan güvensizlik ortamını görmemeye çalışıyor. Kıbrıs Rum Toplumunun temsilcisi olarak , tarihi olaylara atıftan dolayı değil ama Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne gerçek tehditten dolayı (müzakerelerden) ayrılmamamı takdir etmiyor” dedi.
Anastasiadis yanlış bir düşünceye kapılmış gidiyor. Ankara’nın kimseyi tehdit ettiği yoktur. Neticede anavatanımız Türkiye ile KKTC arasında yapılan anlaşmalar ve bu anlaşmalar çerçevesinde yer alan doğalgaz arama çalışmalarıdır ve de Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırmalar yapmaktadır. Bu da KKTC’nin ve de anavatanımız Türkiye’nin en tabii hakkıdır.
Hatırlardadır, 2014’te Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin KKTC adına yapmakta olduğu araştırmalar nedeniyle neredeyse 7 Ekim 2014’ten Mayıs 2015’e kadar masadan kaçan taraf olmuştu. Ama şimdilerde yalandan da olsa Anastasiadis masada oturmaya devam ediyor ve masadan kaçan taraf olmamak için mücadele ederken de ileri geri konuşmaya devam ediyor.
Günümüzde Anastasiadis, bir çok gazeteci tarafından “çözümden uzaklaştı, tek derdi yeniden seçilmek” şeklinde eleştirilmekte ve Rum tarafında bu tutumu ile de yıldırımları üzerine çekmeye devam ediyor.
Şu bir gerçek ki, görüşme masasından siyasi çözüm adına olumlu bir gelişme olması hayal ötesidir!.. Ancak, KKTC’de her ne pahasına olursa olsun çözüm peşinde koşan ve de çözüm hemen şimdi, barı engellenemez düşüncesi içerisinde olanlar, Anastasiadis’i bir kez daha taktiklerle uğraşmaktan vazgeçmeye ve de başkanlık seçimini değil, barışı ve gelecek nesi Kıbrıslıları düşünmeye davet ediyorlar.
Gerek KKTC’de ve gerekse Güney Kıbrıs’ta hala daha federal çözüme inanlar vardır ve de sözüm ona federal çözüm treninin kaçırılması halinde adanın mutlak bölünmesinin hayata geçeceğini “Taksim”in gerçekleşeceği endişesi içindedirler… Bizden bazıları hala daha Anastasiadis’i Birleşik Federal Kıbrıs gibi bir çözüme adını yazdırmasını ve de adını barışsever insanların kalbine yazdırmasını istiyor.
Çözüme çok yaklaştık ama hala daha ciddi sorunlar ve de çözülemeyen çok önemli başlıklar var ama Kıbrıs sorununu çözmek için uğraşmaktan kaçmayınız. Çözmek için uğraşmaktan kaçmak, “çözümsüzlüğe , “statükoya” çalışmak olacaktır, bu fırsatı kaçırmamak için son çalışmalarını yapınız diye çırpınanlar vardır…
Mevcut görüşme süreci ile Kıbrıs’ta hala daha adil ve kalıcı bir siyasi çözüme varılamayacağını niye kabullenemiyoruz acaba?Öncelikle müzakere zemini değiştirilmelidir.
Bilmeliyiz ki , adil ve kalıcı bir siyasi çözüme ancak Kıbrıs’taki gerçeklerin kabulü ile varılabilir. Bu da ancak Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla mümkündür.