21 Aralık 1963’te Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırıları ile 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılmasının ardından  Kıbrıs Türk ve Rum halkları arasında  1968’de Rauf R. Denktaş ve Klerides arasında  başlayan görüşme sürecinde Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri nedeniyle olumlu bir sonuca varılamayacak ve Rum-Yunan silahlı saldırıları 11 yıl boyunca devam edecekti.
15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin  Makarios’a karşı düzenlenen darbenin esas hedefi Enosis’in bir an önce gerçekleşmesini sağlamaktı. Nitekim  Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson  17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devletini ilan edecekti.
Bu gelişmelere anavatanımız Türkiye’nin seyirci kalması mümkün değildi. Nitekim düzenlenen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluşurken Kıbrıs’ta barış ve huzura ulaşılmıştır.
Geriye dönüp baktığımızda yakın geçmişle kadar devam eden KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş-Klerides, Denktaş-Makarios, Denktaş-Kiprianu, Denktaş-Vasiliu, KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat-Papadopulos, KKTC’nin 3.Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu-Hristofyas, Dr. Derviş Eroğlu-Anastasiadis, KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı-Anastasiadis  arasında yıllarca devam eden  görüşme süreçleri  Rum-Yunan ikilisinin Enosis’e giden yolu ısrarla açmak istedikleri için başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Öyle ki Garanti Anlaşmaları iptal edilmeli Türk Askeri adadan gitmeli diyen  Anastasidis “Türkiye Hizaya gelmeli” diyecek kadar ileri giderken şimdilerde de GKRY Lideri Hristodulidis : “Garanti Anlaşmaları iptal edilmeli, Türk Askeri adadan gitmeli Rum göçmenler evlerine mülklerine dönmeli, Türkiye’den gelenler ülkelerine geri dönmeli” diyor!..      
Geriye dönüp bakacak olursak; 1974 Barış Harekatının ardından  Rauf R. Denktaş ve Klerides arasında  yıllarca devam eden Federasyon görüşme  sürecinde Rum-Yunan ikilisinin hedefi Enosis’e giden yolu açmaktı.  Nitekim 07 Temmuz 2017’de  Crans Montana Konferansının çöküşünün esas nedeni Rum-Yunan ikilisinin Garanti Antlaşmalarının iptal edilmesinde ve de  görüşme  Türk Askerinin adadan tamamen çekilmesinde ısrarcı olması nedeniyle görüşme masasını terk etmelerinden kaynaklanıyordu..
Bu gelişmelerin ardından KKTC Cumhurbaşkanı sayın Mustafa Akıncı: “Bu Bizim Neslin Son Denemesiydi” derken  Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu:                             “Federasyon  görüşme süreci bir kez daha  başlamamak üzere sona erdi” demiştir..
11 Ekim 2020  tarihinde sayın Ersin Tatar’ın KKTC Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında 5+BM Cenevre Konferansında yapmış oluğu konuşmasında bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliğinin tanınması ve görüşme masasındaki statüsünün  Kıbrıs Rum liderliğinin statüsüne getirilmesi olduğunu dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar tarihi bir adım atıyordu.. Kim ne derse desin, 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında  gerçekleşen Cenevre Konferansı Türk tarafı için “Tarihi Bir Dönüm Noktası olacaktı”..
Ancak ne var ki gelinen noktada  Crans Montana Konferansında yer alan  Rum-Yunan heyetinde önemli görevlerde bulunan Nikos Hristodulidis şimdilerde GKRY Cumhurbaşkanıdır ve de  o günde dediği gibi şimdilerde de Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli Türk Askeri adadan gitmeli yönündeki söylemlerini tekrarlamaya devam ediyor!..
Gerçek şu ki; Rum-Yunan ikilisi dün olduğu gibi bugün de Megali-İdea hayalleri içinde yaşamaya devam ediyorlar!..
11.04.2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu: “Adada  bir  çözüm için sadece siyasi eşitliğin kabulünün yeterli olmadığını, toplumların değil; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliğinin tekrar teyidinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı ve federasyon hedefiyle yapılan görüşmelerin bir daha geri gelmeyecek şekilde geçmişte kaldığını ifade etti..
.. “Siyasi eşitliği kabul etmezsek çözüm olmaz” diyen AKEL, Kıbrıs Masası Şefi  Tumazos Çelebis’i  eleştiren sayın Tahsin Ertuğruloğlu; Çelebis’in sözüyle ilgili bir soru üzerine yapmış olduğu  açıklama şöyle: “AKEL Kıbrıs Masası Şefi Tumazos Çelebis, ‘Siyasi Eşitliği Kabul Etmezsek, Çözüm Olmaz’ diyerek sanki kayda değer bir söylemde bulunduğunu düşünüyor olabilir. Soruyorum; 1960 ortaklık devleti kesin bir siyasi eşitlik düzeni değil miydi? Üstelik garanti edilmiş bir siyasi eşitlik düzeni değil miydi? Peki ne oldu sayın Çelebis? Bu düzeni sizler yıkmadınız mı? ..
Devletin ortak sahibi Kıbrıs Türk Halkını silah zoruyla dışlayarak, ortaklık yapısını salt bir Rum devletine döndürmediniz mi? Yıllardır da bu sahte ünvanınızı ve statünüzü kullanarak Kıbrıs Türk halkına karşı izolasyon siyaseti gütmüyor musunuz?..
..Şimdi de hiç çekinmeden, hiç utanmadan ‘Siyasi Eşitlik Olmazsa Çözüm Olmaz’ diyecek kadar basitleşiyorsunuz.  Kendinizi çok akıllı, Kıbrıs Türk halkını da aptal mı sanıyorsunuz? Kıbrıs Türk halkı size hak ettiğiniz cevabı vermiştir.  Ancak o yalan dünyanızda bu cevabı algılamamakta ısrar ediyorsunuz..
..1960 tecrübesinden bugüne edindiğimiz tecrübe ve çıkardığımız dersler bize şunu göstermektedir: Sadece siyasi eşitlik asla yeterli değildir. Federasyon hedefiyle yapılan görüşmeler bir daha geri gelmeyecek şekilde geçmişte kalmıştır. Devletimizin  egemen eşitliğinin  tekrar teyidi kaçınılmazdır. Yani ‘Toplumların’ eşitliği değil, devletlerin eşitliği. Anlayacak mısınız?”  demişti.
Yine ayni gün yerel yazılı basınımızda  “Cumhurbaşkanlığı Halk Konseyi Çalışmaları” kapsamında   yer alan açıklamasında  Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri değerlendiren  KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar:
“Rum-Yunan ikilisinin silahlanma ve gerginlik yaratıcı faaliyetlerini ‘sürekli olarak tırmandırdığını’  belirterek şu ifadelerde bulundu. “Kıbrıs Türk tarafı olarak Kıbrıs’ta adil, sürekli    ve sürdürülebilir bir anlaşmadan yanayız. Bunun da yolu, Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı  hedefleyen federal  temele dayalı bir anlaşmadan değil; anavatanımız Türkiye’nin de desteklediği , iki eşit egemen devletin varlığına dayalı çözümden  geçmektedir.  Bu çözüm şekli de Kıbrıs’ın       ve bölgenin yararına olacak tek çözüm şeklidir. Kıbrıs’ta en az Rumlar kadar egemeniz ve en az onlar kadar her türlü hakka sahibiz.      Devletimizden ve egemenliğimizden vazgeçecek değiliz” dedi..   
12.04.2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında   Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı:  “Crans-Montana sürecinin çökmesinin baş mimarı olan Rum liderin federal çözüme ulaşılması için gerçekleştirilen görüşmelerin Crans-Montana’da kaldığı yerden başlayacağını söylemesinin en basit ifadeyle  riyakarlık” olduğunu kaydetti..
.. Yine KKTC Dışişleri Bakanlığı, federasyon için son deneme olan sürecin akamete uğramasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, devletinin egemen eşitliğinin tekrar tescilini öngören bir vizyon belirlediğini ifade ederek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin belirlediği yeni politikasının değişmeyeceğini iyi bilen Rum liderin halkına gerçeği söylemesi gerekmektedir” dedi..
..KKTC Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan basın açıklamasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Hristodulidis’in Rum tarafında katıldığı bir ayinde Kıbrıs konusuna ilişkin yaptığı açıklamalar değerlendirildi:     
“Her zamanki  ve diğer geçmiş Rum liderler gibi, gerçekleri örtmeyi hedeflemektedir” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:     “Önemli bir fırsat teşkil eden Crans Montana sürecini sonuçsuz bırakmak için her türlü çabayı göstermekten geri durmayan Rum lider Hristodulidis’in , Kıbrıs konusundaki açıklamalarının kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Sürecin çökmesinin baş mimarı olan Rum liderin , federal çözüme ulaşılması için gerçekleştirilen görüşmelerin Crans-Montana’da kaldığı yerden başlayacağını söylemesi en basit ifadeyle riyakarlıktır.
..Gerçek şu ki mevcut statükonun devamını temin etmek ve Kıbrıs Türk Halkını izolasyon altında yaşamaya zorlamak maksadıyla Rum lider görüşme sürecini akamete uğratmıştır.  Federasyon için  son deneme olan sürecin akamete uğramasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,  Devleti’nin egemen eşitliğinin tekrar tescilini öngören bir vizyon belirlemiştir.  Türkiye Cumhuriyeti’nin  desteğiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  belirlediği yeni politikasının değişmeyeceğini iyi bilen Rum liderin halkına gerçeği söylemesi gerekmektedir..
..1963-1974 yılları arasında Türk-İslam eserlerini bilerek ve isteyerek yıkan Rum tarafının lideri Hristodulidis ile Başpiskopos Yeorgios’un , dini bir ayini bile siyasi bir kürsüye çevirdiklerini üzülerek görmekteyiz. Rum Kilisesinin papazlarına silah eğitimi verdiklerini bu vesileyle bir daha hatırlatmak isteriz. EOKA terör örgütünün kuruluş yıldönümünde, “Yunanistan, Kıbrıs, Enosis” pankartı önünde  , örgütü öven Rum liderin, Kıbrıs Türk halkına karşı agresif bir silahlanma politikasını  takip ettiğinin de altının çizilmesinde fayda  görmekteyiz..” dedi.
Gerçek şu ki; geriye dönüş söz konusu olamaz.     Federal siyasi çözüm hedefli bir görüşme süreci asla ve asla söz konusu değildir ve de olamaz..
12 Nisan 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; “Britanya’lı Kıbrıslı Türkler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Yaman ile eski Başkan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ersu Ekrem’i kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı’ndan  yapılan açıklamaya göre  kabuldeki konuşmasında sayın Ersin Tatar;   “Mart sonu gerçekleştirdiği Londra ziyaretine   değinerek, Birleşik Krallık’ın garantör ülke olarak önemine vurgu yaptı.  Sayın Ersin Tatar bu nedenle Kıbrıs konusunda Kıbrıs Türk halkının pozisyonunu ve Kıbrıs Türklerine uygulanan insanlık dışı haksızlıkları anlatmaya  devam etmenin önemli olduğunu söyledi..
..Rum tarafının anlaşma konusunda isteksiz olduğunu ve ortaya konan tüm çözüm önerilerini reddettiğini belirten sayın Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının en az Kıbrıs Rum halkı kadar müktesep haklara sahip ve egemen olduğunu ve 60 yıldır kendi kendini yönettiğini kaydetti.
“Kıbrıs’ta iki ayrı devletin varlığı hasıraltı edilemeyecek bir gerçektir” diye KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, iki devletin iş birliği için Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin kabul edilmesi gerektiğine işaret etti. İki devlet politikasının gerçekçi ve sürdürülebilir bir politika olduğunu belirten sayın Ersin Tatar,  Londra ziyareti sırasında  İngiliz Parlamenterlerle  ve basın kuruluşlarıyla yaptığı temaslarda  izlenen  siyaseti anlatmaya devam ettiğini kaydetti.
Kıbrıs Türk halkına uygulanan  haksızlıkların sona ermesine yönelik     Birleşik Krallık’ta her düzeyde  sarf edilen aktif çabaların öneminin altını çizen sayın KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; Britanya’lı Kıbrıslı Türkler Derneği ve Birleşik Kıbrıs’ta bulunan diğer Kıbrıslı Türk derneklere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Birleşik Kıbrıs’taki sesi olmaya devam etmeleri dolayısıyla teşekkür etti. 
Sonuç olarak; federasyon görüşme sürecinin 07 Temmuz 2017’de bir kez daha başlamamak üzere sona erdiğini Rum-Yunan  ikilisi  çok iyi bilmelidir..
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.      
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…