Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine ve egemenliğine dayalı olarak kurulan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti , Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesinde 21 Aralık 1963’te gerçekleştirdikleri silahlı saldırılar ve katliamlar sonunda yıkılacaktı.
Bu gelişmelerle birlikte Kıbrıs Türk halkı; 11 yıl boyunca adanın her yanında Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına ve katliamlarına uğradı. 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı düzenlediği darbenin esas hedefi Enosis’in bir an önce gerçekleşmesini sağlamaktı. Nitekim Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devletini ilan edecekti.
Anavatanımız Türkiye’nin bu gelişmelere seyirci kalması mümkün değildi. Nitekim düzenlenen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluşturuldu, Kıbrıs’a barış ve huzur geldi. Yıllarca devam eden görüşme sürecinden olumlu bir sonuç alınamamasının ardından 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. Rauf R. Denktaş KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı oldu. Ama ne yazık ki bu gelişmelere karşın Kıbrıs Türk halkı, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde yıllarca sürecek Federasyon görüşmelerine devam edilecekti.
24 Nisan 2004 Annan Planı Referandumunda Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş’ın ‘Hayır’ demesine karşın Kıbrıs Türk halkı, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde ‘Evet’ derken Rumlar ‘Hayır’ demişlerdi. Ancak ne var ki bir hafta sonra 1 Mayıs 2004 itibarı ile Rumlar, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti olarak AB’ne üye kabul edilmişlerdi.
Bu gelişmelerin ardından Rauf R. Denktaş yeni süreçte aday olmamasının ardından Şubat 2005’te sayın Mehmet Ali Talat KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Kıbrıs’ta siyasi çözüm adına anavatanımız Türkiye’nin desteğinde Türk tarafı taviz üstüne taviz verecek ancak bir sonuca varılamayacaktı. Neticede Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz tavrı karşısında KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat: “Daha Ne Yapayım Gidip Kendimi Saray Önünde Asayım Mı ? demek durumunda kalacaktı.
18 Nisan 2010’da Dr. Derviş Eroğlu KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı seçilecek ancak yıllarca devam eden görüşme sürecinden yine sonuç alınamayacaktı.
19 Nisan 2015’te KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Akıncı da siyasi çözüm adına taviz üstüne taviz verdi, hatta KKTC Meclisinin bilgisi dışında ‘Harita’ bile verdi. Neticede “Rum-Yunan ikilisi ısrarla Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli Türk Askeri adadan gitmeli” dediler. Türk tarafı bunu kabul etmeyince de Neticede 07 Temmuz 2017 sabahının erken saatlerinde 03.30’da Rum-Yunan ikilisi Crans Montana Konferansını terk edip gitmelerinin ardından KKTC 4. Cumhurbaşkanı sayın Mustafa Akıncı: “Bu Bizim Neslin Son Denemesiydi” demek durumunda kalırken Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: “Federasyon Görüşme Süreci Bir Daha Başlamamak Üzere Sona Ermiştir” demişti.
Gelinen noktada Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde hedefinin bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini Yaşatmak ve Tanınmasını Sağlamak olduğunu dile getirerek 11 Ekim 2020’de sayın Ersin Tatar’ın KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından “Egemen Eşitlik” politikası da resmiyet kazanacak ve de “Artık İki Devletlilik Bir Milli, Politika Haline Gelmiştir”. Gelinen noktada; Kıbrıs Türk Halkı olarak diyoruz ki “ Egemen Eşitliğimiz ve Eşit Uluslararası Statümüz” tanınmadan Kıbrıs sorunu ile ilgili resmi görüşmelere başlanması asla mümkün değildir.
Nitekim bunu 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşen 5+BM Konferansında “Kimsenin Bir Anlaşma Olacak Diye Kıbrıs Türk Halkından Bağımsız ve Egemen Devletimiz ve Eşit Uluslararası Statümüz” tanınmadan Kıbrıs sorunu ile ilgili resmi görüşmelere başlanması asla Mümkün Değildir” derken Rum-Yunan ikilisi ve BM Genel Sekreteri Guterres şaşkına dönüyordu.
Şimdilerde GKRY Başkanı Nikos Hristodulidis; yeni bir görüşme sürecine başlanmasını ısrarla dile getirirken “Garanti Antlaşmaları İptal Edilmeli Türk Askeri Adadan Gitmeli, Rum Göçmenler; Malına Mülküne , Evlerine Dönmeli” diyor başka bir şey demiyor!.
Her şeyden önce Kıbrıs Türk halkının kendi geleceğini tayin hakkı vardır. Rum liderliği bunu kabullenmelidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve yüceltmek Kıbrıs Türk halkının en önemli hedefidir.
5 Temmuz 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre İngiltere’de bulunan KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar Londra’da, Camridge Üniversitesi’nde düzenlenen ve öğrencilerle Akademisyenlerin katıldığı “Kıbrıs’ta İlerleme İçin Öneri Yolu” konulu konferans verdi. Konferansta KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir anlaşma için, Kıbrıs Türk tarafının Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası Statüsünün Elzem” olduğunu vurguladı.
Online olarak da yayımlanan konferansta yapmış olduğu konuşmasında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: İngiltere’nin “Kıbrıs konusuna, yeni bir yaklaşımla yaklaşması, garantör güç olarak yükümlülüklerini yerine getirirken, Kıbrıs Türk Halkına “Eşit Statü, Fırsat Eşitliği ve Eşit Muamele Konusunda Öncü Olması” çağrısı yaptı..
..Geçmişe dönüp bakacak olursak görevi sırasında federal temelde bir antlaşma için Annan Planı’na destek veren İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün “İki Devlet Modeline” destek ifade ettiğini ve bu konuya eski bakanın İngiliz basınındaki pek çok makalesinde yer verdiğini belirten KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; Rum Dışişleri eski Bakanı merhum Nikos Rolandis’in de Rum tarafının en az 15 çözüm planı ve önerisini reddettiğini açıkça yazdığını ve Kıbrıs konusunun egemenlik ve statü konusu ve bir tarafın diğer üzerinde hakimiyet kurma çabası konusu olduğunu ifade ettiğini aktardı..
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile geçen Cuma günü gerçekleştirdiği telefon görüşmesine değinerek, Genel Sekreter Guterres’in açıkça iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını söylediğini belirtti ve telefon görüşmesiyle ilgili şunları kaydetti:
“Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabulünün yeni resmi müzakerelerin başlaması için şart olduğunu anlattım. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulünün reddedilmesinin ise, Kıbrıs Türk tarafının müktesep eşitliğini reddetmek olduğunu ve bunun da ortak zemin bulma ve müktesep eşitliğe dayalı bir anlaşmanın sağlanamamasının altında yatan esas neden olduğunu Genel Sekreter’e ifade ettim” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Kıbrıs konusunda ilerlemenin yolunun BM Genel Sekreteri’nin , Kıbrıs’ta iki tarafın egemen eşit hakları ve eşit uluslararası statüsünün iyi niyet misyonu çerçevesinde BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmasını sağlamasıyla olabileceğini aktardığını söyledi..
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Dışişleri Eski Bakanı Dominic Raab ve İngiltere’nin Avrupa Bakanı Leo Docherty ile makamında yaptığı görüşmelere atıfta bulunarak şunları söyledi: “Görüşmelerimizde, Kıbrıs Türk Halkına İngiltere’nin uygulamakta olduğu adil ve eşit olmayan muamelenin yeniden gözden geçirilmesi konusunu gündeme getirdim. Garantör güç olarak İngiltere’nin her iki tarafa da eşit davranmakla yükümlü olduğunu ilettim. 2004 yılında Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı izolasyonun sona ermesi yönünde verilen sözlere rağmen bugün halen narenciyemiz, patatesimiz ve diğer ürünlerimiz için doğrudan ticaret yapamıyoruz. İngiltere’ye ülkeden direkt uçuş yapılamıyor. Yolcuların Türkiye’deki havalimanlarından geçmesi (touch down) hem yolculuk süresini hem de uçuş maliyetini artırmaktadır. İngiltere’de yaşayan 350 binden fazla Kıbrıslı Türk ve KKTC’de yaşayan on binden fazla İngiliz, bu haksız durumdan olumsuz olarak etkilenmektedir..
..Gençliğimiz kendi bayraklarıyla uluslararası dostluk maçlarına bile katılamamaktadır. Yaşam ve gelişim hakkı, insan hakları konusudur, çünkü şu anda Rum tarafı eşitlik temelinde bir çözümü kabul etmeden konfor alanındayken; Kıbrıs Türkleri BM ve AB üye devletlerinin haksız izolasyonları altındadır. Bu nedenledir ki, İngiltere’nin , Kıbrıs Türklerinin varlığını görmezden gelmeden bu büyük haksızlığın sona ermesi için öncü adımlar atması gerektiğine inanıyorum. Artık Kıbrıs Türk Halkı için özgürlük ve adalet zamanıdır”..
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, iki devlet siyasetine gün geçtikçe uluslararası desteğin arttığını ve İngiliz parlamenterleri ve medyasında yer bulduğunu belirterek, “KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğunu” vurguladı..
KKTC’nin farklı alanlardaki yatırım ve çalışmalarla giderek gelişmekte ve güçlenmekte olduğuna işaret eden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, 144 farklı ülkeden , üniversitelerinde eğitim alan öğrencisinin olduğunu, kendi elektrikli araçlarını üretmeye başladıklarını, Ercan Havalimanının yenilendiğini ve 20 Temmuz’da yeni terminal binasıyla Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılmasının beklendiğini ifade etti.
Gelinen noktada dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözümle birlikte Rum-Yunan ikilisinin hedefleri Megali İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolun açılmasını sağlamaktır. Bunun için de her vesileyle Garanti Anlaşmaları iptal edilmeli Türk Askeri adadan gitmeli, Rum göçmenler evlerine, mülklerine dönmeli Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalıdır diyor.
Sonuç olarak; gelinen noktada Rum liderliğinin hedefi görüşme sürecine 07 Temmuz 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmektir.
Dün olduğu gibi bugün de Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde tanınma yönünde adımlar atan KKTC, 11.11.2022’de Türk Devletleri Teşkilatına Gözlemci Üye olurken, 28.04..2023 tarihinde de Türk Devletleri Asamblesi (TÜRKPA)’nın 12. Genel Kurulunda oy birliği ile alınan kararla Gözlemci Üye olarak kabul edilecek ve de resmen tanınmaya giden yolda emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için; yeni bir müzakere süreci için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın her zaman dile getirdiği gibi Kıbrıs Türk Halkının “Egemen Eşitlik ve Eşit Statüsünün Tanınması Şarttır.
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev temellerinde aziz şehitlerimizin canı ve kanı olan bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni anavatanımız Türkiye’nin desteğinde yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..