Rum-Yunan ikilisi ve onlara destek veren büyük güçler ne düşünürlerse düşünsünler günümüzde Kuzey Kıbrıs’ta, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır ve de var olmaya devam edecektir.
11 Şubat 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; Rum tarafının Kıbrıs Türklerini temsil etme gibi yasal ve demokratik hakkının olmadığını kaydeden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs’a Özgürlük ve Adalet kampanyası çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret eden İngiliz Parlamenterleri kabul ederek görüşme yaptı.
KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen görüşmede, sayın Ersin Tatar; yıllardır devam eden Kıbrıs sorununda yeni bir sayfa açarak iki devlet temelinde gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma zamanının geldiğini dile getirdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre; Heather Wheeler, Baroness Nosheena Mobarik, Giles Watling, Pauline Lathan, David Reed, Çetin Ramadan ve Rikki Williams’tan oluşan parlamenterler heyetiyle yaptığı görüşmede KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Garantör ülke olarak Kıbrıs sorununu ve Kıbrıs’ta yaşananları yakından bilmesine rağmen İngiltere’nin Kıbrıs Türk halkına yönelik eşit ve adil muamele sergilemediğini” dile getirdi..
..İngiltere’nin eski Başbakanı Harold MacMillan’ın 1950’lerde İngiltere Parlamentosu’nda yaptığı açıklamalarda Kıbrıs Türk halkının “self-determinasyon hakkına sahip olduğunu söylediğini” anımsatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan müktesep haklarının bulunduğunu, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerinin EOKA’nın saldırılarına maruz kaldığını hatırlattı..
..Rum tarafının Kıbrıs Türklerini temsil etme gibi yasal ve demokratik hakkının olmadığını kaydeden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “Yarım asırdır, Rum tarafının pek çok anlaşmayı reddeden taraf olmasına rağmen, Kıbrıs Türk tarafına uygulanan insanlık dışı ve haksız ambargoların kaldırılması için verilen sözlerin tutulmadığını” dile getirdi.
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Rum Dışişleri eski Bakanı Nikos Rolandis’in Rum tarafının 15 kez çözüm planını reddettiğini yazdığına da değinerek, İngiltere Dışişleri eski Bakanı Jack Straw’ın yazdığı makalelerde “Kıbrıs’ta İki Devletli Bir Antlaşmayı desteklediğini” kaydetti..
Avrupa Birliği’nin (AB), Rum tarafının üyesi yapılmasıyla tarafsız olmadığına dikkat çeken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, AB’nin Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri tutmadığını anımsattı. KKTC’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla bir devlet olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, ‘iki devlet’ siyasetini Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle ortaya koyduklarını belirtti..
..KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, İngiltere’nin adada iki egemen üssünün yer aldığına dikkat çekerek, Kıbrıs Türklerinin egemenlik haklarının teyidi için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar “61 yıl sonra Kıbrıs’taki gerçeklere bağlı olarak her iki tarafın da yararlanabileceği yan yana yaşayan iki egemen eşit devlet temelinde bir anlaşmanın zamanının geldiğini” belirtti..
..Görüşmede, Cumhurbaşkanlığı heyetinden Hukuk İşleri Danışmanı Sülen Karabacak, Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Dış Basın Sorumlusu Kerem Haser de hazır bulundu..
Ne yazık ki, zaman zaman yaptıkları açıklamalarla Kıbrıs Türk halkının hedeflediği bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin olası bir siyasi çözümle birlikte tanınmasına karşı çıkan CTP, yazılı basınımıza yansıyan açıklamalarında: “Eşitlik, sadece BM kararları ve parametrelere bağlı Federasyonla mümkündür. Eşitliğe dayalı federasyon, Kıbrıs’ın bir başka ülkeye bağımlılığını önleyecek yegane çözümdür ..
..Kıbrıslı Türklerin gerek kapsamlı çözümle birlikte oluşacak devlette, gerekse tüm ada üzerindeki ve etrafındaki haklarını elde etmesi sadece federal çözümle mümkündür” ifadelerinde bulunuyor!.
..Keza CTP “Tüm dünya ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği de Kıbrıs’ta iki ayrı devleti kabul etmeyeceğini resmen açıklarken, Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşlığının devamının sadece federal çözümle mümkündür” ifadelerinde bulunuyor ve de CTP “Federasyon, dünyanın kabul ettiği tek çözümdür” diyor.
Yazık, hem de çookk yazık.. CTP’de bunu dile getirenlere sormazlar mı dünyanın kabul etmesi veya etmemesi bizi neden bu kadar ilgilendiriyor ki? Burada önemli olan adil ve kalıcı bir siyasi çözümdür, Rum-Yunan ikilisi hayal aleminde yaşamaya devam ede dursun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine dayalı bir Cumhuriyetti. Ne yazık ki günümüzde Rumlarla ayni devlet çatısı altında yaşamayı hedefleyenler; geçmişte yaşananları bilmezden ve görmezden gelmeye devam ediyorlar. Rum-Yunan ikilisinin 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ve katliamları ile Enosis’e giden yolu açmak istediğini aramızda unutanlar vardır, 11 yıl boyunca Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk halkına karşı adanın dört bir yanında yer alan silahlı saldırılarını ve katliamlarını bilmezden ve görmezden gelenler vardır.
Gelinen noktada Rum liderliğinin olası bir siyasi çözümde Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli Türk askeri adadan gitmeli dediğini aramızda bilmeyen mi vardır?
Ama ne diyor CTP? “Tüm Dünya ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği de Kıbrıs’ta iki ayrı devleti kabul etmeyeceğini resmen açıklarken, Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşlığının devamının sadece Federal Kıbrıs Cumhuriyeti ile mümkün olacağını” savunuyor.
Her vesile ile CTP, “Federasyon, dünyanın kabul ettiği tek çözümdür” diyor. Yazık hem de çok yazık. Hristiyan dünyasının ne düşündüğü bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren her vesile ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin var olduğunu ve de tanınması için bıkmadan usanmadan mücadele edeceğimizi dünyaya haykırmaktır.
Rum liderliğinin dünden bugüne olası bir siyasi çözümle birlikte hedeflerinin Enosis’e giden yolu açmak olduğunu bilmeyen var mı? Yıllarca devam eden federasyon görüşmelerinde Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ hakları ile kendilerine yamalamak istediklerini bilmeyen mi var?
Gerilere dönüp bakacak olursak her vesile ile yapmış olduğu açıklamada “Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı egemen halk bulunduğuna dikkat çeken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kalıcı, adil ve yaşayabilir bir anlaşmaya gerçekleşmeyecek ‘Federasyon’ hayali ile değil, bu gerçekler dikkate alınarak ulaşılabileceğine vurgu yaptı..
.. “1986 yılında başlayan ve çok uzun yıllar devam eden müzakere süreçleri, Federal temele dayalı bir anlaşmaya ulaşmanın mümkün olmadığını göstermiştir” diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Çünkü, Rum tarafının federasyon anlayışı, Kıbrıs Türk halkını bir Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bir ‘azınlık’ olarak yamalamak, Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak ve Türk Askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmaktır. Bunlar asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar şöyle devam etti: “Annan planı referandumunda ve Crans Montana görüşmelerinde yaşananlar da ‘Federal’ temele dayalı bir anlaşmanın mümkün olmayacağını açık ve net şekilde bir kez daha gözler önüne sermiştir..
..Bu gelişmeler sonrasında, egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerimizi ilk kez Cenevre’de müzakere masasına koyduk. Bölgenin en güçlü ve en büyük ülkesi Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen bu önerimiz, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olup, gerçekleşmesi mümkün olan tek çözüm şeklidir. Rum tarafına tavsiyem ise boş hayaller peşinde koşmaktan ve gerginliği tırmandırmaktan vazgeçmesidir” demiştir.
Rum liderliğinin hedeflerinin öncelikle hedefi anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün kaldırılmasını istediğini, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak istediğini bilmeyen mi vardır?
Gerçek şu ki; Kıbrıs Türk halkının bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ve de Garanti Anlaşmalarından vazgeçmesi hiç ama hiç söz konusu olamaz.
Sonuç olarak; Rum liderliği öncelikle Kıbrıs’ta dini, dili kültürü ve ırkı tamamen farklı iki ayrı halk olduğunu, olası bir siyasi çözümde de Kıbrıs Türk halkının var olan garanti anlaşmalarından vazgeçmeyeceğini ve de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamak azminde ve kararında olduğunu çookkk iyi bilmelidir.
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..