Hedefim,  “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır” söylemleri ile  18 Ekim 2020’de tarihinde KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçilen  ve de 23 Ekim 2020’de yemin ederek görevi Mustafa Akıncı’dan devralan sayın Ersin Tatar;  dün olduğu gibi bugün de hedefi doğrultusunda mücadele etmeye devam etmektedir.
Bilindiği üzere Rum-Yunan ikilisinin dün olduğu gibi bugün de hedefi ‘sözde’ Federasyon görüşme sürecine 07 Temmuz 2017’de sabahın erken saatlerinde 03.30’da  Crans  Montana Konferansını terk ettikleri yerden devam etmek olduğunu her vesileyle dile getirmeye devam ediyorlar.
Bilindiği üzere dün olduğu gibi bugün de  Rum-Yunan ikilisi “Hedefimiz Garanti Antlaşmaları İptal Edilmeli Türk Askeri Adadan Gitmeli, Rum göçmenler Kuzey’deki malına, mülküne, evine geri dönmeli, Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalı”  diyor, başka bir şey demiyor.
Dün olduğu gibi bugün   de Kıbrıs Türk Halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve tanınması sağlamaktır. Rum-Yunan ikilisi  öncelikle  adadaki gerçekler çerçevesindeki bir siyasi çözümü kabullenmelidir.
3 Nisan 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; BM Genel Sekreteri Guterres’e giderken çantasında  “Egemen  Eşitlik ve Eşit Uluslararası Statü” talebi olduğunu dile getiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar   “Bu Kabul Edilmeden Yeni Bir Müzakere Sürecine Başlayamayız” dedi.
22 Mart 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında, Türkiye’nin Kıbrıs’tan sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: “Türkiye’nin Garantörlüğü Olmasa, Gazze’de Yaşanan Manzaraların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde  de yaşanabileceğini herhalde hepimiz görüyoruz” dedi.
KKTC Başbakanlığı  tarafından İstanbul’da organize edilen “1. Kentler ve Kültürler Buluşması” etkinliği kapsamında  önceki gece “Kuzey Kıbrıs’ı İstanbul’da Yaşamak” isimli bir sergi düzenlendi ve iftar yemeği verildi..
.. Etkinliğe Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar  ve UBP-YDP-DP Hükümeti yetkililerinin yanı sıra; Türkiye’nin Kıbrıs’tan sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da katıldı.
Gecede , Ersin Tatar ve Cevdet Yılmaz’ın yanında, Murat Kurum da bir konuşma gerçekleştirdi. Yılmaz, Türkiye ile KKTC’nin ezeli gönül birlikteliğinin yansıdığı iftar sofrasında yer almaktan onur ve mutluluk duyduğunu belirtti. Cevdet Yılmaz, bu yıl Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılının coşkuyla ve farklı etkinliklerle kutlanacağını belirterek, etkinlikler kapsamında Türkiye’den bir grubun gemiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gitmesinin planlandığını söyledi..
..Cevdet Yılmaz, 100. Yılını geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti ile 40. Yılını tamamlayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  kalkınma işbirliğinde artık ustalık döneminde olduğuna işaret ederek, “İktisadi ve mali işbirliği temelinde ulaştırmadan enerjiye, tarımdan turizme her alanda Kıbrıs Türkü ile beraberiz, elimizdeki tüm imkanlarla Kıbrıs Türk Halkının yanındayız. Sadece adada değil, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın her bir Kıbrıs Türkü’nün geleceğe, öz vatanının yarınlarına güvenle bakmasını istiyoruz” dedi..
..Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin geniş bir diasporasının bulunduğunu belirten Cevdet Yılmaz,  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tüm bölgeleriyle gelişmesi ve kalkınması  için yapısal reformların da işbirliği içinde hayata geçirildiğini ifade etti..
..KKTC Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi binasının inşaatına hızla devam edildiğini ve Kasım ayına yetiştirilmesinin öngörüldüğünü dile getiren Yılmaz, destekler kapsamında KKTC’li çiftçilerin, besicilerin ve üreticilerin de yanında olduklarını söyledi. 245 üreticiye yaklaşık 11 milyon liralık ödeme yapıldığını ifade eden sayın  Cevdet  Yılmaz, KKTC’de ilk kez yurt yapmaya başladıklarını, söz konusu yurdun 802 kişi kapasiteli olduğunu belirtti..
..Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde  çok daha sağlıklı, güçlü bir Yükseköğretim sistemi  için gerekli adımların işbirliği içinde atılacağını söyleyen sayın Cevdet Yılmaz  “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ülkemize kimlikli seyahat edebilmeleri ve sağlık hizmetlerinden faydalanabilmeleri gibi pek çok kolaylığı getirdik, yenilerini de ekleyeceğiz. Temel felsefemiz şu; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde  yaşayan kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hangi konulardan istifade ediyorsa aynısını eşit bir şekilde elde etmeleri, o hizmetlerden faydalanmaları” dedi.
Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile belediyecilik tecrübesini de paylaştıklarını, KKTC’deki  11 Belediye’nin 29 projesine kaynak tahsis edildiğini söyledi. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında elektrik alanında çift hatlı Kablo Projesinin hayata geçirileceğini ifade eden sayın Cevdet Yılmaz, “Bunu başardığımız zaman gidişli gelişli olacağı için bu kablo sistemi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yenilenebilir enerji konusunda da potansiyelini kullanabilir hale gelecek. Bu projenin fizilibite çalışmalarına başlamış durumdayız” bilgisini verdi..
..Cevdet Yılmaz, Gazze’de herkesin yüreğini yakan manzaraların olduğuna işaret ederek “Bunları görünce yapılan 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının ne kadar anlamlı olduğunu da bir kez daha hepimiz herhalde takdir ediyoruzdur diye düşünüyorum. Türkiye’nin garantörlüğü olmasa,  Barış Harekatı olmasa   Gazze’de yaşanan manzaralara benzer manzaraların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de  yaşanabileceğini herhalde hepimiz görüyoruzdur diye  inanıyorum. Çok şükür Türkiye buna müsaade etmedi.  Bu anlamda tekrar emeği geçenlere, hem mücahitlere hem silahlı kuvvetlerimize sunuyoruz” ifadesini kullandı..
..Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikrarının Doğu Akdeniz’in istikrarı anlamına geldiğini belirten sayın Cevdet Yılmaz “Burada da şunun altını bir kez daha çizmek istiyorum; geçmişte denenip sonuç alınmayan yöntemlerin tekrar tekrar denemesinin de bir anlamı yok. 40 yıllık bir devlet var, 50 yıllık bir Barış Harekatı geçmişi var, bir realite var. Bu realiteyi bütün dünyanın görmesi gerekir, anlaması gerekir..
..Kıbrıs Türklerinin özden gelen hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri tespit edilmek durumundadır, biz buna inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konuda her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanındayız” diye konuştu..
22.03.2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında GKRY lideri Hristodulidis, dün Brugge kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi toplantısında BM Genel Sekreteri Guterres’le görüştü. Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos  Letymbiotis, Başkan Nikos Hristodulidis’in BM Genel Sekreteri ile görüşmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.  Açıklama şöyle:
 “Toplantıda  Cumhurbaşkanı Hristodulidis, BM Genel Sekreterine, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devam eden “Amalthia” girişimi ve bugün Kıbrıs’ta 36 devlet , uluslararası kuruluş ve STK’nın katılımıyla gerçekleştirilen genişletilmiş toplantı hakkında bilgi verdi ve Genel Sekretere desteği için teşekkür etti..
..Başkan, Genel Sekreter’e, Bayan Maria Angela Holguin Cuellar’ın kişisel elçisi olarak atanmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti, çünkü bugünkü (dünkü) toplantı onun atanmasının duyurulmasından sonraki ilk toplantıydı ve bir kez daha samimi ve bir şekilde Bayan Holguin Cuellar ile görevi nedeniyle yakın işbirliği istekli olduğunu yineledi..
..Hristodulidis, müzakerelerin Crans Montana’da kesintiye uğradığı noktadan yeniden başlatılması çabasındaki kararlılığının değişmediğini ve azalmadığının altını çizerken, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Müzakerelerin yeniden başlamasına katkıda bulunacak uygun bir olumlu iklim oluşması için yapıcı bir tutum sergilemeye devam ettiklerini kaydetti..”
..Diğer yandan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Belçika’nın Brugge kentindeki “Avrupa Kolejinde” önceki gün yaptığı konuşmada Avrupa Birliğinin (AB) Kıbrıs sorunundaki rolüne atıfta bulunduğu haber verildi. Hristodulidis burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi konusundaki çabalarında AB’nin lider rolünün çok önemli olduğunu, çünkü AB’nin esaslı ve aktif katılımının müzakerelerin yeniden başlamasına ve Kıbrıs sorununda çözümün sağlanmasına yardımcı olabileceğini savundu..
Gerçek şu ki  Rum-Yunan ikilisi  Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözümle birlikte Enosis’e giden yolu açmak istemektedir. Rum liderliği olası  bir siyasi çözümde Enosis’e giden yolun açılmasını hedefliyor.
Bunun için de  dünden  bugüne öncelikle siyasi bir çözümde  “Garanti Anlaşmalarının iptalini ve de Türk askerinin adadan gitmesini , Kıbrıs Türk halkının ‘azınlık’ haklarına  razı olmasını” dile getiriyorlar. Bu isteklerinin nedeni çok açık ve nettir. Kıbrıs Türk Halkı Girit misali yok edilmek isteniyor. Bunun başka bir açıklaması yoktur ve de olamaz..
Sonuç olarak; Rum liderliği dünden bugüne görüşme sürecine 07 Temmuz 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devam edilmesini dile getirmektedir.
Çok iyi hatırlardadır, o günde Rum-Yunan ikilisinin konferansı terk etmelerinin en önemli nedeni Garanti Anlaşmalarının iptalini ve de Türk Askerinin adadan ayrılması isteklerinin  Kıbrıs  Türk Halkının  ve de anavatanımız Türkiye’nin kabul etmemesiydi..
Ne yazık ki hala daha Rum-Yunan ikilisi Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk Askeri adadan gitmeli, Türkler ‘azınlık’ haklarına razı olmalı, diyor başka bir şey demiyor.
Kıbrıs Türk halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek  anavatanımız Türkiye’nin desteğinde  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..