Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü, eşitliği ve egemenliği için vermiş olduğu olağanüstü mücadele ile dünya liderleri arasındaki yerini hakkıyla almış büyük bir mücadele adamı, KKTCnin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaşı ölümünün 4üncü yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.
1944 yılında Hukuk Eğitimi için Lincolns Innde okumak üzere İngiltereye giden Rauf R. Denktaş 1947de Adaya döndü ve avukatlığa başladı. 27 Kasım 1948de Kıbrıs Türk Toplumunun Lefkoşada düzenlemiş olduğu Ayasofya Mitinginde Liderimiz Dr. Fazıl Küçükle birlikte halkına ilk kez hitap ediyordu. O günde Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş henüz 24 ve Liderimiz Dr. Fazıl Küçük de 42 yaşındaydı….
Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Denktaş, bizlere yaşamın imkansızlaştığı günlerde umut verdiler, yol gösterdiler, birlik ve beraberlik içerisinde mücadeleye devam etmemiz halinde güzel günlerin geleceğini işaret ettiler. Kıbrıs Türk halkı önce Dr. Fazıl Küçük sonra da Rauf Raif Denktaş etrafında kenetlenerek yaşam mücadelesi vermiştir.
Kurucu Cumhurbaşkanımız, temeli hak hukuk ve eşitlik mücadelesi olan milli davamızı benzeri görülmemiş bir özveri ve dirayetle savunmuş, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşmasına vesile olmuş müstesna bir kişiliğe sahiptir. O, bir ömür boyu Kıbrıs Türk halkının davasını savunmuştur.
Kıbrıs Türk halkı vermiş olduğu direnişiyle 1974ün mutluluğunu yaşadı.Kıbrıs Türk halkı, özgürlüğüne ve bayrağı altında hür yaşama hakkını elde ederken 15 Kasım 1983de KKTCni ilan etti. O günde liderimiz Dr. Fazıl Küçükün , dava arkadaşları Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş ve Osman Örekin ; halkımızı birlikte selamlamasını , yüzündeki mutluluğu o meydanda olanlardan birisi olarak çok iyi hatırlıyorum. O , tarihi bir gündü…. Ne mutlu o günleri görenlere…
Dr. Fazıl Küçükün 1950li yılların ilk yarısında onu siyaset sahnesine aldığı 1947 yılından itibaren ömrünün sonuna kadar Kıbrısta Türk milleti, üzerinde kurulmak istenen Rum-Ortodoks Kilisesi egemenliğine karşı birlikte mücadele ederek geçirdiler…
Rauf Denktaşın mücadelesi sadece Rum-Yunan ikilisiyle sınırlı değildi. Çünkü Rum-Yunan İttifakının arkasında ABD-AB oyunları vardı, BMnin hazırladığı tuzaklar vardı. Rauf R.Denktaş görünürde Rum-Yunan ikilisiyle mücadele ederken aslında ABD, AB ve BM ile mücadele etmek durumunda kalıyordu.
Ama ne yazık ki 2000li yılların ilk günlerinden itibaren gündeme gelmeye başlayan Annan planıyla birlikte yalnız bırakılıyordu….Hatta adı Mr. No: olarak anılmaya başlanmıştı…. Kasım 2002de ABDde yeni kalp ameliyatından çıkışına bile saygı duyulmadı, psikolojik baskı altına alındı. Hasta yatağında okuma fırsatı bulamadığı Annan Planı için evet demesi istendi ve hayır deyince de yalnızlığa itildi….
2 Nisan 2004de yapılan referanduma karşı hayır kampanyası düzenledi. Kıbrıs Türk halkı ABnin vaatlerine ve anavatanımızdan gelen telkinlere bağlı olarak %65 ‘evet derken, Rumlar %75 hayır dedi. Neticede tarih ,Denktaşı haklı çıkardı.
Rauf Denktaş, 2012de son nefesini vermeden önce, “ Hristofyasa söyleyin, KKTC bağımsız bir Cumhuriyettir ve öyle olmaya sonsuza kadar devam edecektir..” demiştir.
Hiç kimsenin sayın Rauf R. Denktaşı uzlaşmaz ve Kıbrıs sorunun bir anlaşma ile sonuçlanmasının başlıca sorumlusu olarak göstermeye hakkı yoktur… Denktaş, Kıbrısta iki ayrı bölge gerçeğini ,KKTCnin varlığını Adada çözüme giden yolda son nokta olarak kabul ediyordu. Rauf R. Denktaş, “Kıbrıs Türk halkı bu Adada en az Rumlar kadar yaşam, özgürlük ve egemenlik hakkına sahiptir ve Kıbrıs Türk halkı hangi şart altında olursa olsun bu haklarına sahip çıkmalıdır” diyordu.
Seni ve onurlu mücadeleni asla unutmayacağız. Bağımsızlığımıza , egemenliğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkacağız. Kıbrıs Türk halkı, Atatürk çizgisinden ayrılmayacak ve aziz şehitlerimizin canı ve kanı pahasına ,anavatanımız Türkiye ile el ele omuz omuza gönül gönüle kurduğumuz ; ömrünü verdiğin, onu yaşatmak ve yüceltmek için olağanüstü mücadele sergilediğin KKTCni ilelebet yaşatacaktır….
Kıbrıs Türk halkı, yok sayılmak istenen bir halkın varoluş mücadelesini yürüten ; Kıbrıs Türkünü, Cemaat statüsünden halk olma seviyesine getiren ve devlet olmaya ulaştıran , Dr. Fazıl Küçük , Rauf R. Denktaş , Osman Örek ve arkadaşlarını asla unutmayacaktır….