Futbolumuz, birkaç haftadır ‘KAOS’ ‘KRİZ’ söylentileri içerisinde çalkalandı durdu!
Hakemlerin formsuzlukları ön plana çıkarılarak kulüpler arası tartışma yaşanırken, Federasyon Başkanı Hasan Sertoğlu devreye girince iş tatlıya bağlandı…
Eski Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün kulüplere yeni yıl için verdiği 5 milyonluk katkı sözünün, tehlikeye girmesi üzerine patlayan ‘PARA KRİZİ’ yine Federasyon Başkanı Hasan Sertoğlu’nun beyanatı ve girişimleri sonrasında yine tatlıya bağlanıp, kulüpler 5 milyonlarına kavuşmuş oldular…
Dış ilişkilerle ilgili strateji ve tavırlarını “boşa kürek çekme” zaman kaybı, olarak görüp ciddi şekilde eleştirdiğim Hasan Sertoğlu’nun, maddi konu ile ‘iş becerme’ konularındaki başarısını her zaman takdir etmişimdir. İspat mı? İşte kriz diye ortaya çıkan iç konuları, tamirat-yenileme ve benzerleri gibi konuları, tereyağından kıl çeker gibi halleden Hasan Sertoğlu.
Dış ilişkilerde sıfır çeken Sertoğlu, iç konularda, iş becermede, para bulmada yüz üzerinden yüz almaktadır. Hasan Sertoğlu’nun farkı işte burada. Sertoğlu’nu farklı kılan işte bu becerileridir. Bu yöndeki farklılıkları, Sertoğlu’nun Kulüpler Birliği başkanlığıyla başlamış bu güne kadar sürmüştür. Hatırlanacağı üzere Ömer Adal devrinde devletin futbola katkısı ‘SIFIR’ iken Sertoğlu’nun Kulüpler Birliği başkanlığı zamanında devrin Federasyon Başkanı Niyazi Okutan ile birlikte harcadıkları çabalar ve girişimler sonrasında, katkı iki milyon TL ile başlamış beş milyona kadar ulaşmıştır. İşte sadece bu olay, Hasan Sertoğlu’nun bu yöndeki maharetini, becerisini göstermeye yetip artıyor bile.
Yiğidi öldür hakkını ver diye bir atasözümüzü anımsayarak, biz de yiğidi, ciddi şekilde eleştirmiş bir kişi olarak yiğidin hakkını teslim ediyor “iş becerme” deki hakkını teslim ediyor Sertoğlu’nun fark edilen farkını, ortaya seriyoruz.
Eleştirdiğimiz ‘Dış konularda’ ise haklılığımız zaten ortaya çıktı, onun üzerinde söz etmeye gerek yok. Bu arada o konu ile ilgili bilinçaltımızdaki düşüncemi söylemem gerekirse, başkanın yaptığı girişimler, benim bildiğim Hasan Sertoğlu’nun esas düşüncesinden kaynaklanmıyordu! İnancım odur ki, etrafındaki ‘malum kişiler’ Sayın Sertoğlu’nu yanıltmışlar, yanlış yol işaret etmişlerdir. Sayın Sertoğlu bu yanlışı, işin nihayetinde fark etmiş ve KOP’a resmi müracaat yapmaktan kaçınmıştır…