Bugün dünyamızda Osmanlı  Devleti’nden  kopan ve halkının büyük bir kısmını Türklerin oluşturduğu  bir çok ülke vardır. Bunların bir kısmı tarih süreci içerisinde eriyip kaybolup gitmişler; bir kısmı ise ayakta kalmak için  her türlü zorluğa, acıya ve meşakkate göğüs germesini bilmişlerdir.
Kıbrıs Türk Halkı, olumsuz bir sonuca uğramamak için  yılların getirdiği baskılara ve sıkıntılara göğüs gererek verdiği mücadelelerle bugünlere gelmiştir..
1571 yılında Atalarımız tarafından fethedilen Kıbrıs’ın idaresi, Osmanlı-Rus Harbi günlerinde  4 Haziran   1878’de imzalanan Kıbrıs Konvansiyonu ile Kıbrıs Adası geçici olarak İngilizlere kiralanıyordu.
22 Temmuz 1878’de  SirGarnet komutasında İngiliz Askeri  Larnaka’dan adaya ayak basarken   Kıbrıs Türk halkı bunu kabullenemeyecekti. Nitekim o günde Adada bir  direniş olmaması için  Padişah fermanı gönderildi ve İngiliz subayları  beraberlerindeki bu fermandan bir örnekle adaya çıkarken  308 yıl  süren  Türk egemenliği tamamen sona eriyordu. O günde Adada Rum halkı büyük bir sevinç ve  bayram havası içindeydi.
Neticede I. Dünya Savaşı günlerinde  Osmanlı Devleti ile İngiltere’nin zıt kutuplarda yer almasının ardından 1918’de İngiltere Kıbrıs’ı ilhak ettiğini duyuracak ve de  Türk İstiklal Savaşı sonrası  da imzalanan 24 Temmuz  1923 Lozan Anlaşması ile Kıbrıs İngiltere’ye bırakılıyordu.
Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolu açma adına Rumların  gerçekleştirdiği  1931 İsyanı ve Enosis mücadelesi  Kıbrıs Türk halkını  olumsuz etkilerken Türk-Rum çatışmaları da her geçen gün artacaktı.
Yine o günde İngiliz Yönetiminin aldığı tedbirlerle Kıbrıs’taki okullarda Türk ve Yunan  bayrakları ile kahramanlarının portrelerinin  kamuya ait yerlerde asılmasını yasaklayan   kararlar alındı. İngiliz Yönetiminin, Rumları Enosis  mücadelesinden  vazgeçirmek için aldığı  kararlar Kıbrıs Türk Halkına da  yansıtması Kıbrıs Türk halkının  tepkisine yol açacaktı..
1947 yılında “On İki Ada”nın  İtalya’dan alınıp Yunanistan’a verilmesi ile Kıbrıs’taki Rumları yeniden Enosis heyecanı saracaktı!.
28 Şubat 1947’de ise Kıbrıs Türk Halkının tepkisini çekecek bir başka gelişme olmuştur. Yunan Parlamentosu, “Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakının, Yunan milleti ile hükümetinin ulusal isteğini teşkil  ettiğine  ve bunu İngiltere Hükümetine bildirmek için Yunan hükümetinin yetkili kılındığına” ilişkin bir kararı alkışlarla ve oy birliği ile onaylamıştır. Kaynak: Güngör Toplu, Kıbrıs Türklerinin Bağımsızlık Mücadelesinde Bir Dönüm Noktası “28 Kasım 1948 Mitingi”, E-Posta:[email protected]
O günde Kıbrıs Valisi Lord Winster’in istifası ile birlikte  ada genelinde Rumlar, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı yönünde siyasi  mitingler düzenlemesinin ardından  Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün Başkanlığını yaptığı Kıbrıs Milli Türk Birliği Partisi; Kıbrıs Türk Halkına ait kurum, kuruluş ve kulüpleri toplantıya çağırmasının ardından  28 Kasım 1948’de Ayasofya (Selimiye) Meydanında miting  yapılması  kararı alınmıştır..
..28 Kasım 1948 günü sabahın erken saatlerinde başlamıştı akın. Çok kısa bir süre içerisinde dolup taşıyordu Selimiye Meydanı . Bir Bayram havası estirilmişti.  Yalnız caddeler  ve sokaklar değil tümüyle dükkanlar, evler Türk bayrakları, Atatürk’ün büyük boy resimleriyle donatılmıştı.  Görülmemiş bir gün yaşıyordu Lefkoşa. Kadınıyla, erkeğiyle bir başkaydı Lefkoşa  o gün. Bu, Enosis’e karşı Lefkoşa’da düzenlenen ilk şuurlu mitingdi ve gerçekten güzel bir gündü..
..Miting saat 11.00’de başladı. İlk önce KATAK Başkanı Avukat Fadıl Korkut mikrofon başına geldi. Daha sonra  Kıbrıs  Türk Halk Partisi genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük, Cemaat İşleri Komisyonu azalarından Faiz Kaymak, yine azalardan Mehmet Dana, Rauf R. Denktaş, Suphi Kenan, Dr. Nazif Denizer, Hoca Salih Efendi ve  Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri Kemal Deniz söz alarak heyecanlı birer konuşma yaptılar.  Yapılan konuşmalarda  İngiltere’nin adadan ayrılması durumunda ise Kıbrıs’ın Türkiye’ye iade edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kaynak: Güngör Toplu, Kıbrıs Türklerinin Bağımsızlık Mücadelesinde Bir Dönüm Noktası “28 Kasım 1948 Mitingi”, E-Posta:[email protected]
28 Kasım 1948 tarihinde Lefkoşa’da 15 000 Türkün katıldığı Ayasofya (Selimiye) Mitingi ile Kıbrıs Türk Halkı sesini İngiltere’ye, tüm dünyaya ve özellikle anavatanımız Türkiye’ye coşkulu bir şekilde duyurmanın mutluluğunu yaşarken bu mitigle beraber  Türkiye basını  ve Türk kamuoyu Kıbrıs Türk halkına  ve Kıbrıs sorununa daha çok ilgi göstermeye başlayacaktı.
Konu ile ilgili olarak anılarında Rauf R. Denktaş; 28 Kasım 1948’de Ayasofya (Selimiye) Camiinin önündeki Meydanda tertiplenen büyük Anti Enosis mitinginde ilk kez halka hitap etmiştim. İrticalen konuştum. Heyecan yüklüydüm ve bu heyecanı halka iletebildiğimi hissediyordum. Yoğun alkışlar arasında kürsüden indim. Mitinge beklenenin çok üstünde bir halk kitlesi katılmıştı. O gün Dr. Fazıl Küçük’ün  keyfine diyecek yoktu. Büyük bir imtihanın verilmişti ve Kıbrıs Türk halkı bu imtihandan alnının akı ile çıkmıştı.  Enosis’e ‘Hayır’ sesi ilk kez bu kadar güçlü bir ses olarak yükseliyordu. Kaynak: Rauf R. Denktaş, Kıbrıs: Elli Yılın Hikayesi, s.120, Akdeniz haber Ajansı Yayınları, I. Baskı , Mart 2008
O yıllarda  Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’i gerçekleştirmek  ortamın çok uygun olduğunu düşünen Rum-Yunan ikilisi  Enosis  yönündeki  çalışmalarını hızlandırmışlardı. 1 Aralık 1949’da Rum Ortodoks Kilisesi  15 Ocak 1950’de Enosis Plebisiti yapma kararı almasının  ardından Türk ve Rum halkları arasında  farklı bir heyecan vardı, endişe ve telaş vardı. Rum halkı sağcısı ve solcusu ile  birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek Enosis’e giden yolda  hizmet yarışı içerisindeydiler.
6 Aralık 1949 tarihli Halkın Sesi Gazetesi manşetten verdiği haberinde “Kıbrıs Türk Halkı, kendileri için ölüm olan ilhak , muhtariyet ve Enosis Plebisitini şiddetle protesto ederken  Kıbrıs Türk Halkından  11 Aralık 1949 Pazar günü yapılacak mitinge katılmasını istiyordu.
15 000 Türkün katıldığı ve de Lefkoşa’da Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Av. Fadıl Korkut, Larnaka’dan Dr. Orhan Müderrisoğlu, Baf’tan Av. Ali Dana, Limasol’danDt. Nazif Denizer ve Mağusa’dan Faiz Kaymak’ın Rumların Plebisit ve ilhak girişimlerini protesto eden konuşmalarının yapıldığı 11 Aralık  1949 Ayasofya  Mitinginde; 15 Ocak 1950’de Kiliselerde yapılacak Enosis Plebisitini kınarken  alınan kararlarda: “Adamızın Yunanistan’a  ilhak edilmesi hakkındaki arzularını şiddetle protesto ederiz. İngiltere, kendiliğinden adadan çekilecekse, adanın eski sahibi, en  yakın komşusu ve adayı en iyi müdafaa edecek tek Ortadoğu Devleti olan Türkiye’ye iade edilmesini talep ederiz” denilmekteydi.. Kaynak: 12 Aralık 1949 tarihli Halkın Sesi gazetesi.
21 Kasım 1949 tarihinde Rum Komünist Partisi AKEL Genel Kurulunda alınan  karara uygun olarak 5 Aralık 1949’da Enosis için imza  kampanyası başlatır. O günde AKEL üyeleri ev ev gezerek “Enosis İstiyorum” yazılarının altına imza toplamaya başlar. Ancak, bu görev bana aittir diyen ve Enosis şampiyonluğunu AKEL’e kaptırmak istemeyen  Rum Ortodoks  Kilisesi  1 Aralık 1950’de aldığı kararın ardından, kendi düzenlediği Enosis Plebisitini iptal eden Komünist AKEL Partisi desteğindeki Rum Ortodoks Kilisesi 15 Ocak 1950’de ada genelinde   tüm kiliselerde 15 gün süreyle düzenlediği  Enosis Plebisiti sonuçlarına göre oy kullanan 224747 Rum’un 215108’iş diğer bir değişle oy kullananların %96’sı Enosis’e ‘Evet’ demişlerdi.
1950’li yıllarda yayınlanan Rumca gazeteler, “Plebisitin Yunanistan’la  birleşmekle eş anlamlı olduğunu ve bunu, 1906 yılında Girit için uygulanan yönteme uygun olarak  Kıbrıs Rum  Temsilcilerinin Yunan  Parlamentosu’na gönderilmesini izleyeceğini” yazıyordu.
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu  MakariosII’nin  28.06.1950 tarihinde  ölümünün ardından 18.10.1950 tarihinde  Makarios III, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u oluyordu. 
Başpiskopos MakariosIII’ün   ısrarları üzerine  Yunanistan konu Plebisit sonuçlarını  1954’te  BM’e  taşıyarak ‘sözde’ Kıbrıs Halkına  self-determinasyon  hakkı isteyecek  ancak  Anavatanımız Türkiye’nin, İngiltere desteğinde gerçekleştirmiş olduğu girişimlerle bunun önüne geçilecek ve de konunun BM’de görüşmeye  açılmasının önü kapanacaktı.
1950’li yıllara giden yolda Rum-Yunan ikilisinin Enosis çığlıklarına karşı Kıbrıs Türk halkı adanın İngilizlerin adayı terk etmesi durumunda   anavatanımız Türkiye’ye iadesi yönünde isteklerini dile getireceklerdi.
Nitekim geriye dönüp baktığımız zaman Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşları Kıbrıs Türk Halkının sesini duyurmak ve de anavatanımız Türkiye’yi taraf yapmak konusunda büyük bir istek besledikleri çok açık ve netti.
Nitekim, ilki 28 Kasım 1948’de ve ikincisi 11 Aralık 1949’da Lefkoşa’da  gerçekleştirilen mitinglere  on binlerce Kıbrıs Türk’ü katılmış ve başta Dr. Fazıl Küçük  ve Rauf R. Denktaş olmak üzere ileri gelen  Kıbrıslı Türkler konuşmalar yapmışlardı.
Düzenlenen mitinglerde, Enosis karşıtı ve Enosis’e karşı mücadeleye yönelik alınan tavırlar açıkça beyan edilmiş ve de  Ada’nın eski sahibi olan Türklere verilmesi istenmişti. DEVAM EDECEK..