Müzakerelerin en yoğun olduğu bir dönemde Kasım, Aralık 2015de

Müzakerelerin en yoğun olduğu bir dönemde Kasım, Aralık 2015de  Kıbrıs birden bire  hareketlendi. Kıbrısta  diplomasi trafiği yaşandı.  Almanya Dışişleri Bakanı  Frank Walter  Steinmeir  17 Kasımda, İngiltere Dışişleri Bakanı Phillip   Hammond 19 Kasımda ,   Rusya Dışişleri Bakanı  Sergey Lavrov   2 Aralıkta ve  ABD Dışişleri Bakanı John Kerry  3 Aralıkta, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi 21 Aralıkta    Kıbrısı ziyaret etmişlerdir. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi hariç,  diğer ülkelerin Dışişleri Bakanları  Rum lideri Anastasiadisi ziyaret ettikleri gibi KKTC Cumhurbaşkanımız sayın Akıncıyı da ziyaret etmişlerdir.

Rum yanlısı politika güdenlerin başında Rusya gelir.  Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov , Anastasiadisi makamında ziyaret ederken   KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile  ara bölgede  görüşebileceğini bildirmişti.

Sayın Lavrov  KKTCne neden  geçmemiş olabilirdi? Lavrov , “KKTCne , Rusyanın   izlediği  Rum yanlısı  siyasetten dolayı geçmemiştir”. Tabii ki  tek yanlı siyaset izlemekte olan  bir ülkenin  Kıbrıs sorununun  siyasi çözümüne  katkıda bulunması ve çözüme destek olmasını bekleyemeyiz…

Halbuki ABD Başkan Yardımcısı sayın  Joe  Biden 22 Mayıs 2004de  KKTCye  geçerek  dönemin  Cumhurbaşkanı  Eroğlu ile makamında  görüşmüştü. Rusya Dışişleri Bakanının sırf Anastasiadisi gücendirmemek için KKTCye geçerek sayın Cumhurbaşkanımız Akıncıyı makamında ziyaret etmemesi  büyük hataydı.

Rum basını; “Lavrov, garantiler  konusuna açıklık getirdi. Adada  Ankaranın  rolünü istemiyor” başlıklarını kullandı. Rum basını Lavrovun Kıbrısın   güvenliğinde “..BM Güvenlik Konseyinin ilk söz sahibi  olacağını..” iddia ettiğini yazdı.

Lavrovun ziyareti ile  Rumlar iyiden şımarmıştır.  Anastasiadis: “…Bizim rızamız  olmadan  Türkiye AB  üyesi olamaz…” derken  AKEL de  “…Garantiler kabul edilemez, yeni bir sistem geliştirilmelidir...” dedi.

Kıbrısta adaletli bir çözüm için büyük güçlerin;  her iki halkın liderine  eşit ve adaletli davranması  esastır. Ancak bazı ülkeler  Kıbrısın   tek sahibinin   Rumlar olduğu yönündeki   politikalarını ısrarla ve inatla sürdürmektedir.

Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeir  de 17 Kasımda  KKTC Cumhurbaşkanı Akıncıyı  makamında ziyaret ederken , 19  Kasımda Almanya Büyükelçiliğinin  ara bölgede vereceği yemeğe Anastasiaidisi  ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak davet ederken  KKTC Cumhurbaşkanı Akıncıyı ise  toplum lideri  olarak  davet edilmesi üzerine  sayın Cumhurbaşkanımız bu davete katılmayarak  dik duruş sergilemiştir.

Sayın Akıncı,  bu davranışıyla  takdir kazanmıştır. KKTC tanınmamış olabilir ama Kıbrısta  dini ve dili, ırkı  tamamen farklı iki halktan biri olduğumuz  gerçeğini   kimse ortadan kaldıramaz….

19 Kasım 2015 tarihli yerli yazılı basınımızda yer alan habere göre  İngiliz  Milletvekili David  Burrowes başkanlığında  yedi milletvekilinin  , Kıbrıs  sorununun  çözümüne  dayanışma ve destek göstermek  için Kıbrısa  yaptıkları  ziyaretten sonra; İngiltere Parlamentosu , Kıbrıs sorununa siyasi   bir çözüm  bulunmasını ve ‘Kapalı Maraşın yasal sahiplerine  geri verilmesini  destekleyen  bir kararı kabul etti. Karar oybirliğiyle geçti…. İngilterenin her zamanki bildik oyunları!...

5 Aralıkta  Kıbrıstan yıldırım gibi geçen Fransa Cumhurbaşkanı  Hollande  Anastasiadisle yapmış olduğu  sadece 50 dklık ziyaretinde  çok çirkin bir  pazarlıkta bulundular ve IŞİDe yönelik operasyonlarda  Baf  Havaalanını  kullanma karşılığında  Rum tarafının  Kıbrıs ile ilgili tüm  isteklerine   destek sözü verdi.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, GKRY lideri Anastasiadisi ziyaretinin yanısıra , Dışişleri Bakanı Kasulides ve de Temsilciler Meclisi Başkanı  Omiriuyu da ziyaret  etti. Wang Yi Anastasiadisi ziyaretinde ülkesinin    Kıbrısın egemenlik ve  toprak bütünlüğünün  koruma çabalarını  desteklediğini söyledi.

Büyük güçler bugüne  kadar  yaptıkları yanlışlarla  Kıbrıs  sorununun  çözümsüzlüğüne  katkı koymuşlardır. Büyük güçler  bundan vazgeçmedikleri sürece  Kıbrıs Türk  halkı ne kadar isterse istesin;  Enosis hayali gören Rumlarla  Kıbrıs sorununun siyasi çözümüne ulaşmak  kolay olmayacaktır.

Kıbrıs Türk halkı 1974den beri adamızda var olan barış ve huzurun devamını istiyor. Kıbrıs Türk halkı  Rumlarla bir ortaklık devleti adı altında birleşerek ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetine yama olmak ve de 1974 öncesine dönmek istemiyor….

 

Kıbrıs Türk halkı olarak  bu Adada dün vardık, bugün de varız ve  yarın da  var olmaya  devam edeceğiz…