27-28 Ocak 1958, Kıbrıs Türk Halkının ulusal mücadelesinde bir dönüm noktasıdır.27-28 Ocak 1958; Kıbrıs Türk halkının var olduğunu ve var olmaya devam edeceğini haykırdığı yalnız başına da olsa, tüfeksiz ve silahsız da olsa, bu topraklarda hak iddia ettiğini ve edeceğini haykırdığı bir gündür. O günde Kıbrıs Türk Halkı, “Ya Taksim Ya Ölüm” sloganlarıyla yatıp kalkıyordu..
27-28 Ocak 1958; Kıbrıs Türk Halkının varlığına, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkma adına, Rum-Yunan ve İngiliz Sömürge Yönetimine karşı; tek kalp, tek vücut olarak ortaya çıktığı; İngiliz Sömürge Yönetimine karşı direndiği; düşmana boyun eğmeyeceğini ve gerektiğinde bağımsızlığı ve egemenliği için ölmesini bildiğini kanıtladığı ve de bunu dünyaya haykırdığı bir gündür.
10 Mart 1958’de Lefkoşa’da yer alan mitingini anavatanımız Türkiye’de yaklaşık bir ay kadar sürecek Kıbrıs Mitingleri izler.. 8 Haziran’da yer alan İstanbul mitingini, anavatanımız Türkiye’nin her yanında 43 Meydan Mitingi ile 10 kapalı salon mitingi izledi. O günde konuşmacıların sayısı 790’nı ve katılanların sayısı ise 2 milyon 700 bini aşmıştı..Mitinglerde yer alan konuşmacılar; anavatanımız Türkiye Hükümeti’nden Batılı ülkelerin desteğiyle Kıbrıs’ın Girit misali Yunanistan’a ilhak olmasını engellemesini talep ediyorlardı...
Kıbrıs’ın elden gitmesi, sadece anavatanımız Türkiye’nin ayrılmaz ve kopmaz bir parçası ve de Atatürk İlke ve İnkılaplarının yılmaz bekçileri olan 100 bine yakın Anadolu çıkışlı Kıbrıs Türk halkının yok olmasıyla bitmeyecek; 24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşmasında anavatanımız Türkiye ve Yunanistan arasında tesis edilmiş olan Doğu Akdeniz’deki siyasi dengenin de Türkiye aleyhine bozulmasıyla sonuç verecekti…
1958 yılı, Kıbrıs sorunu ile ilgili en ciddi kararların alındığı, en kritik günlerin yaşandığı, Kıbrıs’ta Türk ve Rum toplumları arasındaki çatışmaların tırmandığı ve hatta Kıbrıs’ın bir iç savaşın eşiğine geldiği kritik bir yıl olmuştur…
Taksim tezi, artık anavatanımız Türkiye’de ve Kıbrıs’ta ulusal bir dava niteliği kazanmıştı.. O günde anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, ‘Taksim’in Türk ulusunun verebileceği son ödün ve son fedakarlık olduğu noktasındaki kararlılığını en derin bir tavırla ortaya koymuştu. Türk kamuoyu, artık bu noktada geriye tek bir adım atılamayacağına inanmış ve de Türk gençliği ve Türk basını da bu konuda çok büyük bir hassasiyet içine girmişti....
27-28 Ocak 1958 direnişimiz, bir kez daha Kıbrıs Türk halkını dikkate almadan varılacak herhangi bir çözümün yaşama şansı olmadığı gözler önüne serer ve de Kıbrıs Türk halkının ve anavatanımız Türkiye’nin pozisyonunu güçlendirirken adanın Kıbrıs Türk halkının Enosis’e karşı mücadele azmini kamçılayan bir direniş olmuştur..
1958 yılı, Kıbrıs sorunuyla ilgili en ciddi kararların alındığı ve toplumlararası çatışmaların tırmandığı bir yıl olmuştur. Taksim tezi , artık Kıbrıs Türk toplumu için ulusal bir dava olmuştur.
1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde 16 Ağustos 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti ilan ediliyordu. Ancak Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının ortaklığına dayalı kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis’e sıçrama tahtası olarak gören Rum Yunan ikilisi 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla Enosis’e giden yolu açmak için Akritas planını devreye koyarak 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkına silahlı saldırılarda ve katliamlarda bulundular.
11 yıl boyunca anavatanına güvenerek, TMT etrafında bütünleşerek verdiği mücadelenin Neticede Yunan Cuntası’nın desteğiyle RMMO tarafından Enosis’e giden yolu açmak için Makarios’a yapılan 15 Temmuz 1974 darbesinden sağ kurtulan ve Adadan İngilizler vasıtasıyla kaçmayı başaran ve de 18 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’nde konuşma yapan Makarios: “Ülkem Yunanistan’ın işgali altındadır, Kıbrıs’ta Türklerin de hayatı tehlikededir, müdahale ediniz” derken, yapılan darbenin ardından Cumhurbaşkanlığına getirilen EOKA’cıNikosSampson daha 2’nci gününde Kıbrıs Helen Devletini ilan ediyordu.
sonunda Kıbrıs Türk Halkı 20 Temmuz 1974’ün mutluluğunu yaşadı. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı Kıbrıs’a barış ve huzur getirirken Yunanistan’a da demokrasiyi getiriyordu. Gelinen aşamada Kıbrıs Türk Halkı; self determinasyon hakkını kullanarak KKTC’ni ilan eder.
Bugün, KKTCKıbrıs Türk Halkının teminatıdır. KKTC, Kıbrıs Türk halkının geleceği ve teminatıdır. Kıbrıs’taki Türk askeri KKTC’nin teminatıdır ve teminatı olmaya devam edecektir.
Şonuç olarak; Kıbrıs’ta dini, dili, kültürü ve ırkı tamamen farklı iki ayrı halk vardır, bağımsız ve egemen iki devlet vardır..Dünya kamuoyu bu gerçeği kabul etmek durumuyla karşı karşıyadır. Bu gerçekler görmezden gelinemez..
27-28 Ocak 1958 mitinglerinde “YA TAKSİM YA ÖLÜM” diye haykıran; Enosis’e hayır diyen Kıbrıs Türk Halkıo günlerin ardından 16 yıl sonra gerçekleşen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatıyla; kim ne derse desin 1958’deki hayallerine kavuşmuştur.. Kıbrıs Türk Halkı Ya Taksim Ya Ölüm Hedeflerine ulaşmıştır. KKTC Sen Çok Yaşa…
Not: 27-28 Ocak 1958 Direnişimizin ve de Kıbrıs Türk Halkının milli mücadelesiyle ilgili ve benim de bu yazılarımda yararlandığım çok daha geniş bilgileri ; Rauf R. Denktaş, Koloni İdaresinde Kıbrıs Türkleri , Akdeniz Haber Ajansı Yayınları, Ahmet C. Gazioğlu’nun , Enosise Karşı Taksim ve eşit Egemenlik, CYREP, Nisan 1998,Ahmet Tolgay’ın, Fırtına ve Şafak, Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Yayını (8), Fevzi Çakmak’ın, Türk Kamuoyu’nda Kıbrıs Algısı, 1958 yılı Kıbrıs Mitingleri ve benzeri eserlerden yararlanabilirsiniz…