Kıbrıs sorunu ile  ilgili olarak; aylardan beri gündemde olan ve sonucu merakla beklenen  5+BM  Konferansı  sonrası  aramızda hayal kırıklığına uğrayanlar vardır!.. Ancak, şu bir gerçek ki; 27-29  Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleşen 5+BM konferansından  sonuç alıcı bir  gelişme yaşanmasını  bekleyen yoktu..
Cenevre’deki Kıbrıs Zirvesi’nde  sürpriz gelişme yaşandı. KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e  6 maddelik gayrı resmi bir öneri sundu ve “İki Devletli Çözüm” için  BM Güvenlik Konseyi’nden  açılım istedi.  KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın  önerisinde iki devlet arasında “Mülkiyet, Sınır Düzenlemeleri, Avrupa Birliği ve Güvenlik” gibi  konuların müzakereye açık olması da dikkat çekti..
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar tarafından ilk kez gündeme getirilen Kıbrıs Türk tarafının  “Egemen Eşitlik ve  Eşit Uluslararası Statü” konusundaki pozisyonu karşı tarafı şaşkına çevirmiştir..
Sayın Ersin Tatar’ın sunduğu   öneride; iki devletin bir birini “Eş Zamanlı Olarak Tanınması” da gündeme getirildi.. “ Kıbrıs Türk önerisinin özü, Kıbrıs Türk Halkının özünde var olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tanınmasıdır ve bu yolla Ada’daki iki mevcut devlet arasında bir iş birliği ilişkisi kurulabilir” ifadesiyle başlayan öneride “Bu, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüme doğru sonuç odaklı ve belli bir zaman aralığını kapsayan müzakerelerin yolunu açacaktır.” Denildi. KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın sunduğu 6 maddelik önerisi şöyledir:
1-Genel Sekreterin inisiyatif alıp yeni bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarmasıyla birlikte iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve eşit egemenliği garanti altına alınacak. Alınacak bu yeni karar, iki devletin iş birliğine dayalı bir ortaklık kurmasının yolunu açacak..
2-Bahse konu kararla birlikte sağlanacak eşit uluslararası statü ve eşit  egemenliği sonrası , iki taraf, sonuç odaklı, zaman limitli BM nezdinde bir müzakere sürecini başlayacak. Bu müzakereler iki tarafın anlaşacağı bir iş birliği anlaşmasını hedefleyecek.
3-İki devlet arasındaki bu müzakereler AB  konuları, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemeleri gibi konuları ele alıp , ilişkileri düzenleyecek..
4-Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere   tarafından desteklenecek, eğer ihtiyaç duyulursa, AB de gözlemci olarak katılabilecek.
5-Eğer iki devlet herhangi bir kontekste  bir anlaşmaya varırsa, iki devlet bir birini eş zamanlı tanıyacak, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bunu destekleyecek.
6-Ulaşılacak olan herhangi bir anlaşma eş zamanlı şekilde referanduma gidecek..
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın  Cenevre’deki gayrı resmi  Kıbrıs görüşmelerinde BM  Genel Sekreteri Antonio Guterres’e ve tüm taraflara sunduğu 6 maddelik öneriye GKRY Başkanı Nikos Anastasiadis’ten tepki geldi.. Anastasiadis, Tatar’ın yazılı olarak sunduklarının kendisinde büyük bir hayal kırıklığı  yarattığını vurguladı..
BM Genel Sekreteri’nin verdiği yemeğe katılacağı otele gelişinde yaptığı açıklamada “Tatar’dan duyduklarından ötürü hayal kırıklığı yaşadığını” ifade eden GKRY Lideri  Anastasiadis, Kıbrıs Türk tarafının tezlerine yazılı yanıt vereceklerini de belirtti..
Diğer yandan BM Genel Sekreteri Guterres ile yaptığı görüşme sonrası  Twitter hesabından yaptığı açıklamada  Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu: “Kıbrıs’ta çözüm, iki tarafın uluslararası eşit statüsüne ve egemen eşitliğine dayanmalı” ifadelerini kullandı.. “Tek gerçekçi çözüm yeni müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yapılması” paylaşımında bulunan Çavuşoğlu: “Federal çözümün neden mümkün olamayacağını anlattık. Adil, kalıcı, sürdürülebilir çözüme  ancak adadaki gerçekler temelinde ulaşılabilir” ifadelerini kullandı..
Netice itibarı ile Cenevre Konferansı’nda Türk  diplomasisi  başarılı bir duruş sergiledi.BM Genel Sekreteri Guterres’in yeni ve yaratıcı fikirlerle gelin çağrısına uyan Türk tarafı gereğini yerine getirerek masaya “Eşit Egemen İki Devletli” çözüm modelini koydu. Kayıtlara geçen iki devletli  görüş Türk tarafı açısından başarılı bir hamle olmuştur. Bu başarının ardında KKTC ve Anavatanımız Türkiye’nin işbirliği ve ortak hareket etmesi yatmaktadır.
Gerçek şu ki; Rum-Yunan ikilisinin bir taktik gereği savundukları “iki bölgeli federasyon tezi” Türk tarafının masaya koyduğu eşit egemen  iki devletli çözüm  modelinin gölgesinde kalırken  yapmış olduğu açıklamada  Anastasidis ‘iki toplumlu, iki bölgeli federasyon’ modelini savunmaya ve  ayni tutarlılıkla çalışmaya devam edeceklerini,  diğer bir değişle Rum liderliği 53 yıldan beri taktik icabı görüştükleri federasyon vizyonunu   sürdüreceklerini söyledi. Rum liderliğinin hedefi ‘sözde’ federasyon görüşmeleriyle Kıbrıs Türk Halkını Batı Trakya’daki Türkler gibi ‘azınlık’ statüsüne getirmektir, Girit misali yok etmektir.
Gelinen noktada Rum liderliği hala daha görüşme sürecinin Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesini hedefliyor.  Kıbrıs Türk Halkının ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmasını hedefleyen   GKRY Lideri Anastasidis: Grans Montana’da görüşme masasını devirenin kendisinin olduğunu unutturmaya çalışıyor..  Rum-Yunan ikilisi çok iyi bilmelidir ki; 7 Temmuz 2017’de Rum-Yunan ikilisi Crans Montana’da sabahın erken saatlerinde Oteli terk ettikleri günde Türk tarafı için Federasyon defteri kapanmıştır.. Ama ne var ki aramızda hala daha Rumlarla bir arada yaşama adına federasyon peşinde koşmaya devam edenler vardır!..
Ancak durum bu merkezde iken Türk tarafının Cenevre’de ortaya koyduğu “ Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” çerçevesindeki bir  siyasi çözümü kabullenmek istemeyen  ‘Sol Hareket’ adına yazılı bir açıklama yapan Besim Baysal tanınma ve iki ayrı egemen devlet politikası ile   Kıbrıs sorununda ilerleme sağlanamayacağını AKP Hükümeti ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın çok iyi bildiğini, esas niyetin çözüm sürecini ve olası müzakere sürecini berhava etmek, statükonun devamını sağlamak olduğunu savundu.
Diğer yandan  Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), “Cenevre’de masaya konan siyaset, Kıbrıs Türkü’nü  dünyadan daha da koparacak.. Federasyondan vazgeçmek, haklarımızın Rum tarafınca tek yanlı kullanımından başka  bir şeye hizmet etmeyecektir” ifadesini kullandı. TDP’ye sormazlar mı 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarından bu yana  Rum uzlaşmazlığı için ne dediniz de biz bilmiyoruz? Dünden bugüne devam eden görüşme sürecinde ‘federasyon’ çözümü gerçekleşmemişse bunun tek sorumlusu Rum-Yunan ikilisidir..
Yıllarca devam eden Federasyon görüşme sürecinin yıllar önce çöktüğünü aramızda bilmeyen var mı?  Diğer yandan Kıbrıs’ta siyasi çözüm adına verdiği onca  tavizin ardından KKTC’nin 2’nci. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat’ın  “Daha Ne Yapayım , Gidip Kendimi Saray Önü’nde Asayım Mı?” dediğini bilmeyen mi var?  Yine KKTC’nin 4’ncü Cumhurbaşkanı sayın Akıncı Rumlarla bir arada yaşama adına, çözüm adına verdiği tavizler yetmezmiş gibi KKTC Meclisinin bilgisi dışında toprak tavizi içeren bir  ‘harita’ bile verdi.  Crans Montana Konferansını 7 Temmuz 2017’de sabah saat 2.30’da Rum-Yunan ikilisinin oteli terk etmesi sonrası gün içinde düzenlediği basın toplantısında sayın Akıncı: “Bu Bizim Neslin Son Denemesiydi” dememiş miydi? Rum-Yunan ikilisinin  adil ve kalıcı bir siyasi çözüm istemediğini bu adada bilmeyen  var mı ? Madem ki Federasyon çözümü mümkündü, siyasi bir çözüm adına verdikleri tüm tavizlere karşın sayın Talat ve sayın Akıncı döneminde  ‘federasyon’ çözümü neden gerçekleşmemişti?
Günümüzde CTP Genel Başkanı sayın Tufan Erhürman: “Tatar’ın iki devletlilik üzerinden tezler ortaya koyacağını  biliyorduk , ancak 6 maddelik öneri paketini bizden sakladılar” demişti. Daha  bir hafta önce 24 Nisan 2021 Annan planı referandumunun yıldönümü günlerinde Rumlarla  işbirliği içerisinde eylemler düzenleyen sayın Erhürman’a elbette söyleyemezdi, bilgi veremezdi!..
Kıbrıs Türk tarafının ve Anavatanımız Türkiye’nin  27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de yer alan 5+BM toplantısına “İki Devletli Çözüm” Rum-Yunan ikilisi ise “Federasyona dayalı çözüm” önerileriyle gittikleri görüşmeler öncesi taraflar ortak zemine pek de yakın görünmüyorlardı… Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları düzeyinde katılırken Kıbrıs Türk tarafı KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar ve  Rum tarafı adına  ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Anastasiadis katılmıştır.  27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleşen 5+BM toplantısı;   İsviçre’de 7 Temmuz 2017’de Crans Montana Konferansının  çöküşünün ardından yapılan   ilk görüşme olması bakımından çok önemliydi..
Sonuç olarak;  Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de resmen başlatılan “Eşit İki Egemen Devlet” politikası Kıbrıs Türk Halkına ve Anavatanımız Türkiye’ye hayırlı olsun.. Kıbrıs Türk Halkı olarak bize düşen görev, Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için harekete geçmektir.
 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..