İcraat olan yerde muhakkak ki hatalar da yaşanır!

Sonuç olarak ülkemizde hata, ya Sayıştay’dan döner, ya Anayasa Mahkemesinden.

Öyle, ya da böyle, hatalı olan, yasal olmayan icraata geçit verilmez!

Verildiği takdirde kokusu erken çıkar, başa bela olur, çekilmez!

Hele seçim yasakları sıkışıklığı içinde ve de yangından mal kaçırır şekilde “Polis yasası” olarak adlandırılan yasanın Meclis gündeminden geri çekilerek komiteye havale edilmesi, seçim sonuçlarına etki yapacak bir hataya izin verilmemesi en doru yolun tercih edildiği anlamındadır!

Başta CTP’nin ki olmak üzere bazı yayın organları bu gelişmeleri komedi olarak yorumladı!

Seçim arifesinde asıl komedi Meclis gündeminde tutulduğu takdirde yaşanacaktı!

UBP ne, ya da daha doğru bir değişle hükümete muhalif kesimler iktidarın bu hataya düşmesini bekliyorlardı!

Neden? En basitinden, propaganda malzemesi yapmak için!

Karşı tarafı “iş bilmezlikle “suçlamak için!

Başbakan Hüseyin Özgürgün en isabetli kararı verdi düşüncesindeyim.

Bu ülkede en meşakkatli görevi yerine getirmekte olan Polis camiası seçim öncesinde 25 yıldan emekliye sevke olanak tanıyan yasanın geçirilmeyişine şimdi öfke duyabilirler!

Şirinlik muskası dağıtırcasına Meclisten onay görerek Anayasa Mahkemesi kapısından döneceği kesin yasanın böyle bir macera yaşaması mı sizce uygun muydu?

Yoksa daha doğru bir yol olan yasayı seçim sonrasına bırakılarak gerekli düzenlemeler de yapıldıktan sonra şaibesiz sorunu çözmek mi doğruydu?

Bu gün ahkam kesen, yasa komiteye hava le edildiği için eleştiriler getiren CTP  neden iktidarları döneminde bu soruna eğilmedi?

Sorun yeni değil ki!

Meclis tutanaklarını araştırın, en tutarsız kararların alındığı, Sayıştay dan, ya da Anayasa Mahkemesinden dönen yanlış kararların yoğunluğu sanırım en çok CTP iktidarları döneminde yaşanmıştır.

Neden? Çünkü iş bilmez ekiplerle yola çıkan CTP her dönemde duvarlara toslamıştır!

Yine bir seçim dönemi daha yaşıyoruz!

 7 Ocak 2018 Erken Seçim adını verdikleri seçim propaganda süreci içinde alışılagelmiş tarzlar yine sahnede!

Bol keseden vaatler, iğnenin deliğinden geçen tatlı diller. Halbuki iktidarları döneminde Kıbrıs Türk halkına yaşatılan sefillikler hala hafızalarda!

Bir Ata değişimizi hatırlatmak isterim.

“Aç tavuk kendini buğday ambarında hayal edermiş” derler ya!