Ülkemizde sağ duyu sahibi insanlarımızın birleştiği ortak nokta, siyaseten yaşatılanların artık rezalet ötesi olduğu doğrultusundadır.

Sanal dünyalarında hükümet cilik oynayan siyasi yapılar, ya da muhalefet görevini sözüm ona yerine getirdiğini sananlar, halkın yaşamakta olduğu sıkıntıları görmezden gelerek sabır taşının çatladığından habersiz yollarına devam etmeye çalışıyorlar.

Yazmaktan utanır durumdayım, inanılırlığını kaybetmiş bir sistemle yönetiliyoruz, haliyle yönetenlerinde inanılırlığın kalmadığını rahatlıkla söylemek mümkün.

Bir Meclis Başkanlığı seçimini bile yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.

Parti disiplin kavramını umursamayan ama ilk genel seçimlerde bir daha o sıralara oturamayacağını hesaplamayan sözde hesap uzmanlarının marifeti ile bir türlü 26 ya isabet kaydettiremediler!

Bunun bir bedeli olabileceğini düşünemediler!

Yaşatılan rezaletlerin ertesinde, meclisteki köşe kapmacaların seviyesizliğinde, şimdilerde ise 29 ile “desteğe” var olduklarını sıkılmadan ifade edebiliyorlar.

Yıllardır muharip derneklerde görevler üstlendim.

Halen de bu çalışmaların içinde yer almaktayım. Oluşumlarından beri muharip yapılara, daha öz bir deyişle mücadelenin sonlanmadığı inancını taşıyanlara sırtını dayamış, bu kitlelerin desteğini çantada keklik olarak tanımlamış olanlara bir müjdem var.

Artık meydanlarda atılacak vatan, millet, bayrak mücadele nutuklarının inandırıcılığının kalmadığını bilmenizi isterim.

O mukaddes değerler için canını ortaya koyarak mücadeleyi 20 Temmuzlara kadar taşıyanlara bu nutuklar artık abes geliyor!

Halkın esenliği için çalışmak yerine, kişisel çıkarlarını önde tutanların, meclis çatısı altına girdikten sonra kendini o çatıya taşıyanlara sırt dönenlerin, hakça

uygulamalara, ülke menfaatlerini dikkate almayanlara inanmak o kadar zorlaştı ki!

UBP de Kurultay sonrasında toparlanmak, ülkenin düşmüş olduğu sıkıntılı durumlardan çıkarmak adına dört elle çalışmak yerine, çıkar hesapları içinde ve sandalye sevdası uğruna ülkeyi beterin, beteri ortamlara sokmaktan çekinmeyenlere sesleniyorum “ artık gitmek zamanınız gelmedi mi?

Devlet olamamanın acizliği içinde yuvarlanırken, hak arayışı yolunda dünyayı buna inandırmak o kadar zorlaştı ki! Kimselerde suç aramayınız, bu zorlukları sizler yarattınız

Sorarım, cemaatten devlete uzanan yolda kendi ayaklarımıza kurşun sıkarak bunu engellemeye çalışmak hainlik değil de nedir ?