Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’nin (KTSYD) Antalya’da düzenlediği Sporun Vizyonu Eğitim Semineri’ni tamamlayıp yurda döndük.
Kuruluşundan itibaren (1983)içerisinde olduğum, Raif Örtunç, Hasan Hastürer, Songuç Kürşad ve Ertan Birinci ile çalışarak iftihar etme noktasına getirdiğimiz derneğimizin, temelini sağlam atmanın verdiği haz, gurur ve sevinç atmosferinin içerisindeyim. Bugünün genç spor yazarlarının bu zevki yaşadıklarını görmek bana büyük kıvanç veriyor.
Bugün başımızda bulunan genç yöneticilerimizin eskiden olduğu gibi apolitik, mantıklı icraatlar gerçekleştirerek yoluna devam etmesi, bizleri rahatlatan bir olgu olduğunu da ayrıca belirtmeliyim.
Antalya’da 4 gün süreyle gerçekleştirilen Eğitim Semineri’nin amacına ulaştığını, üyeler arası sosyal iletişimin gelişmesine büyük katkı sağlaması yanında, eğitim açısından da büyük getirileri olduğunu vurgulamak isterim. Seminer boyunca gerçekleştirilen oturumlar, seçilen konuların hem yerli hem evrensel içerik taşıması seminere ayrı bir renk katmıştır.
Derneğimizin temelini sağlam atmada büyük katkıları olan eski iki başkanımız, Hasan Hastürer ile Songuç Kürşad, dünü bugünü ve yarınları harmanlayarak bizleri milenyum yolculuğuna çıkardılar. Genç yöneticilerimize ince eleştirilerini de gerçekleştirip yol göstermeleri, onların ufuklarını geliştirme çabaları da takdir edilen bir olgu olmuştur. Üyelerimizinse nerden nereye geldiğimizi görmelerine aracı olması açısından çok yararlı bir oturum olmuştur.
“Medyada Kadın Olmak” başlıklı oturum ise günümüzün çağdaş konusu olan kadın eşitliğinin, kadınların erkeklerden geri kalan hiçbir tarafının bulunmadığını, hatta erkeklerden daha ileride olduklarını göstermesi bakımından çok yararlı olmuştur. Burada eksik gördüğüm ve eleştiri getirmek istediğim tek olgu Türkiyeli konuşmacılar Başak Koç ile Şükrü Albayrak hanımefendilerin yanında Kıbrıslı bir kadını, örneğin bu iki konuşmacıdan çok önce medyada boy göstermiş sürekli sarı basın kartı (spor yazarı) sahibi arkadaşımız Yeşim Tuncel’i bu oturuma dahil edip Kıbrıslı kadınların da en az onlar kadar bilgili ve deneyim yüklü olduklarını gösterMe fırsatını kaçırdığımızı düşünüyorum.
Oturumların 3’ncüsü ile ilgili olarak fazla bir şey söylemek istemiyorum, konuşmacılar ünlü isimler olmalarına karşın kendi hatırlarından örnekler sunmaktan ileri gidemediler. Sosyal medyanın, yazılı basınla olan iletişiminden fazla etkilenmiş göründüler bizlere!. Medya adına ‘karamsar’ oluşlarına anlam veremediğimi de söylemeliyim.
Dört günlük eğitim seminerimizin ada dışında oluşunun özellikle genç üyelerimiz açısından olumlu olduğunu vurgularken, pahalı bir girişim olduğunu da anımsatmalıyım. Derneğimizin uçak biletlerine harcadığı meblağ ile, seminerimizi ülkemizin en lüks otellerinin birinde yapabileceğimiz gibi üyelerimize işlevsel promosyonlar dağıtabileceğimizi anımsatmak isterim.
Genç ve dinamik yöneticilerimize bizleri (üyeleri) böylesi güzel ortamlarda dostlarla buluşturdukları, yararlı ve eğitici seminer sundukları için içtenlikle teşekkür etmek isterim. Kafilenin disiplin ve kardeşlik ruhu içerisinde hareket ederek seyahati anlamlaştırdıkları için onlara da teşekkürlerimi sunmak isterim.
Bir başka seminerde buluşmak üzere…