Eskilerden, örneğin nenemden her zaman duyduğumuz bir sözdü bu,
“azıcık aşım, dertsiz başım” derlerdi de bizler o küçücük yaşlarda buna pek bir anlam veremezdik.
Azıcık aşla, kıt kanaat ortamda bir yaşamı yoktu ki nenemin.
Köyün ebesiydi, kırık cısı, çıkıkçısıydı, herkesin imdadına hızır gibi yetişen bir yapısı vardı.
Sözünü esirgemeyen, erkeklere taş çıkaran bir kadındı.
Azıcık aşla, dertsiz başla niye uğraşsındı.
Yıllar sonra ne demek istediğini anladığımda artık çok geçti!
Nüfusumuzda meydana gelen çoğalmalar bir tarafa, KKTC nin bir Üniversiteler ülkesi konumuna gelmesi ekonominin lokomotifi şekline bürünmesi memnuniyet verici, olumlu gelişmeler.
Ne var ki bu olumlu gelişmelere karşın olumsuzluk dağı da giderek yükselmekte, neredeyse tırmanılamayacak, baş edilemeyecek durumlara gelmektedir.
Nüfus artışına bağlı olarak hayatımıza giren olumsuzlukların hangi birinden söz edeyim
Uyuşturucu yaşının İlk okul seviyelerine geldiğinden mi söz etsem, yoksa suç çeşidi bakımından giderek zenginleştiğimizden mi lafa girsem ?
Ya trafikte yaşanmakta olan keşmekeşlere, kazalara, saygısızlıklara ne demeli?
Gazete sayfalarında her gün haberleri verilen öylesi kazalar yaşanıyor ki, eşi benzerine rastlamak mümkün değil.
Hele çevreyi hoyratça kirletme cehaletimize bir de ses kirliliğini eklersek, al sana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.
Ses kirliliği deyip de geçmeyin. Halbuki çok az sayıda resmi ve sivil kıyafetli emniyet mensubunun çözebileceği bu illeti neden ortadan kaldıramıyorlar, bilmem ki!
Akşamları dere boyunda ya da Osman Paşa caddesinde görevlendirilecek üç-beş polis ciddiyetle görev yapmaları halinde bu sorunun üstesinden gelebilirler ve de çevre halkının hayır duasını alabilirler.
Bunu neden yapmıyorlar, yapamıyorlar! Yoksa çekindikleri birileri mi var?
Arabasının ya da motosikletinin eksozunu çatırdatıp-patırdatmakla, benzin pedalına sonuna kadar basarak acayip sesler çıkarmakla tatmin olan kim varsa, normal bir ruh yapısına sahip değildir!
Bunun cezası anında aracını trafikten mendir! Böylesi ruh sal bozukluğu olanları trafiğe çıkarmamak gerekir!
Ne var ki bunu yapabilen, yapabilecek olan bir görevliyi maalesef bu güne kadar göremedik!
İsterseniz bunu bir ihbar olarak kabul edin!
Kısa bir süre önce Köşklüçiftlikte bazı yollar tek yönlü trafiğe kapatıldı.
Bu uygulamaları dikkate almayan o kadar çok sürücü var ki!
Neden? Çünkü kontrol mekanizmaları çalışmıyor, çalışamıyor.
Üzülerek sormak istiyorum, denetleyemeyecekseniz boşuna niye düzenleme adı altında kendinizi harap ediyorsunuz?