Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’da kalkıştığı darbe girişimi hainlerin, Türkiye ve Kıbrıs üzerinde emelleri olanların iştahını kabartmıştı. Kalkışmanın ardından eski Rum milletvekili Hristos Rotsas, “Büyük bir fırsat kaçtı…Saldırabilir, 43 bin Türk askerini esir alabilirdik” demişti.
Rumların geçmişte yaptıkları deliliklere bakıldığında hiç de “deli saçması” gibi gelmemişti, içlerinden geçeni, ellerine fırsat geçtiğinde neler yapmak istediklerini dışa vurmuştu açıkça.
*
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün 8'inci yılı anma töreninde yaptığı konuşmada bunu hatırlattı;
O akşam Güney Kıbrıs’tan, “Darbe girişimi başarılı olsaydı Girne’de bayrağımızı dalgalandırabilecektik” şeklinde açıklamaların geldiğine işaret eden Tatar, “Darbe girişimin başarılı olması için Güneydekiler de dua ediyorlardı” diye konuştu.
Büyükelçi Metin Feyzioğlu da “15 Temmuz’u gerçekleştirenler başarılı olsaydı ‘Kıbrıs’ın kuzeyinde bizim ne işimiz var’ diyeceklerdi” ifadesini kullandı.
Sayın Cumhurbaşkanı da, Sayın Büyükelçi de bir gerçeği hatırlattı; 5 Temmuz 2016, kimlerin ne iştahlarını kabartmıştı…
İşte onlardan biri.
Eski Rum milletvekili Rotsas, FETÖ hainlerinin 15 Temmuz 2016’da Türkiye’de darbeye kalkışması sırasında, Rumların KKTC’ye saldırmamasını “büyük bir fırsat kaçtı” diye değerlendirmiş, açıklaması Rum basınına haber olmuştu.
Rostas’ın, hainlerin kalkışmasının hemen ardından ne dediğini hatırlayalım.
19 Temmuz 2016 tarihli Rum Polistis gazetesinde çıkan habere göre, Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) eski milletvekili Hristos Rotsas, Türkiye’de darbe girişiminde bulunulurken, Rum yönetimini, darbe anını “fırsata çevirememe”, KKTC’ye saldırıp Türk askerini “esir almamakla” eleştirmişti.
Rotsas, Facebook hesabından, “Türkiye’deki darbe gecesi büyük bir fırsat kaçırıldı. Esir ‘Kıbrıs’ 42 yıl eli-ayağı bağlı pasif oturmasaydı, dün gece belki de Kıbrıs’ın gecesi olacaktı” ifadelerini paylaştı.
Politis’in haberine göre, Rotsas, “Politis 107.6” isimli radyonun, “mesajında ne kastettiğini” sorması üzerine ise şöyle konuşmuştu:
“Fırsat çıktığında kullanabilmek için bu 42 yılda hazırlık yapmalıydık. Hastanelerin ne kadar kişi alabileceği, birimlerin hazırlık durumunun ne olduğu bilinmeliydi. O gece kargaşadan dolayı, saldıranın Kıbrıslı Rumlar mı darbeciler mi olduğunu bilemeyecek durumdaki Türk ordusuna baskın yapabilirdik. 43 bin Türk askeri esir alınabilir, çoğu Baf havaalanına ve Vasiliko’ya götürülebilirdi. Ancak, bunun için (Güney) Kıbrıs bugünkü gibi hazırlıksız değil, bunca yıl hazırlık yapmış olmalıydı.
Elimizde 43 bin Türk askeri tutsağımız olsaydı Türkiye herhangi bir şey yapmaya kalkışamayacak ve bizim ordularımız Girne kıyılarına ulaştığında, mağlup olacaktı. Türkler iki üç gün bombardıman yapar, sonra vazgeçerdi.”
Rotsas’ın bu açıklaması, yüzlerce Facebook kullanıcısının tepkisine neden olurken, çok sayıda kullanıcının da Rotsas’ınkine benzer paylaşımlar yaptığını belirten Politis gazetesi, “Vurgulamamız gerekir ki, darbe gecesi Türk ordusu kışlalarda alarm durumundaydı ve bunun gibi maceraperest ve yıkıcı bir argümana olanak tanıyacak bir rehavet içinde olması söz konusu değildi” diye yazmıştı.
*
Rostas, DİSİ mensubu olunca, açıklaması da gündem olmuştu.
EOKA’cıların partisi olarak da bilinen DİSİ, Rumların en büyük partisi. Eski Rum liderlerden Glafkos Klerides ve Nikos Anastasiadis’in partisi. Şimdiki Rum lider Nikos Hristodulidis “bağımsız” olarak seçilse de DİSİ’nin içinden çıktı. Rum Kilisesi ile kol kola olan bir parti.
*
Başta da belirttim; Rumlar ellerine fırsat geçse, Kıbrıs’ta neler yapacaklarını zaman zaman dışa vuruyorlar.
Bir anlaşmada, Türkiye’nin garantörlüğünü istemiyorlar, Türk askerinin Kıbrıs’tan gitmesini istiyorlar, “sıfır asker-sıfır garanti” diyorlar. Sürekli de silahlanıyorlar.
Kendilerince “fırsat” bekleyen Rumlara, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50 yılında, bir “delilik” yapıp ellerindekinden de olmamalarını öneriyoruz.
**