Geriye dönüp bakıyorum da!
Dün Aralık ayının 21 idi!
Gençlik hayallerimin henüz yeşermeye başladığı ama ne yazık ki yeşermeden birden bire daha büyük yaşlarda olma zorunluluğunun ortaya çıktığı tarihin yıl dönümü!
Mütevazi yaşamımızın darma duman olduğu, kışın kıyametinde ailece kendimizi sokak ortasında bulduğumuz, o güne kadar hiç yaşamadığımız açlıkla yüz yüze geldiğimiz tarihin elli dördüncü yıl dönümüydü!
Önce esaret, ardından okul köşelerini mesken tutan, sınıflardaki tahta sıraları yatak yerine kullananların sefil yaşamı!
Ölüme meydan okurcasına kendimizi içinde bulduğumuz kanlı ortam!
Elli dört yıl sonra geriye dönüp bakıyorum da buralara geldiğimize bile şaşıyorum.
Aramızda türeyen teslimiyet yanlılarına, hala daha dostluk şarkıları mırıldanma sevdalılarına, birde yetiştirdiğimiz şımarık, neme lazımcı, gününü gün etme derdindeki genç insanlara şaşıyorum!
Bizlere “savaş yanlısı” “barış düşmanı” diyorlar!
103 köyden atılan, birden bire kendini öksüz, sahipsiz ve sokakta bulan bir insan savaş isteye bilir mi?
Savaşın zilletini çekmiş biri yeniden aynı tehlikelerle karşı karşıya kalmak ister mi?
Yaşanan acılar günümüzde yalanla, yanlışla, hıyanete kadar varan alçaklıklarla ört bas edilmeye çalışılıyor!
Bütün bunlara sessiz mi kalalım?
Geçmişte yaşanılanları hiç olmamış gibi mi karşılayalım?
Dünyanın takınmış olduğu yanlı tutumlardan dolayı Kıbrıs Türkleri olarak hala mağduruz.
20 Temmuz 1974 harekatlarıyla can ve mal güvenliğini bulmamıza rağmen hala daha hamurumuz mutsuzluk salgılarıyla yoğrulmaya çalışılıyor!
1963 Aralığı ile başlayan Kıbrıs ta var oluş kavgasının sembol ismi Şehit Hüseyin Ruso’ya hala daha mezar aranıyor!
Çatışma ortamlarında “bu da Hüseyin Ruso için “diyerek tetiğe asılan nicelerimiz var.
Vurulup düştüğü yerde her yıl anma törenleri düzenlenen nasıl olsa bir anıt var, mezarı da neden orada olmasın?
Kıbrıs’ın çeşitli yerleşkelerinde Osmanlı fethinde şehit düşenlerin kabrine hiç rastlamadık mı?
Sorarım, Hüseyin Ruso’dan başka kaç şehidin adına yapılmış bir anıt var?