2014-2018 yılları arasında ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümet sözcülüğünü yürüten ve de 2018-2022 yılları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan ve henüz 49 yaşında iken 12.02.2023 tarihinde ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak seçilen Nikos Hristodulidis, 30 Mayıs 2023 tarihli açıklamasında “Ülkenin yeniden birleşmesi için tüm gücümü harcayacağım” demişti!.
“Çözüm, işgali ve kolonizasyonu sonlandırmalı, yabancı askerlerden ve bağımlılıktan kurtarmalı” diyen Hristodulidis, 13 Haziran’da Avrupa Parlamentosunda konuşacağını daha sonra Viyana’da bu görüşü sunacağını belirtti ve Kıbrıs sorunundaki çıkmazın aşılması için çalıştıklarını ifade etmiştir.
Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde elindeki tüm siyasi-ekonomik enstrüman ve araçları kullanarak 15 Haziran 2023 tarihinde Strasbouurg’ta Avrupa Parlamentosunda yapmış olduğu konuşmasında GKRY lideri Hristodulidis ; AB de dahil olmak üzere tüm tarafların kararlılığıyla, Kıbrıs sorununu çözecek “Cumhurbaşkanı” olabileceği yönündeki inancını dile getirdi.
Bir etkinlikte yaptığı konuşmasında yine Hristodulidis, “Yaşayabilir ve işlevsel çözüm için üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede ülkenin yeniden birleşmesi ve bağımsızlığının sağlanması için tüm gücünü harcayacağını ifade etmişti.
Çözümün, sözde değil pratikte “İşgali ve Kolonizasyonu” sonlandırması, yabancı askerlerden ve bağımlılıklarından kurtarması gerektiğinden söz eden Hristodulidis, çözümün ayrıca ülkenin yasal sakinlerine barış içinde yaşama imkanı sağlaması gerektiğinden de bahsetti. Konuşmasında Hristodulidis, ayrıca hayatını kaybeden EOKA’cılara övgüde bulunarak ulusal borç ve onurdan bahsetti.
Yine ayni gün yerel yazılı basınımızda yer alan habere göre; önceki gün bir anma töreninde yapmış olduğu konuşmasında “Kıbrıs’ta barışın sağlanması için mücadeleye devam edeceklerini” söyleyen GKRY Savunma Bakanı MihalisYorgallas: “Yapıcı müzakerelerin yeniden başlaması ve çıkmazın aşılması için çaba gösterdikleri” iddiasında bulunurken “İki bağımsız devletli bir çözümü kabul etmeyeceklerini” yineledi.
Gerçek şu ki; Rum Lideri Hristodulidis’in hedefi taraflar arasında 7 Temmuz 2017’de Rum-Yunan ikilisinin Crans Montana Konferansını terk etmesinin ardından sona eren görüşme sürecine Rum liderliği şimdilerde kaldığı yerden devam edilmesini hedeflemektedir. Bu asla ve asla mümkün değildir.
Geriye dönüp bakacak olursak konu ile ilgili olarak 17 Mayıs 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, “Biz esas itibarıyla pozisyonumuzu 2 yıl önce (20-22 Nisan 2021) Cenevre’de ifade ettik. Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğinde yeni vizyon ve anlayışımız dünyanın çeşitli platformlarında hem kendi temsilcilerimiz hem Türkiye Büyükelçilikleri tarafından ifade ediliyor. Bu bir egemenlik meselesidir. Kıbrıs’taki varlığımızın sürdürülebilmesi için Kıbrıs’ta, barışın huzurun ve güvenliğin devam edebilmesi için mutlak surette iki eşit tarafın yan yana ve sürdürülebilir bir anlaşmaya gitmesi lazım..
..Bunun için de egemen eşitlik ve eşit ulusal statü esastır. Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz tanınmadan, tekrar teyit edilmeden resmi müzakere sürecine girmemiz söz konusu değildir” dedi.
Gelinen noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Türk Devletleri Teşkilatı’na Aliyev ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katkıları ile “Gözlemci Üye” olarak alınması dünyaya verilen bir mesajdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsız ve egemen bir devlettir. KKTC’nin arkasında Azerbaycan yanında Türki Cumhuriyetler de vardır. Dolayısıyla tanınmaya giden yolda Kıbrıs Türk halkının içi rahattır.
07.06.2023 tarihli Kıbrıs Gazetesindeki köşesinde “Azerbaycan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Tanımalıdır” başlıklı makalesinde sayın Özer Kanlı:“Bir Millet Üç Devlet. Azerbaycan, Türkiye ve KKTC”. Bunlar birbirleriyle dayanışma içinde olurlarsa bölgede yapamayacakları şey yoktur. Ama bunun için öncelikle Kıbrıs konusunun, Türk milletinin yararları ve gerçekler doğrultusunda bir çözüme kavuşturulması lazımdır. O çözüm bellidir. Çözümün adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir..
..Dolayısıyla “Haydi Azerbaycan, haydi gardaş, çekinecek bir şey kalmadı, tanı KKTC’ni. Kimse sana ne de Anavatan Türkiye’ye bir şey söyleyemez, yapamaz artık. Güç sizdedir..
..Artık bizlerden çok batı biz muhtaç durumdadır ve bu durum önümüzdeki yıllarda daha da netleşecektir. Haydi Azerbaycan, Anavatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte yürümeye devam..” diyordu.
18 Haziran 2023 tarihli Kıbrıs Gazetesinde “Tanınma Olmadan Görüşme Yok İlkesine Sarılmalıyız” başlıklı makalesinde sayın Sabahattin İsmail: “1983’ten beri ısrarla savunduğum temel ilke şudur: Görüşmeler, Eşit Özgür Taraflar Arasında ve Eşitlik Zemininde Olursa Demokratik Olur ve Kalıcı, Adil, Meşru Hak ve Çıkarlarımızı Koruyan Sonuçlar Üretir. Eşitler arasında ve eşitlik zemininde olmayan görüşmeler demokratik olmaz. Demokratik olmayan görüşmelerden ise kalıcı, adil, demokratik meşru hak ve çıkarlarımızı koruyan sonuçlar çıkmaz” diyor..
..Keza, ambargolar, izolasyonlar altında olan, yaşamın bütün alanlarında ağır bir tecrit altında tutulan, ekonomi, ulaşım, iletişim, spor, ticaret, turizm, dış yardımlar ve bu gibi tüm alanlarda ambargo uygulanan bir halk ile, bütün bu insanlık dışı ambargo ve tecridi uygulayan bir devlet Eşit olabilir mi? Ambargo ve tecrit altındaki halk, masada özgür olabilir mi? Kendini baskı ve kuşatma altında hissetmez mi? Evet, baskı ve kuşatma altında hisseder. Özgür Hissetmez.” Kaynak: Sabahattin İsmail, “Tanınma Olmadan Görüşme Yok” İlkesine Sarılmalıyız . Halkın Sesi gazetesi, S. 11, 18 Haziran 2023
Gerçek şu ki; uzun yıllar devam eden toplumlararasındaki görüşme sürecinde her ne kadar da görüşme masasında ‘sözde’ eşitlik görünse de Rum liderliği her vesile ile kendilerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni temsil ettiklerini Kıbrıs Türk’ünün ‘azınlık’ olduğunu dile getirerek uzlaşmaz tutumlarının yıllarca sürdürmeye devam etmeye devam ettiler ve de devam edeceklerdir.
Bu noktada Kıbrıs Türk halkına düşen görev; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve tanınmasını sağlamak olduğunu her fırsatta dile getirmemiz yanında Rum liderliğinin her vesileyle ‘sözde’ “Federasyon görüşme sürecine 07 Temmuz 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devam edilmelidir” diyen Rumlara hele bir dur deme zamanı çoktan gelmiştir.
Bu konuda Kıbrıs Türk Halkı olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz.. Gelinen noktada Kıbrıs’ta var olan ortamı şöyle özetlemek mümkün; bir tarafta 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır. Diğer bir değişle Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınırken , Kuzey’de, tanınmayan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır. Taraflar arasında görüşme sürecinin yeniden başlayabilmesi için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Rum devletinin düzeyine getirilmesi gerekmektedir. Bunun için de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti GKRY tarafından tanınmalı ve de yıllardan beri uygulanan izolasyonlar ve ambargolar kaldırılmalıdır.
Sonuç olarak; Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüme giden yolda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, öncelikle Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini, egemen eşitliğini ve de eşit uluslararası statümüzü tanımalıdır, KKTC’nin tanınması görüşme sürecinin başlaması için olmazsa olmazımızdır.
Keza, 1 Temmuz 2022’de tarafımızdan sunulan 4 maddelik işbirliği önerimizin kabul edilmesi durumunda da yapılacak görüşmeler taraflar arasında değil, devletten devlete olması gerektiği özellikle vurgulanmalıdır.
Geçmişte görüşmeler için kullanılan “iki toplum, taraflar” arasında yerine “Devletten Devlete Görüşme” ; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Halkı” kavramları kullanılmalıdır.
Dün olduğu gibi bugün de KKTC Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde tanınma yönünde adımlar atan; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 11.11.2022’de Türk Devletleri Teşkilatına Gözlemci Üye olurken, 28.04.2023 tarihinde de Türk Devletleri Asamblesi (TÜRPA)’nın 12. Genel Kurulunda oy birliği ile alınan kararla Gözlemci Üye olarak kabul edilecek ve de resmen tanınmaya giden yolda emin adımlarla ilerlemeye devam edecekti.
Kıbrıs Türk halkının hedefi bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasını sağlamak olduğuna göre; bu yöndeki çalışmalarını anavatanımız Türkiye’nin desteğinde devam ettirmelidir..
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için ; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın her zaman dile getirdiği gibi “Egemen Eşitlik ve Eşit Statü Şarttır.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Tanınması Şarttır.”
Kıbrıs Türk halkına düşen görev , anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..