Bilindiği üzere Rum Lider Hristodulidis’in AB’nin Kıbrıs Sorunu’nun çözümü çabalarında daha etkin katılım için bir süre önce girişimler başlatmıştı. Geçen gün Rum Liderin Strazburg ziyareti sırasında, Avrupa Parlamentosunda grubu bulunan Avrupa Halk Partisi, Sosyal Demokratlar ve Avrupa’nın Yenilenmesi grublarıyla gerçekleştirdiği temaslarda olumlu sinyaller aldığını iddia eden Rum medyası, söz konusu üç siyasi grubun temsilcilerinin söylemlerinin umut verici olduğunu bildirdi. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var: O da şu: AB, Rumları üye yaptığında, “Şimdi tüm Kıbrıs AB üyesi oldu.”  açıklamasını yapmıştı. Komik, hiçbir gerçekliliği olmayan bir açıklamaydı bu... AB, bağımsız, egemen KKTC Devleti’ni yok saymıştı. AB adlı kuruluşun “Kıbrıs”  politikası Rum politikasından farksız...
 Türkiye - KKTC politikası ve “Kıbrıs Sorunu”na çözüm önerileri açık ve çok net ortada. KKTC’nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün  kabul edilmesi KKTC Devleti ve Halkı’nın olmazsa olmazıdır. AB’ye gelince:  Bu kuruluş, Rumların adanın tümünün Rum Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliği altında olduğunu yıllarca savundu. Halâ da savunuyor. Gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan bu AB politikası devam etmektedir. Rum Lider boş hayaller peşinde koşmaktan vazgeçip, bu adada iki ayrı devletin varlığını kabul etmelidir. Hem zaten AB eski politikalarından vazgeçmez. Bunu herkes bilmektedir. Bu bahsi geçen AB poitikaları ile AB “Kıbrıs Sorunu”nun çözümüne hiçbir katkı koyamaz... Rum Lider, bu gerçeği çok iyi bilmesine rağmen AB’ye umutla bakma konusunda girişimlerini sürdürme çabalarını yoğunlaştırma peşinde. Kiriye Hristodulitis, şimdi gerçekleri görme zamanı...