KKTC’ye ilişkin tüm haberler önemli. En güzeli ve tabii Kıbrıs Sorunu açısından en önemli olan TC Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın BM’de üçüncü kez KKTC’nin tanınmasını istemesi. Gelelim BM Güvenlik Konseyi’nin durumuna…Bu konuda da Sn. Erdoğan, BMGK’nin yapısının değişmesi gerektiğini vurguladı. “Dünya 5’ten büyüktür.” sözleri ile daha önceleri de dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Bu arada birçok devlet liderleri de Sn. Erdoğan’ın bu görüşüne destek verdi. Bu konu KKTC’yi de yakından ilgilendiriyor. BMGK’nin hiç de adil olmayan kararları yıllardır KKTC’nin tanınmasını engellemektedir. BMGK kararları, zamanında Türkiye ve KKTC’yi “suçlu` ilan etmiş, Rumları ise ödüllendirmiştir. Bu konuda yanlışlarını daha sonraları anlamışlar ancak kararları değiştirmemişlerdir. İki tarafa eşit davranmaktan çok uzak kalmışlardır. BM’nin tipik politikası şöyle özetlenebilir: Savaş olmayan bölgelerde taraflar uygun bir zeminde görüşmeler yapıp anlaşabilirler. Üstüne üstlük bir de, “Kıbrıslılar kendi aralarında görüşüp anlaşabilirler” politikası ile BM gerçeklerden ne kadar uzak kaldığını göstermiştir. Gerçeği bir kez daha vurgulamak gerekir. Kıbrıs adasında iki devlet vardır. Biri Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti, diğeri ise 41 yıllık kökleşmiş KKTC Devleti…
BM’nin çıkmazı destekler biçimde devam eden BMGK kararları yıllardır süregelen çıkmazı daha da çıkmaz hale getirmiştir. BM’nin yanlışı burada…. Uluslararası hukuk çerçevesi içinde bağımsız egemen bir devletin tanınma hakkına sahip olduğunu herkes bilmekte. BM, BMGK kararları ile bu gerçeği de hiçe sayarak bugünlere gelmiştir. Sn. Guterres’in eli kolu bağlı. Bunu kendisi de kabul etmiştir. “Kıbrıs Sorunu” konusunda BMGK’nin kararlarına uymak durumunda… Rumların isteği ve dayanak noktası da bu. Bu arada BMGK’deki ABD, ABD Başkanı Biden’in açıklamasıyla değişim istemiş.
Kısacası, KKTC Devleti’nin tanınmamışlıktan kaynaklanan tüm iç ve dış sorunlarının çözümü, ancak tanınma ile çözümlenir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın, BM’de KKTC’nin tanınmasını istemesi önemlidir. BMGK ve genel olarak BM’nin bu çıkışı nasıl değerlendireceği önemli. Tabii ki değişim üç günde olmaz. Ancak ilk adım Sn. Erdoğan tarafından atılmıştır. Bu gerçeği gözardı etmek olası değil.