Dünkü yerel basınımızda patates ihracatı ile ilgili olumsuzluklar dile getirildi.
Patatesi “Türkiye almadı-Güney havada” kaptı gibi ifadelerle adeta Türkiye nin değil...
Dünkü yerel basınımızda patates ihracatı ile ilgili olumsuzluklar dile getirildi. Patatesi “Türkiye almadı-Güney havada” kaptı gibi ifadelerle adeta Türkiye nin değil de, güneyin bize sahip çıktığı mesajı verilir gibiydi! Nedeni bilinmez bir yaklaşımla senaryosu bu şekle döndürülen, halbuki kaçak yollardan güneye geçirilen ancak Yeşil hat tüzüğüne aykırı bir geçiş olduğu için el konulan üç kamyon patatesi güneyin havada kaptığı anons edildi! Patates Üreticiler Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada benim okul sıralarından arkadaşım! Her koşulda onun sözüne güvenirim! Doğruya doğru, eğriye eğri diyen yapısıyla her zaman takdirle karşıladığım bir kardeşim! Zarar göreceği bir konuda bile doğruları çekinmeden söyleyen yapısı sayesindedir ki bu gün bulunduğu yerdedir! Ahmet Yeşilada yerel bir yayın organına verdiği demeçte konu ile ilgili olarak bakın ne demektedir! Yeşil hat tüzüğü nedeni ile sürekli sorunlar yaşandığını ifade eden Yeşilada üreticilerin kendi imkanlarıyla (yani kaçak yollardan)ürünlerini güneye geçirdiklerini bazılarının da yakalandığını belirtti. “Ticaretin keyfe göre olamayacağının altını çizen Patates Üreticiler Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, AB nin Yeşil Hat Tüzüğü ile ilgili görevlendirilmiş uzmanının sürekli olarak Kıbrıs ta bulunmadığından “rezil olduk, bu kadar zor emeklerle üretim yapıyoruz buna karşın yaşananlar hiç te kabul edile bilinir değil” diyor ve devam ediyor “AB li uzman sürekli Kıbrıs ta ikamet eden biri olmalıdır” Yeşilada Türkiye den geri gönderilen patatesler konusunda ise Türkiye yi suçlamak yerine üreticilerden bazılarının kendi yaptığı işe dikkat etmesi gerektiğini belirtiyor ve işi bilmeyen üreticilerin yapmaları gerekeni yapmadıklarının altını çiziyor! Yeşilada, Kıbrıs patatesinin bir marka olduğunu belirtiyor ve gereksiz yere Kıbrıs patatesinin adının kötülendiğine dikkat çektikten sonra şöyle diyor. “Patatesimizin kalitesinden dolayı para veriliyor. Birinci sınıf patates göndermek zorundayız. Kimsenin bu markanın adını kötülemeye, güveli patates göndermeye hakkı yoktur. Yeşil hat tüzüğü ile Güneye patates göndermek ise en son tercih edilebilecek bir yoldur. Zira sürdürülebilir olmaktan uzaktır” Ahmet Yeşilada nın bu ifadeleri kulaklara küpe olmalıdır! Zira yalana dolana dayalı işler kendi, kendimizi kandırmaktan, ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir. Uzun vadeli ve kalıcı iş münasebetlerini hayata geçirmek istiyorsak itişip kakışmak yerine bu ana kurala uymak zorundayız! Burada devlet sorumluluğuna da değinmeden geçemeyeceğim. Üretici yıllardır benzer sorunlarla boğuşmakta, bu nedenlerle sıkıntılar yaşamakta, zarara uğramaktadır. Buna karşın bir laboratuvar hala daha tesis edilememiş, göz değerlendirilmesi ile yapılan ihracat sonucunda üretici ürettiği malı satmak yerine her seferinde uğradığı zararlarla baş başa bırakılmıştır. Bilinmelidir ki, gözümüzdeki çöpü artık görme ve çıkarma zamanı gelip te, geçmiştir! Bilinmelidir ki, ilkel yaklaşımlarla üreticiye katkı koymak yerine zararını yukarılara tırmandırmak devlet anlayışı olmaktan çok ama çok uzaktır!