İngiltere, dünyada diplomaside en ön sıralarda yer almıştır. İngiliz diplomasisinin başarısız olduğunu kimse söyleyemez. Kendi çizgisinden hiçbir zaman ayrılmayan bu ülke, yani Büyük Britanya’nın çıkarları söz konusu olduğu zaman hep ön planda olmuş ve İngiltere’nin isteklerini diplomasi ile veya savaş ile almasını bilmiştir. Ancak, ikinci derecede kalan dünya sorunlarına bakış açısı ve bu sorunlara çözüm üretmekte hep sınıfta kalmıştır. Ne yazık ki, Garantör Devlet olarak Kıbrıs sorununa bakış açısı ve uyguladığı politikada “Ne suya dokun, ne de sabuna” sözlerinin geçerli olduğu ortada… “Biz İngiltere olarak iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümünü desteklemeye devam ediyoruz.” sözleriyle, hem iki büyük siyasi parti, yani Muhafazakarlar ve İşçi Partisi, hem de diğer partiler bu çizgide kalmış ve soruna çözüm konusunda hiçbir katkı yapamamışlardır.
İşte, İngiliz diplomasisinin ikinci, hatta üçüncü derecede kalan dünya sorunlarına bakış açısı aynen böyle… Halbuki, eski İngiliz Kolonisi Kıbrıs adasındaki yeri açıkça ortada olan İngiltere, ikinci veya üçüncü derecede bıraktığı “Kıbrıs Sorunu”nu, birinci derecede bir yere getirmesi gerekmez mi? Koca Büyük Britanya’nın bu adadaki kökleşmiş iki ayrı devlet gerçeğini görmezden gelmesi, kuşkusuz ve kesin olarak İngiltere’nin bu soruna çözüm için hiçbir katkı koymadığını göstermektedir. Peki, İngiltere’nin bu politikası veya tavrı nereden kaynaklanmaktadır? Kendisinin de içinde olduğu BMGK’nin aldığı kararlardan kaynaklanmaktadır. Bu kararlar “federasyon çözümünün tek çıkar yol olduğunu söylemektedir. Büyük Britanya’da bu çözümün en uygun çözüm olacağını sürekli tekrarlamaktadır.
İngiltere’de iki devlet çözümünü destekleyenler vardır. Ancak, bu bakış açısı sürekli reddedilmekte ve çıkmaz sokak “federasyonda” kalmaktadır. Halbuki, Büyük Britanya büyüklüğünü göstererek ve BMGK’ya, “Federasyon çözümünde ısrar etmenin bir anlamı yok. Bugün, gerçek olan şu ki, adada iki kökleşmiş devlet vardır. Bu gerçeği kabul ederek eski BMGK kararlarını bir kenara bırakmamız daha akıllıca olur….” dese ve iki devlet çözümüne yaklaşabilse, “Kıbrıs Sorunu” iki günde çözümlenir.