14 Şubat 2025 tarihli yerel yazılı basınımızda yer alan habere göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 4’ncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Crans Montana’daki başarısızlığın Türkiye’ye fatura edilmesinin adil ve de doğru olmadığını dile getirdi.
Crans Montana’ya gelinceye kadar çok sıkıntılı süreçler yaşandığını kaydeden sayın Mustafa Akıncı “Dilerdim Ki Benim Kıbrıslı Rumların Kaygılarına Gösterdiğim Hassasiyeti, sayın Anastasiadis de Kıbrıslı Türklerin Eşitlik Kaygıları Konusunda Gösterebilsindi” dedi..
..Yapmış olduğu açıklamada KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir önceki Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in son demecini, basına yansıdığı çerçevede okuduğunu ifade ederek, “Kıbrıslı Rumların kaygılarını anlayacak hassasiyeti gösterdiği” yönündeki sözleri için Anastasiadis’e teşekkür etti.
Kıbrıs’ta her iki toplumun kaygılarını dikkate almadan bir sonuca varmak elbette mümkün değildi ve de değildir. Bu nedenle tüm müzakere sürecinde bu çerçevede hareket ettim, gerekli zamanlarda almam gereken inisiyatifleri de aldım” diyen sayın Mustafa Akıncı, şunları kaydetti:
“Bunları buraya sığdırmak imkansız. Hazırlıklarına başladığım son kitabımda elbette bunlara yer vereceğim. Ancak şunu belirtmek durumundayım ki, o dönemde Türkiye Cumhuriyeti yönetimi ile ilişkilerimin iyi olmamasına rağmen Crans Montana’daki başarısızlığın Türkiye’ye fatura edilmesi adil değildir, doğru da değildir..
.. Kasım 2019’da Berlin’de Anastasiadis ile son kez bir araya geldiğimizde, BM Genel Sekreteri Guterres, Türkiye’nin tek yanlı müdahale konusunda gerekli esnekliği gösterdiğini bir kez daha teyit etmişti..
..Dilerdim ki, benim Kıbrıslı Rumların kaygılarına gösterdiğim hassasiyeti, sayın Anastasiadis de Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitlik kaygıları konusunda gösterebilsindi” dedi..
Gerçek şu ki; dün olduğu gibi bugün de Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm istemiyor. Bu noktadan hareket ederek de Garanti Anlaşmaları iptal edilmeli, Türk Askeri adadan gitmeli, Rum göçmenler Kuzey Kıbrıs’taki evlerine ve mülklerine geri dönmeli diyor, başka bir şey demiyor.
13 Şubat 2025 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında GKRY eski Başkanı Anastasiadis “Bizi bıraksalardı Akıncı ile Kıbrıs sorununu çözmüş olacaktık” iddiasında bulundu!..
Alithia Gazetesi; Rum Yönetimi eski başkanı Anastasiadis’in , eski ekonomi bakanı Haris Yeorgiyadis tarafından yazılan “Yeni Gerçeklik- Türk işgalinden 50 yıl sonra Kıbrıs sorunu” isimli kitabın dün gerçekleştirilen tanıtımına katılarak Crans Montana’daki zirvenin başarısızlıkla sonuçlanmasına ilişkin “İlk Kez” açıklama yaptığını yazdı.
Açıklamasında Anastasiadis, Türk tarafının talebinin veto hakkının da ötesinde olduğunu ve on bir üyeli konseyde alınacak her kararda dört Kıbrıslı Türk bakan veya yetkiliden en az birinin olumlu oyu gerektiği talebinde bulunduğunu iddia etti. Ankara tarafından kontrol edilenlerin devleti tamamen felç etme yetkisi olacağı, bu durumda da işlevselliğin tamamen Türkiye’ye bağlı olacağını savunan Anastasiadis, “Bunun sonucunda da ya Kıbrıs Cumhuriyeti ortadan kalkacaktı, ya da bağımsız bir Kıbrıs Türk Devleti kurulacaktı” şeklinde konuştu..
..Anastasiadis, eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Kıbrıslı Rumların endişelerinin görmezden gelinmemesi konusunda hassas davrandığını” belirterek “Eğer bizi bıraksalardı Kıbrıs sorunu çözülmüştü..
..Ne yazık ki; temsil ettiği şeyleri uygulayacak veya empoze edecek konumda değildi. Haritaların eş zamanlı teatisi mümkün olduğunda ise Erdoğan, Akıncı’yı altı ay Ankara’ya kabul etmedi” iddialarında bulundu!..
Gelinen noktada GKRY’nin oyalama taktiklerini çok iyi bilen ve buna göz yuman BM’nin istekleri doğrultusunda taraflar Cenevre’de müzakere masasına oturma aşamasındadırlar. Hem de Kıbrıs Türk halkına dünden bugüne verilen sözler tutulmadan ve de yerine getirilmeden.
Durum bu merkezde iken KKTC’nin Cenevre’deki konu toplantıya katılması çok iyi niyetli olmak değil de nedir? Nitekim, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Bayat” senaryo, yani son ‘Deneme’ oyunu yeniden hortlatılmaya çalışılmaktadır” dedi ve de konu ile ilgili olarak halkımızı aydınlatmaya devam edeceğiz dedi.
Konu ile ilgili olarak yapmış olduğu açıklamada KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu KKTC’nin politikasını bir kez daha yineledi ve de “Bizim politikamız Egemen Eşit İki Devlet Zeminindedir. Bu konuda değişiklik söz konusu değildir” dedi.
Sonuç olarak; gerçek şu ki Rum liderliği dünden bugüne hiçbir dönemde adil ve kalıcı siyasi bir çözüm istemedi. Her vesilesiyle “Rum liderliği Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli Türk askeri adadan gitmeli. Rum göçmenler Kuzey Kıbrıs’taki topraklarına, evlerine, mülklerine geri dönmeli, Türkler ‘azınlık’ haklarına razı olmalı” diyor, başka bir şey demiyor.
Gelinen noktada Kıbrıs Türk Halkına düşen görev; birlik ve beraberlik içinde hareket ederek; Rum-Yunan ikilisinin Enosis hedeflerine hele bir dur demek ve de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasını sağlamaktır, garanti anlaşmalarına sahip çıkmaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..