I.Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti’nin yenik düşmesi sonrası 30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesini imzalamak durumunda kalmıştı. Mondoros Ateşkes  Antlaşması Osmanlı Devleti’nin sonunu  hazırlayan bir Antlaşmadır.  Mondoros Ateşkes  Antlaşması’nın 7. Maddesi işgallere hukuki dayanak sağlarken açıkçası Anadolu’nun  da işgal edilmesinin kapısı açılıyordu!...

Yunanlıların İzmir’i  işgal düşüncesi 1919’un Şubat ortalarında Yunanistan Başbakanı Venizelos’un önerisiyle , İngiltere Başbakanı Lloyd George tarafından ortaya atılmış olup 7 Mayıs’ta da  İngiltere, ABD ve Fransa Yunan Donanmasının İzmir’e gönderilmesinde hem fikir oldular.

Yunanistan, I. Dünya Savaşı’nın son yıllarında 1917’de İtilaf Devletleri tarafında  savaşa girmişlerdi.  I. Dünya Savaşı  İtilaf Devletleri lehine sona ererken,  30 Ekim  1918’de imzalanan  Mondoros Ateşkes   Antlaşmasının ardından Yunanlılar İzmir ve  civarını isterken İtilaf Devletleri Yunan  Başbakanı Venizelos’a verdikleri sözü yerine getirmek için İzmir’in işgalini haklı gösterecek sebepler aramaya başlayacaklardı.

Yunan Başbakanı Venizelos, İzmir’in  işgalini haklı gösterecek sebepler ararken  Aydın Hristiyanlarının tehlikede olduklarını , Türkler tarafından yok  edileceklerini ileri sürerek yardım istedi. Neticede 14 Mayıs 1919’da İngiliz, Fransız, Amerikan ve Yunan donanmaları İzmir limanına girdiler.   İngiliz Amiral Galdrop 17’nci Kolordu  Komutanlığına verdiği notada “Mütarekenin 7. Maddesine göre İzmir istihkamları ile civarındaki arazinin Yunanlılar tarafından işgal edileceğini ve mukavemet  olunmamasını bildiriyordu..

Yunanlılar kendilerine vaat edilen  Ege bölgesini ele geçirmek üzere, İngiliz Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin koruması altında, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgale  başlarken aslında Türk varlığının Anadolu’dan  sökülmesi  planları uygulamaya konuluyordu..  O günde  İzmir’in işgaline tepki olarak gazeteci Hasan Tahsin tarafından düşmana sıkılan ilk kurşun Türk Kurtuluş Savaşının başlangıcı oluyordu.  Daha sonra  Yunanlılar, 3 koldan Ege Bölgesi’ni  işgale başlayacaklardı..

İzmir’in işgali Yunanistan için büyük bir önem taşıyordu. Megali İdea  artık gerçekleşebilirdi.  15 Mayıs 1919  sabahı Yunan askeri kuvvetleri İzmir rıhtımına çıkarken    Rumların çılgın sevinç ve alkışlarıyla karşılanıyorlardı..

 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a  bağlayan gece binlerce İzmir’li, eski Musevi mezarlığında (Maşatlık Meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi’nde bulunuyordu.  Kalabalığa  hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa’ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa  hitap eden bir diğer önemli isim  ise  Hukuk-u Beşer Gazetesinin Başyazarı olan  Hasan Tahsin’di ve halkı direnmeye  çağırıyorlardı..

… Hasan Tahsin konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi “Burayı Yunan’a Vermeyeceğiz. Vermek İsteyen Kuvvetle Paylaşacak Kozumuz Var” diyordu..  Bu geceye yakın akşam  üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa  Necati ve Ragıp Nurettin’in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı , “Reddi-İlhak Heyeti Milliyesi” tarafından dağıtılan bildiride:

“…Ey Bedbaht Türk!.. Yunan hakimiyetini kabule taraftar mısın?  Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat  Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binler, yüzbinlerle Malatlık’a koş. Ve  Milli Kurul’un Buyruğuna Uy…” yazıyordu… https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/15-mayis-1919-izmirin-isgali-hasan-tahsin-yunan-isgal-kuvvetlerine-ilk-kursunu-atti-4802980/

15 Mayıs 1919 sabahı saat 7.30 sıralarında önce  Yunan gemilerinden Patris ve Atronitos isimli gemiler Pasaport’a yanaştı ve  bir grup Yunan Efzon Alayı saat 08.55 sıralarında askeri gemiden inerek karaya çıktı. Temiastokles gemisi ise 5. Piyade Alayı’nı Pubta İskelesine çıkartmıştı. Bunlar Punta’dan ilerleyerek Kadifekale’yi işgal edeceklerdi. Bu esnada on binlerce yerli Rum, ellerindeki Yunan bayrakları ve çiçekler ile Kordonboyu’nu kaplamışlardı…

İzmir’li Rumlar işgal haberini 13 Mayıs Salı günü öğleden sonra Aya Fotini Kilisesi’nde Yunan Albay Mavrudis tarafından okunan Venizeles’un beyannamesiyle öğrenmişlerdi. Kalabalık, inen Yunan askerlerine alkış tutuyordu. Gelen Askeri Tabur, İzmir  Metropoliti Hrisostomos tarafından takdis ediliyordu.. Metropolit Yunan bayrağını öptü ve bu esnada ağladığı görülüyordu.  İlk Yunan Taburu daha sonra buradan yaya olarak Hükümet Konağı, Kışla, Kokar Yalı istikametinden Karantina’ya doğru yürüyüşe geçmişti...

…Hasan Tahsin Konak Meydanı Kordonboyu’nda koyu renkli takım elbisesi ile bekliyordu.   Yürüyüş kolunun baş tarafı Kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra, Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılarak öne geçti...

..Hasan Tahsin’in sesli bir şekilde “Olamaz, Olamaz, Böyle Elllerini  Sallaya Sallaya Giremezler” sözlerini dediği   duyulmuştur. Hasan Tahsin daha sonra yanında bulunan revolver (tabanca) ile  düşmana ilk ateşi açmış ve iki Efzon askerini öldürmüştü.   Bazı anlatımlara göre ise  Tahsin sadece Yunan Efzun Alayı’nın Bayraktarını öldürdüğü belirtilmekte ve bu görüş daha fazla kabul  görmektedir.  Tahsin tabancasındaki tüm mermileri düşman  askerine karşı ateşlemişti. Böyle bir direniş beklemeyen Yunan Alayı şaşırmıştı. Daha sonra ise  yanında fazla yandaşı olmayan Tahsin, Yunan Alayı tarafından açılan ateş ve  ardından süngüleme  sonucunda Kordonboyu’nda kalabalığın önünde henüz 31 yaşında yaşa veda etmiştir. Hasan Tahsin’in cesedi ise İzmir Saat Kulesi’nin  altında bulunmuştur. https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/15-mayis-1919-izmirin-isgali-hasan-tahsin-yunan-isgal-kuvvetlerine-ilk-kursunu-atti-4802980/

Hasan Tahsin’in işgal askerlerine sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş mücadelesinde diğer yerlere de örnek teşkil etti.  İlerleyen günlerde  Aydın ve   Balıkesir’de  işgale karşı direniş baş gösterdi. Çerkez Ethem Yunan işgaline karşı Efeleri toparladığı gün Demirci Mehmet Efe ayağa kalkarak; “Bir Genç Düşmana İlk Kurşunu Sıkmış, Bundan Sonrası Bize Düşer!” demiştir..

Neticede İzmir kenti ile birlikte Ayvalık, iki kent arasındaki sahil şeridi, Çeşme Yarımadası, Selçuk ve  Belkahve’ye kadar İzmir’in arka alanı da işgal edilmiştir. Nisan  1920’den sonra Yunan Ordusu İzmir’den harekete geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon’a kadar Batı Anadolu’nun büyük  bir bölümünü işgal  altına  alacaktı.. DEVAM EDECEK