Rum basınında yeralan bir habere göre, Çin’in Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Büyükelçisi Huang Xingyuen, KKTC’nin Dünya Sağlık Örgütü’ne üyeliğinin mümkün olmadığını iddia etmiş. Neymiş efendim, DSÖ’ye yalnızca egemen ülkelerin dahil edildiğini söylemiş bu kişi... Çin’in Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Büyükelçisi kalkmış bir de Tayvan makamlarının benzer bir talepte bulunduğunu da sözlerine eklemiş. Tayvan’ın gerçek niyetinin bağımsızlık kazanıp sözde egemen ülkeyi bağımsız siyasi varlık olarak kabul ettirmek olduğunu vurgulamış. Bu arada, Tayvan’ın en az 14 ülke tarafından resmen tanındığını da belirtelim. Bu, Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Çin Büyükelçisi, Rumların sözde “Münhasır ekonomik Bölgesi “ içerisindeki , Türkiye’nin sözde“ yasadışı faaliyetlerini” de kınamış... Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Çin Büyükelçisi’nin bu baştan sona yanlış açıklamasına biz KKTC Devleti ve hükümeti olarak yanıt verecekmiyiz ?. Mutlaka cevap vermeliyiz. Dünyada ülkeler arası politika ve diplomasi ne gerektirirse onu yapmak gerekir. Çin’in yanlış yaptığı ortada. İşte KKTC’nin, bu yanlışın neden yanlış olduğunu Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Çin Büyükelçisi’ne ve dolayısıyla Çin hükümeti’ne duyurması gerekir. KKTC’nin bunu yapması en doğal hakkıdır.
Gelelim AB’ye : AB’nin, yıllardır sürdürdüğü Rum yanlısı politikaları, 37 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti’ne karşı izlediği, hiç bir Uluslararası Hukuk’a uymayan, ve KKTC Devleti’nin varlığını inkar eden, kabul etmeyen tutumları, bu kuruluşun saygınlığını sıfırın altına düşürmüştür. Sadece KKTC ve “Kıbrıs Sorunu” değil. AB’nin kendi üyeleri ile olan anlaşmazlıkları ortada... KKTC Başbakanı Sn. Ersin Tatar, AB Dışişleri Bakanları’nın son yaptıkları ortak açıklamasında, KKTC ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını görmezden gelmesinin ciddi bir vizyonsuzluk ve hukuk tanımazlık göstergesi olduğunu vurguladı. Sn. Tatar, Türkiye’nin ve KKTC’nin Uluslararası Hukuk’tan kaynaklanan haklarını kullanarak Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arayışlarını sürdürdüklerini, kimsenin bunu eleştirme veya engelleme hakkı bulunmadığını da belirtti. “Corona”nın defolup gitmesi, kaybolması sürecine girdiğimiz şu günlerde, sağlık ve ekonomi konuları dışında, Dışilişkiler ve dış politika alanları içine giren çok önemli bir açıklama yapmış Sn. Tatar... Tebrikler Sn. Ersin Tatar.
Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Çin Büyükelçisi ne derse desin, AB ne derse desin, Uluslararası Hukuk çerçevesi içerisinde, 37 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti’nin tanınma hakkı gözardı edilemez. Ayni şekilde, AB’ninde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arayışlarını, Türkiye’nin Uluslararası Hukuk’tan kaynaklanan haklarını gözardı etmesi söz konusu olamaz. Bu durumda sakın ama sakın hiç kimse, “ Federal çözüm için taraflar biraraya gelmeli.” Veya “ Güven artırıcı önlemler artırılmalı. “ gibi söylemlerde bulunmasın... Bu tür açıklamalar artık komik kaçar... Gerçekler ortada... Biz kendi yolumuza... Rumlar da kendi yoluna...