07.11.2022’de vefat eden Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomos’un yerine Başpiskoposluk makamına 26.12.2022’de yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre 25.12. 2022’de Baf Metropoliti Yeorgios seçildi.
Seçim süreci öncesinde Başpiskoposluk içerisinde bulunan ApostolosBarnabas şapelinde ayin yapıldığını belirten Rum basını, ayin sonrasında yapılan oylamada Sen Sinod Meclisi 25 Aralık 2022’de yaptığı toplantıda 16 üyenin 11’inden oy alan Baf Metropoliti Yeorgios’un yeni Başpiskopos olması haberini Rum basını “Tarihi görevi devraldı.” başlığıyla vermiştir.
Rum Ortodoks Kilisesinin yeni BaşpiskoposuYeorgios; 25 Mayıs 1949 tarihinde “Athienu” (Kiracıköy)’de doğdu. 1967 yılında “Pan Kıbrıs Gimnasio” okulundan mezun olduktan sonra 1968-1972 yılları arasında Atina’da Kimya bölümünü okurken 1976-1980 yılları arasında ise yine ayni üniversitenin ilahiyat bölümünden mezun oldu. Yeorgios , İngiltere’de yine Kimya ve İlahiyat alanlarında eğitim gördü. Yeorgios çeşitli dini görevlerde bulunurken 1996 yılında Arsinois Bölge Piskoposluğuna, 2006 yılında Metropolitliğine seçildi.
Başpiskopos olarak seçilmesinin ardından yapmış olduğu açıklamasında Yeorgios, halkın çoğu “İstila ve İşgalden” kaynaklanan bir çok sorununun çözümünü beklediğini belirtti. Diğer bir değişle daha yeni seçilen Başpiskopos Yeorgios“Taç” giymeden, Rum siyasi elitlerini etkileme gücünü kullanmaya başladı bile..
7 Kasım 2022’de vefat eden Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomos’un yerine seçilen ve 8 Ocak’ta düzenlenen törenle Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olarak Taç giyen Yeorgios, daha taç giymeden önceki günlerde yer alan ilk demeçlerind, Rum siyasilere parmak sallayarak, “Milli davada Kilise’nin sözü dinlenmeli” demekten kendini alamayacaktı!..
10 Ocak 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre Başpiskoposluğunu resmi olarak devralan Yeorgios; yapmış olduğu açıklamasında Kıbrıs sorunu, Savunma ve Eğitim alanlarında “söz sahibi olmak istediğini dile getirdi ve de Rum-Yunan Ortak Savunma Sahası Doktrininin” aktifleştirilmesi çağrısında bulundu..
..Yeorgios, Türkiye’nin“Kıbrıs’ın tamamını ele geçirerek Türkleştirme emelleri olduğu ve bugün, daha önce hiç olmadığı kadar tehlikede olduklarını” öne sürerek, Kilise’ninbuna “seyirci kalamayacağını” söyledi. Devamla Yeorgios“Hükümet, halkımızın haklarının talep edilmesinde ve işgal altındaki topraklarımızın kurtarılmasında bizim desteğimizi de hesaba katabilir. Ancak olası bütün sapmayı vurgulayıp kontrol etmekte ve ata yadigarı topraklarımızda var oluşumuzu tehlikeye atacak çözümleri engellemek için mücadele etmekte tereddüt etmeyeceğiz” dedi..
..Kilise’nin “Bir halkın yaşamı ve var oluşunun ana unsuru” diye nitelediği eğitim ile de ilgilendiğini belirterek, ne eğitim konularında ne de başka konularda Rum Yönetimini “Zorla gütmek gibi bir isteği olmadığını” savundu, “Ancak ülkenin hayati meselelerinde görüş sahibi olma ve bunu serbestçe dile getirme hakkımızdan feragat etmiyoruz” dedi.Devamla Başpiskopos Yeorgios“Kilise, devletin yetkili organlarıyla istişare içerisinde , Kıbrıs’ın savunma kalkanına aktif katkı koyacak” dedi.
Rum-Yunan ortak savunma sahası doktrininin aktifleştirilmesi çağrısında bulunanYeorgios, bu doktrinin aktifleştirilmesinin , halkın güvenlik duygusunu tatmin edeceğini, “Türkiye’nin yeni yayılmacı hareketlerini caydıracağını, kurtuluş arzusunu idame ettirip kalıcılaştıracağını” iddia etti.
Şu bir gerçek ki tarihin derinliklerine gidecek olursak Rum Ortodoks Kilisesi Rum halkını etkileyen en önemli kurumların başında gelmektedir ve de Rum halkının dünden bugüne siyasetinde ve de eğitim sisteminde çok önemli ve etkili bir rolü vardır.
Dünden bu güne Rum-Yunan ikilisinin var olan Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolu açma mücadelesinde , Kıbrıs Türk halkına İngiliz Yönetimi döneminden başlayarak , Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırılarının ve katliamlarının 11 yıl boyunca ardında olan da , baş sorumlusu olan da Rum-Ortodoks Kilisesidir.
1 Ocak 2023 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; 31 Aralık 2022 tarihli haftalık yayınlanan Kathimerini gazetesinde yer alan demecinde, Rum Ortodoks Kilisesinin yeni Başpiskoposu Yeorgios’un“Milli Dava” olarak tanımladığı Kıbrıs sorununda Rum Ortodoks Kilisesinin, Rum Yönetimine ve halkına “Doğru nasihatlarda bulunması gerektiğini” söyledi ve de “Nasihat, Dinlensin Diye Edilir” diyerek de Şubat 2023’te yapılacak GKRY başkanlık seçimi öncesinde “Etki gücünü” bir bakıma hatırlatmak istemiştir..
Yerel yazılı basınımızda yer alan açıklamasında Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ olarak gören ve de Kıbrıs Türk Halkının uzun yıllar ölüm korkusu içinde yaşamalarına neden olan silahlı saldırıların ve katliamların baş sorumlusu Rum-Ortodoks Kilisesidir. Ama ne yazık ki şimdilerde Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olan Yeorgios Rum politikasının baş mimarları olan eski Başpiskoposlardan övgüyle bahsetmiş, “seleflerinin yaptıklarından daha azını yapmayacağını” söylemiştir.
Devamla yeni Başpiskopos Yeorgios: “Büyük seleflerimin harika çizgisi, hangisini sayayım? Türklerin astığı Kiprianu’yu mu, Kıbrıs halkına adalet talep etmek için bir yıl İngiltere’de kalan Sofronio’yu mu, İngiliz sömürge yönetimi tarafından kovuşturulan ancak Kiliseyi özgür tutan Kirillu’u ve Leondios’u mu, Makarios’ları mı, ömrünü milli davamıza adayan 3’ncü Makarios’u mu?” dedi.Yine gazeteye yaptığı açıklamasında Rumların yeni Başpiskopos’uYeorgios “Milli davamızı izleyerek, gerekli yerde hükümete ve halka doğru nasihat ve müdahalelerimizi yapacağız. Nasihat, dinlensin diye yapılır. Nasihat, milli meseleyi yönetmekten sorumlu hükümete ve hükümeti seçen halka yapılır..
.. Avrupalıların ve özgür insanların yararlandığı insan haklarımızın tesis edilmesini istiyoruz. Diğer bütün Avrupalılar, Avrupa’nın bütün ülkelerinde serbest dolaşım hakkı varken bizim kendi ülkemizde serbest dolaşım hakkımız olmasın mı? Onların mülk edinme hakkı varken bizim olmasın mı? Kıbrıs Rum halkının haklarının böyle tesis edilmesini istiyoruz” dedi.
Yeni Başpiskopos Yeorgios demeçlerinde ısrarlı bir şekilde “ Kıbrıs’ta serbest dolaşım, serbest yerleşim” haklarını dile getiriyor!.Günümüzde yeni Rum Başpiskopos’uYeorgios, “Bunlar büyük seleflerimin Harika Çizgisi”!.. diyor.
Unutmayalım ki; Başpiskopos 2. Hrisostomos “Mücadelenin Bitmediğini Girne’de Milli Marş Söyleyeceklerini” dile getiriyordu. Yine anavatanımız Türkiye’den su geldiği zaman II. Hrisostomos’un “Deli Saçması, Türkiye’den gelen suyu içeceğime zehir içmeyi tercih ederim” dediğini hiç ama hiç unutmayalım..
Rum-Yunan ikilisi çok iyi bilmelidir ki; Kıbrıs Türk ve Rum halklarının siyasi eşitliğine ve ortaklığına dayalı olarak ilan edilen 1960 Kıbrıs Cumhuriyetini yıkan Rum-Yunan ikilisidir. 15 Temmuz 1974’te Makarios’a darbe düzenleyen Yunan Cuntası desteğindeki RMMO ve EOKA-B’dir. Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson da 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devletini ilan etmiştir. Kıbrıs Türk Halkının ve anavatanımız Türkiye’nin bu gelişmelere ve de Kıbrıs’ın bir Yunan Adası olmasına seyirci kalması asla söz konusu bile olamazdı.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit’in İngiltere’ye kadar giderek birlikte hareket etme isteğine aldığı olumsuz yanıtın ardından gerçekleşen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış ve huzur geldi Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu.
Kıbrıs’ta Federal bir siyasi çözüm adına 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edildi. Ancak yıllarca devam eden görüşme sürecinden sonuç alınamamasının ardından 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Gelinen nokta KKTC topraklarına Güney’den KKTC topraklarına gelmek isteyenler, Güney Kıbrıs’ta var olan devletin kimliğini göstererek gelebilirler, 3. Ülkelerden gelenler de konu geçiş noktalarında kimliklerini göstererek geçebilirler ve de KKTC topraklarında var olan Türk Askerinin sağladığı güven ortamında serbestçe dolaşabilirler, gezebilirler. Ama daha fazlası söz konusu olamaz!.. Ama Rumlar biz kendi topraklarımıza, evlerimize dönmek isteriz derse ona hele bir dur demekde hakkımızdır..
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti yıkan Rum-Yunan ikilisidir. Bugün Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet gerçeği vardır. Rum-Yunan ikilisi bunu kabullenmelidir. Yıllarca devam eden görüşme sürecinde Kıbrıs Türk halkına ‘azınlık’ haklarından öte haklar tanımak istemeyen Rum-Yunan ikilisidir.
Sonuç olarak; Kıbrıs’ta var olan bağımsız ve egemen iki devlet gerçeği kabul edilmelidir. Günümüzde yan yana yaşayan iki egemen halk vardır. Bunu hiç ama hiç unutmayalım.. Kıbrıs Türk halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmaktır, tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok yaşa..
Kaynak:1- https://haberkibris.com/yenibaspiskops-secildi-1139-2022-12-25.html
Kaynak:2-kibrisgazetesi.com/kibris/kibris-konusunda-son-sozu-kilise-soyleyecek-h137483.html
Kaynak:3-Züleyha Karaman“Enosis Saplantılı Papazlar!”, 03.01.2023 tarihli Halkın Sesi Gazetesi