18-20 Haziran 2021 tarihleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt  Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde ve T.C Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde Antalya  Diplomasi Forumu düzenlendi.
Forumun açılış konuşmasına gerçekleştiren sayın Mevlüt Çavuşoğlu; Antalya Diplomasi Forumu’nu , dünyanın ilk Meclisi Patara’nın ev sahibi olan yani insanın konuşarak müzakere ederek sorunlarına çözüm arama geleneğinin başladığı bu kentte düzenlendiğini belirtti.  3 günlük süreçte çeşitli, ikili, üçlü görüşmelerin yer aldığı Foruma 11 Devlet ve  Hükümet Başkanı, 45 Dışişleri Bakanı ve Bakan seviyesinde konuk katıldığını ve bunun dünyadaki her 5 Dışişleri Bakanından 1’nin Antalya Diplomasi Forumu’na katıldığı anlamına geldiğini de ifade etti.
Antalya Diplomasi Forumunda yapmış olduğu açıklama ile hem BM ve hem de Uluslararası Topluma çok açık ve net mesaj veren  KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kıbrıslı Rumlarla eşit şekilde muamele görmek istiyoruz. BM, egemenlik açısından eşitliğimizi  sağlamadığı sürece resmi müzakerelere başlamayacağız. Kıbrıslı Rumlar hala bütün adanın temsilcisi olarak görülmektedir. Kıbrıslı Türkler ile  Rumların eşit muamele görmesiyle adil bir çözüm sağlanabilir…” demiştir.
“Ada’da yaşayan iki halk vardır. Kıbrıslı bir millet yoktur. Kıbrıs’ta yaşayan  iki ayrı millet vardır. 1963’ten bu yana , Kıbrıslı Türkler   çeşitli isimler altında kendi egemenliklerini kurmuşlardır” diyen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar:  “Şu anda da KKTC olarak varlığımızı   sürdürüyoruz. Biz de adada Rum kesimi kadar meşruyuz ve haklıyız. Hayatın her alanında kendimizi yönetme hakkımız var. BM de bunu pek çok belgesinde ifade  etmiştir.” Dedi.
Bu yöndeki açıklaması ile KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar;  BM’e önemli bir mesaj vermiştir.. Sayın Ersin Tatar, BM’nin egemenlik açısından bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’nin eşitliğini sağlamadığı taktirde resmi müzakerelere başlamayacağını vurgulaması yanında KKTC’nin artık tanınmasına giden yola girildiğinin de mesajını veriyordu.. Sayın Tatar’ın mesajı çok açık ve nettir. Sayın Tatar: “Kıbrıs Türk Halkı;  BM’nin,  bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’nin egemenliğinin tanınması için  bir 40 yıl daha   bekleyemez” dedi..
25 Haziran 2021’de  BM Genel Sekreteri Guterres ile Brüksel’de gerçekleştirdiği  görüşme sonrası yapmış olduğu açıklamada  GKRY Lideri Anastasiadis; Guterres’e Türkiye’nin Cenevre’de ortaya koyduğu iki devlete dayalı çözüm  modelinden  dolayı duyduğu hayal kırıklığını dile getirdiğini belirtti..  BM Güvenlik Konseyi kararları temelindeki  diyaloğa  ilişkin  siyasi iradesini yineleyen  Anastasiadis; diyaloğun yabancı garantiler ve askerler olmaksızın yaşayabilir ve işlevsel çözümü amaçlayacağını da belirtti..
Belçika’nın Başkenti Brüksel’de 24-25 Haziran 2021 tarihleri arasında düzenlenen  AB Liderler Zirvesi’nin ardından  düzenlemiş olduğu basın toplantısında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne  yönelik olarak  Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen’in “Kıbrıs’ta iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz”  açıklamasına  tepki gösteren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu: “AB  yetkilileri, bu açıklamalarıyla  Kıbrıs Türk Halkının iradesini hiçe saymaktadırlar” dedi..
24-25 Haziran 2021 tarihlerinde Belçika’nın Brüksel kentinde gerçekleşen Avrupa Birliği Ülkelerini bir araya getiren Avrupa Konseyi’nin sonuç bildirgesinde  Kıbrıs’ta çözüm modeli olarak bir kez daha  “Siyasi  eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” temelinde barışa işaret etti. BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarının uygulanması için çağrıda bulundu..
27 Haziran 2021 tarihli yerel basınımızda yer alan açıklamasında KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu;  AB Konseyi Haziran 2021 Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesinde yer alan ve Kıbrıs’ı da  ilgilendiren ifadelerin kabul edilmesinin mümkün olmadığına işaret ederek, AB’yi iki tarafın meşru hak ve çıkarlarına saygılı davranmaya ve  2004 yılında Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonları kaldırma yönünde beyan ettiği iradeyi hayata  geçirmeye davet  etti..
26 Haziran  2021 tarihli Alithia  Gazetesinde yer alan haberlere göre; “27 AB’ne Üye Devleti, Türkiye’den iki kesimli , iki toplumlu federasyon çözümü ve Maraş’la  ilgili kararlara saygı  duyulmasını istiyor” başlıklarıyla verilmişti..
Türkiye Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada: “Zirve kararlarının Kıbrıs’a ilişkin bölümleri, her zamanki gibi Rum-Yunan ikilisinin görüşlerinin tekrarıdır. Bu tutumuyla AB bir kez daha Kıbrıs Türklerini yok saymış  ve  eşit haklarını görmezden gelmiştir. AB’nin bu tutumu devam ettiği sürece, Kıbrıs meselesine yapıcı bir katkıda  bulunması mümkün değildir. Bu vesileyle AB’yi bir kez daha Ada’daki gerçekleri  görmeye, Kıbrıs Türklerini ve müktesep eşit haklarını tanımaya ve 2004’te verdiği sözleri yerine getirmeye davet ediyoruz..” denildi. Dünden bugüne  BM’nin egemenlik açısından KKTC’nin  eşitliğini sağlamadığı taktirde resmi müzakerelere başlanamayacağını açıkça vurgulamıştır.  
Diğer yandan, Brüksel’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen  GKRY Lideri Anastasiadis, Guterres’e Türkiye’nin Cenevre’de  ortaya koyduğu iki devlete dayalı çözüm  koşullarından dolayı duyduğu hayal kırıklığını bir kez daha dile getirdi.
BM ve AB’ye , Kıbrıs Türk tarafının önerilerinin ciddiye alınmasını öneren KKTC Cumhurbaşkanı   sayın Ersin Tatar: “27-29 Nisan 2021 tarihlerinde Cenevre’de gerçekleştirilen gayrı resmi toplantıda BM Genel Sekreteri’nin gösterdiği dengeli tutumun çabalara  olumlu katkısı olacağına inandığını ve bu tutumunun Temmuz 2021’de yayınlanacak olan raporlara yansıtılmasını da beklediğini” ifade etti. 
Rum-Yunan ikilisinin ve onlara destek verenlerin hedefleri  öncelikle  15 Kasım 1983’te ilan edilen  bağımsız ve egemen devletimiz  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ortadan kalkmasını sağlamak ve tarihin derinliklerine gömmektir.
Rum liderliği bu hedeflerine ancak “federasyon çözümü” ile varabileceklerine inanıyorlar!.. Rum liderliği, “Federasyon çözümü”nü “Kurucu Devlet” safsatası ile  gerçekleştireceklerine inanmaktadırlar. Rum liderliği “Kurucu Devlet” saçmalığına  dört elle sarılmaktadır. Halbuki,  Türk tarafı açısından; “Kurucu Devlet” hiçbir zaman  tanınmayacak olan, bağımsız ve egemen statüsü olmayan bir yerel yönetim sistemidir.  
Rum liderliğinin bu politikalarına destek veren BM ve AB’nin öncelikli  hedefi 38 yıllık  bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni ortadan kaldırılmasını sağlamaktır.  BM ve AB, Kıbrıs Türk Halkının  haklarını görmezden gelmektedirler. Hedefleri Kıbrıs Türk Halkını “Azınlık” seviyesine  getirilmesini sağlamaktır.  Ama ne yazık ki ; dünden bugüne yaşananlara rağmen aramızda hala daha Rumlarla federasyon çatısı altında bir araya gelmek isteyen bir ‘azınlık’ kesim vardır!..
Çok iyi hatırlardadır; BM Genel Sekreteri Guterres; 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleşecek  5+BM  toplantısına  tarafların yeni önerilerle gelmesini istemişti... Nitekim 27 Nisan’da KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; BM Genel Sekreteri’ne  6 maddelik  bir öneri sunar ve yer yerinden oynarken Rum-Yunan ikilisi yıllardan beri dile getirdiği, Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk askeri Adadan gitmeli, tüm Rum göçmenler evlerine dönmeli demekten öteye bir şey diyemeyecekti.. 
Gelinen noktada  27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de yer alan 5+BM Konferansında Türk tarafının kararlı duruşu ile  çözüm önerileri  BM kayıtlarına geçmiştir. Kim ne derse desin, bu konferansta Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde  KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın       ortaya koyduğu “Egemen Eşitliğe Dayalı İki  Devletli” siyasi çözüm modeli kayda geçmiştir.. Yine iki devletin birbirini “Eş  Zamanlı Olarak Tanımasını” gündeme getirmiştir.  Bu süreçte  ilerleyen günlerde başlayabilecek bir müzakere sürecinde de KKTC’nin egemenliğinden  vazgeçmeyeceğini, uluslararası alanda Rum kesimi ile  eşit statüde  kabul edilmeden yeni bir müzakere sürecine başlanmayacağının mesajı net bir şekilde verilmiştir.
Gerçek şu ki; Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için 27-29 Nisan 2021’de gerçekleşen    5+BM toplantısı  bir dönüm noktası olacaktı..  KKTC açısından bağımsız ve egemen iki devletli çözüm kayıtlara geçti. Günümüzde Rum-Yunan ikilisi KKTC’nin  tanınabileceğinin huzursuzluğunu yaşamaktadır. Rum basınına göre;  Azerbaycan, Pakistan, Libya, Bengaldeş ve Gambia bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımaya hazır!..
BM Güvenlik Konseyi’nin kendi aldığı kararlar çerçevesinde , bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak isteyenleri engelleme hakkı yoktur. Gerçek şu ki; BM’nin herhangi bir devleti tanıma veya tanımama yetkisi de  yoktur.. BM sadece ve sadece  KKTC’ni tanımak isteyenlere, KKTC’ni tanımamaları yönünde tavsiyelerde bulunabilir, ancak engelleyemez. Şu çok iyi bilinmelidir ki; BM Güvenlik Konseyi, bir devletin egemenlik haklarını kullanarak başka bir devleti tanımasına  engel olamaz. Böyle bir hakkı yoktur!..
Sonuç olarak; Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs Türk Halkının egemen eşitliğine ve garanti antlaşmalarına hayır derken; BM Güvenlik Konseyi dünden bugüne aldığı kararlarla  KKTC’nin tanınmasına engel olurken; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, bir kırk yıl daha  BM’nin; KKTC’nin egemenlik haklarını tanımasını bekleyemeyiz.. 
Federasyon gibi, Birleşik Federal Kıbrıs gibi siyasi çözümlerle  aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayalım. Birlik ve beraberlik içinde harekete geçerek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını sağlamalıyız.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  olarak tanınma için Anavatanımız   Türkiye’nin desteğinde  harekete geçme zamanı gelmiştir..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…