1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin Kıbrıs Türk ve Rum halklarının siyasi eşitliğine ve ortaklığına dayalı olarak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde  kurulmasını kabullenemeyen ve Megali İdea hayalleriyle yaşayan  ve de Enosis’e giden yolu açmak isteyen Makarios, 1960  Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında yapmak istediği değişiklikler için 22-26 Kasım 1962 tarihleri arasında Ankara’ya kadar gidecek ancak olumlu bir yanıt alamamasının ardından hedefleri doğrultusunda çalışmalarına devam edecekti.
Makarios’un bu anayasa değişiklik önerisi 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Enosis’e nasıl sıçrama tahtası olacağının acık bir göstergesiydi. Bu değişiklik önergesi, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Kıbrıs Türk Halkına tanınan temel hak ve yetkilerin kaldırılmasını içermekteydi. Makarios’un hedefi anayasada yapılacak değişikliklerle Kıbrıs Türk  Halkını ‘azınlık’ durumuna indirgemekti. Yine Makarios, bu anayasa  değişikliklerinin yanı sıra, Garanti ve İttifak Antlaşmalarının da tümden feshedilmesini öneriyordu. 
Nitekim Makarios; Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa değişiklik önerilerini 23 Kasım 1963’te 3 garantör ülke olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye 23 Kasım 1963’te resmen sunacaktı.. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Makarios’un istediği anayasal  değişikliğe karşı çıkarken, 6 Aralık 1963’te toplanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Bakanlar kurulu da aldığı kararla Makarios’un istediklerini sert bir dille reddederken yapılan açıklamada: “Kıbrıs Türklerinin yaşamsal hak ve  çıkarlarının korunmasını içeren Zürih ve Londra Antlaşmaları üzerinde  müzakere açılması gibi hususun kabulüne imkan  olmadığından Makarios’un önerileri Bakanlar Kurulunca  reddedilmiştir” deniliyordu.
Makarios’un bu anayasa değişiklik önerisi 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarının Enosis’e nasıl sıçrama tahtası olacağının acı bir göstergesiydi. Bu değişiklik önergesi, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Kıbrıs Türk Halkına tanınan temel hak ve yetkilerin kaldırılmasını içermekteydi. Makarios’un hedefi anayasada yapılacak değişikliklerle Kıbrıs Türk  Halkını ‘azınlık’ durumuna indirgemekti. Yine Makarios, bu anayasa  değişikliklerinin yanı sıra, Garanti ve İttifak Antlaşmalarının da tümden feshedilmesini öneriyordu. 
Makarios söz konusu, Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde  gerçekleşen 16 Ağustos 1960 Lefkoşa antlaşmalarını ortadan kaldırmayı ve adada Rumların egemenliğine dayalı, Kıbrıs Türk Halkının ‘azınlık’ hakları ile yer alacağı bir devlet kurmayı ve  Kıbrıs’ta etkin bir konuma gelmeyi  hedeflemişti..
O günde, Makarios; başta  İngiltere , Fransa ve Rusya olduğu halde Batılı devletlerin yardım ve desteğiyle hedeflerine  ulaşacağına   inanıyordu. Nitekim bu amaçla hazırlanan Akritas Planı; 21 Aralık 1963’te yürürlüğe konularak, Kıbrıs Türk halkına karşı silahlı  saldırıya geçilerek Kıbrıs Türk Halkını eşit ortağı oldukları devletin yasama , yürütme ve yargı organlarından  devlet dairelerinden  tamamen dışlayarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp ederken Kıbrıs Cumhuriyeti de Rum devletine dönüşüyordu…
21 Aralık 1963 Cumartesi sabahının çok erken saatlerinde   saat 02.30’da Girne’den gelen  ve evlerine dönmekte olan iki araba  Lefkoşa’nın  Türk bölgesine geçmek üzere iken arabada 6’sı erkek, 4’ü kadın 10 Türk vardı. Polis kılığına giren Rumların tabanca ile  açtığı ateş sonucu başlarından vurulan 2  soydaşımız Zeki Halil ve Cemaliye Ali şehit edilirken 7 kardeşimiz de ağır yaralanıyordu... 
 22 Aralık 1963 Pazar günü akşamı saat 21.20’de sandüviçci Vasıf Mustafa motosikletinin arkasına aldığı bir arkadaşı ile Lefkoşa’dan Ortaköy’e doğru giderken Aspava Bar’ı  henüz geçmişlerdi ki, açılan otomatik silah ateşi ile vuruldular. Delik deşik olmuş vücutları yolun ortasında kalmıştı. Yine arkalarından gelmekte olan ve aralarında 24 yaşındaki Av. Ergin Salahi’nin kullandığı araba da  mermi yağmuruna yakalanmıştı.
21 Aralık’ta Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nin Çanakları açılır ve ayni günün  akşamında  Kıbrıs Türk Halkı, TMT’nin önderliğinde silahlı direnişe geçerken Ada genelinde de bütün Sancaklara harekete geçmeleri  yönünde  Bayraktar  gerekli emri vermişti. 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Megali İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’in gerçekleşmesini ve Kıbrıs Türk halkının ‘azınlık’ statüsüne indirgemeyi hedefleyen Rumlar, hiç hayal edemeyecekleri bir direniş ile  karşı karşıya kalacaklardı..
22 Aralık  Pazar günü sabahı Landroverle Lefkoşa’da Türk Lisesi önünde durarak  tesadüfen teneffüs saatinde  bahçede bulunan öğrencilere ateş edilmesi üzerine öğrenciler yaralanır. Yine  ayni gün Türk Cemaat Meclisi  Başkanı Rauf R. Denktaş’ın  Avukat yazıhanesi ve Girne Kapısı’ndaki  Atatürk Büstü kurşunlanıyordu.. Ayni günün gecesinde saat 22.30’da Lefkoşa’da  Aspava Bar yanında  pusu kuran Rum polisler, diğer yandan da Yenişehir ve Kızılbaş  bölgelerindeki Rum mevzilerinden  Türk semtine  kurşun yağdırdılar.
23 Aralık  1963’te Yunan askeri desteğinde Rumlar; Lefkoşa ve K. Kaymaklı’ya karşı silahlı saldırıya geçtiler.  O günde 6 şehit veren K.Kaymaklı, 25 Aralık’ta göçmen durumuna düşerken evinden çıkamayan 500 soydaşımız da esir alınıyordu..
24 Aralık 1963’te Lefkoşa’da Dere Boyu caddesinin hemen yanında  Kumsal Bölgesinde silahlı saldırılarda bulunan  150 kadar silahlı Rum’un  bölgeye saldırıda bulunduğu gecede; Türk Alayı’nda görevli Binbaşı Dr. Nihat İlhan’ın evi baskına uğrar. Bnb. Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet hanım, ve 3 çocuğu (4 yaşındaki oğlu Murat, yine 4 yaşındaki oğlu Kutsi ve 6 aylık oğlu Hakan) ve evde misafir olarak bulunan  ev sahibesi Feride hanım şehit olurken, eşi Yusuf Güdem, akrabası Ayşe hanım ve kızı Işıl ve teyzesi Növber hanım yaralanmışlardı.
Yine 24 Aralık 1963’te ö.s saat 3.00’te Türkeli (Ayvasıl) köyü kuşatma altına alınırken köy Türkleri hemen yakında bulunan Yılmazköy’e sığınır. Köyde mahsur kalan  9 Türk’ün  elleri ayaklarının altına bağlanır. Traktörün arkasına bağlanan Türkler yerlerde sürüklenerek köy dışında açılan katliam çukuruna götürülerek kurşunlanarak öldürülürler ve yaralı olanların bazıları da toprak altında can verirler.
25 Aralık 1963’te Lefkoşa’dan Ankara’ya yapılan yardım çağrısında son mermilerimizi atıyoruz, “Vatan Sağ Olsun” deniliyordu. Bu çağrının ardından Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Garnizonundan çıkarak mevzilerine yerleşirken diğer yandan da Türk Savaş Uçakları bir tek mermi bile atmadan gerçekleştirmiş oldukları ihtar uçuşunun hemen ardından   “Ateş Kes” ilan edilirken 21-25 Aralık 1963 tarihleri arasında cereyan eden ve tarihe “Kanlı Noel” olarak geçen bir hafta içinde 92 şehit ve 473 yaralı verirken kayıpların sayısı ise belirsizdi.
Tüm bu yaşananlarla birlikte  yine o günde Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Bayraktarı Kenan Coygun’un girişimleriyle  Kıbrıs Türk Mücahidinin Sesi,  Bayrak Radyosu da “Bayrak..  Bayrak.. Bayrak”  sesleriyle yayınına başlayacaktı..
Neticede yine o günde 25 Aralık 1963’te, Lefkoşa semalarında Türk uçakları ihtar uçuşu yapmasının ardından 27 Aralık 1963’te  Lefkoşa’da Türk ve Rum semtleri arasında  YEŞİL HAT çizilecekti.. YARIN DEVAM EDECEK