19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine, egemenliğine ve ortaklığına dayalı olarak 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Anlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edildiği günde 650 kişilik Türk Askeri Alayı ve 950 kişilik Yunan Askeri Alayı Mağusa Limanından adaya ayak basıyorlardı.. Ve de o günde Kıbrıs Türk halkı 82 yıllık bir ayrılıktan sonra Türk Askerine yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu..
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları ile  Enosis ve Taksim yasaklanmıştı!.. Ancak Rum-Yunan ikilisi Megali-İdea hayalleri içinde yaşamaya devam edecekler ve de söz konusu antlaşmaların uygulanmasına fırsat tanımayacaklardı.
Nitekim Enosis’igerçekleştirme adına EOKA’nın faaliyete geçişinin 5. Yıl dönümünde 1 Nisan 1960 tarihinde yapmış olduğu konuşmada   “EOKA’nın ‘Efsanevi ve şerefli’  mücadelesini” övgü ile dile getiren Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios “Rumların Hürriyet Savaşı”nın devam etmesi gerektiğini ifade etmişti.
Yine 15 Ağustos 1962’de Kykko Manastırı’nda gerçekleşen törende Makarios: “Rum Kıbrıslılar ve EOKA’cılar tarafından başlatılmış bulunan  İstiklal Mücadelesine  devam  etmek ve onların  başladıkları işi tamamlamalı” sözleriyle  Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis’e giden yolda bir aşama olarak gördüğünü  ortaya koyuyordu.
Yine, 10 Ekim 1962’de Yunan Prensesi İrini’nin, Adaya gelişi nedeniyle düzenlenen karşılama töreninde yapmış olduğu konuşmasında Makarios: “Kıbrıs tarih boyunca ‘Yunan Ruhu’ içinde hareket etmiştir.Kıbrıs Rum halkı ilhamını bu ruhtan almıştır, ideallerini ona göre şekillendirmiştir..” sözlerini vurgulayarak   1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna yönelik bakışını ve hedefini ortaya koyuyordu.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmaları ile  birlikte Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının  siyasi eşitliğine   dayalı Kıbrıs’ta bir  devlet kurulmuştu, ancak bu anlaşmaların uygulanabilmesi için iyi niyet şarttı. Yasama , Yürütme ve yargı gibi anlaşmalarda etnik bir yapıyı gözeten yönetsel bir istikrarın sağlanması amaçlanmıştı. Ancak Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri nedeniyle bu antlaşmaların uygulamaya konulmayacaktı.
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarını   bir cinayet olarak kabul eden  Yorgo Pandreu’nun  iktidara gelmesinin ardından Makarios; Kıbrıs Türk halkının Girit misali yok edilmesini hedefleyen  Akritas Planını 21 Aralık Kanlı Noel silahlı saldırıları ile uygulamaya koyarak  Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesinde  Enosis’e giden yolu  açmak isteyecekti.
 O günde EOKA’cı teröristler; Havan Topları, Bazukalar ve diğer en modern silahlarla donatılmış olarak Garanti Antlaşmaları çerçevesinde Adada bulunan Yunan Alayı desteğinde  Kıbrıs Türk  Halkına karşı silahlı saldırılara ve katliamlara geçmişlerdi.
Rum-Yunan ikilisinin  Megali-İdea  hayalleri çerçevesinde  yer alam Akritas Planına göre; Lefkoşa’da Türk Halkı, 8 saat içerisinde etkisiz hale getirilerek teslim alınacak, diğer  köy ve kasabalardaki  Kıbrıs Türk Halkı 24 saat içerisinde  teslim olacak ve de Kıbrıs Adası Yunanistan desteğindeki   Rumların  boyunduruğu altına geçecek ve de  Enosis gerçekleşmiş olacaktı.
21 Aralık 1963 sabahının erken saatlerinde saat 02.30’da arabaları ile  Lefkoşa’da Tahtakale Semtindeki evlerine gitmekte iken evlerine çok yakın bir bölgede Rum polisleri tarafından  durdurulan 2  arabada seyahat eden ayni aileden 6 erkek ve 4 kadına ateş edilmesi sonucu  Zeki Halil ve CemaliyeEmirali şehit edilirken  5 kişi de yaralanıyordu.
 Rum Polislerinin 21 Aralık gecesi gerçekleştirdikleri  konu  saldırıları kınamak için  22 Aralık günü  Lefkoşa Türk Lisesi bahçesinde  toplanan öğrenciler, Türk tarafında devriye gezen EOKA’cı Rum Polisleri  tarafından  kurşunlanırken yine ayni günde Lefkoşa’da  Ulu Önder   Atatürk’ün  Heykeli   Rum Polisleri tarafından kurşunlanıyordu.
21 Aralık 1963 gününün gecesinde   Türkeli (Ayvasıl)  katliamı yaşanmıştı.  Maalesef o günde     14 günlük bebekten tutun da genç, yaşlı; kadın , erkek demeden katledilen  21 soydaşımız toplu  çukurlara  gömülmüşlerdi. O günde Denyalı 75 yaşındaki  Bayram Dede bir traktörün arkasına   bağlanıp sürüklenerek  şehit ediliyordu.
Yine, 22 Aralık 1963 günü Lefkoşa’da Aspava bölgesinde iki araba ile  evlerine  gitmekte olan  Türklere ateş açılması sonunda 2 Türk şehit olur ve de 7 Türk de yaralanırken  Tahtakale Semtinde yaşayan 800 Türk de  göçmen durumuna düşüyordu.
Yine  22 Aralık 1963 günü Landrover Polis arabası ile Türk bölgesine  geçen Rum Polisler, 21 Aralık gecesi yaşananları protesto etmek için bahçede olan Lefkoşa Türk  Erkek Lisesi öğrencilerini kurşun yağmuruna tutmaları sonucu öğrenciler  yaralanıyorlardı.
Yine 22 Aralık 1963 günü  Anavatanımız Türkiye’nin Lefkoşa Büyük Elçiliği, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavini Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün ikametgahı,   Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş’ın Avukatlık Bürosu  ve de Girne Kapısındaki Atatürk Heykeli kurşunlanırken 1 şehit ve 5 yaralı veriyorduk.  Yine ayni gün Deftera köyü yolcu otobüsü kurşunlanıyordu.
Yine o günde 22 Aralık 1963’te  Rum Radyosunda yapmış olduğu konuşmasında Makarios: “Garanti Antlaşmaları Geçerli Değildir” derken Rum silahlı çetelerini daha da cesaretlendiriyordu!.
Yine 22 Aralık 1963 günü  Liderimiz Dr. Fazıl Küçük; Makarios’u protesto ederken   Kıbrıs Radyosu  Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün  çağrılarını yayınlamayı reddediyordu.
22 Aralık 1963’te Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’ninÇanaklarıaçılırken TMT’nin önderliğinde   Kıbrıs Türk Halkı yıllarca sürecek  bir direnişe geçiyordu.
23 Aralık’ta Rumlar Yunan Askeri Alayı desteğinde  Lefkoşa ve K. Kaymaklı’ya saldırdılar.  K. Kaymaklı  25 Aralık’ta geri çekilirken  64 şehit verdi ve de  500 soydaşımız esir durumuna düşmüştü.
Yine, 23 Aralık’ta Lefkoşa Devlet Hastanesinde 25 Türk hasta  yatağından kaybolurken, 3 günlük lohusa kadın çocuğu ile birlikte  hastane penceresinden atılarak şehit ediliyorlardı.
Yine 23 Aralık 1963’te Rumlar Larnaka’ya silahlı saldırılarda bulunuyordu..
24 Aralık 1963 gecesi 150’den fazla silahlı Rum, Lefkoşa’nın Kumsal bölgesinde silahlı saldırıya geçerler. Ogünde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli olan  Tabip Bnb. Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet ve 3 çocuğu; 4 yaşındaki oğlu Murat, yine 4 yaşındaki oğlu Kutsi ve 6 aylık oğlu Hakan,  eve giren  Rumlar tarafından saklandıkları küvette kurşununa dizilmişlerdi.   Keza ayni evde misafir olarak bulunan ev sahibesi Feride hanım şehit edilirken eşi Yusuf Güdem,  akrabası Ayşe hanım ve kızı Işıl ve  teyzesi Növber hanım yaralanmışlardı.
22 Aralık 1963’ten beri Rum-Yunan ikilisinin  K. Kaymaklı’ya düzenlenen  silahlı saldırıları sonucu, Kıbrıs Türk halkı, 6 şehit verirken  5000 kardeşimiz 25 Aralık’ta göçmen durumuna düşmüşler ve de 550 yaşlı kadın-erkek-çocuk  esir olmuşlardı.
O günde 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük ve Kıbrıs Cumhuriyeti  Savunma Bakanı  Osman Örek, Baf Kapısına kadar  giderek  Polis Komutanı Pandelidis’i protesto ederken  Baf Kapısı  Polis İstasyonu, CITA binası,  Ledra Palace Hoteli, Un Fabrikası silahlı Rumlar tarafından işgal ediliyor ve de mevzileniyorlardı.
Rum liderliğinin Akritas Planına göre öncelikli hedefleri Lefkoşa idi ve de Rum liderliği Lefkoşa’ya hakim olmakla tüm Kıbrıs’a hakim olacaklarını inanıyorlardı!.
O günde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı liderimiz Dr. Fazıl Küçük, ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’tan  silahlı saldırıların durdurulmasını isterken  Makarios “Yapabileceğim bir şey yoktur” demişti.
O günde Anavatanımız Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye müracaat ederek Garanti Anlaşmaları uyarınca ortak hareket   edilmesi çağrısında bulunuyordu.  Ok yaydan fırlamıştı!.. Rum-Yunan ikilisinin hedefi Enosis’i bir an önce gerçekleştirmekti ve de Akritas planı fiilen uygulamaya konulmuştu..
25 Aralık 1963’te  Ankara’ya telgraf göndererek yaşananları dile  getiren ve de yardım çağrısında bulunan  Rauf R. Denktaş “Son Mermilerimizi Atıyoruz. Vatan Sağ Olsun” diyordu.   Nitekim ayni gün  Garanti Antlaşmaları çerçevesindeTürk Savaş Uçakları Lefkoşa üzerinde ihtar uçuşları gerçekleştirirken kısa bir süre için de olsa taraflar arasında Ateş-Kes sağlanacaktı.
Ancak bu Ateş-Kes  uzun sürmeyecek ve de Rum-Yunan silahlı saldırıları adanın her yanına dağılacaktı..21-25 Aralık 1963 günlerinde  gerçekleşen Rum silahlı saldırıları sonucu o günde    Kıbrıs Türk Halkı  92 şehit ve 475 yaralı verirken   kayıpların sayısı ise bilinmiyordu.  Neticede ilerleyen günlerde  18.667  Kıbrıs Türkü 103 köyden  göç etmek durumunda kalırken  1964 yılı sonuna kadar  364 Türk hayatını kaybetmişti.
Sonuç olarak; ulusların ve toplumların kaderinde unutulmaması gereken nice  olaylar vardır.   Kıbrıs Türk halkının da yıllardır devameden bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi zaman zaman belirli günlerde somutlaşmış ve  Kıbrıs Türk halkının hafızasında yer etmiştir..
21 Aralık  1963 Kıbrıs Türk Halkı için  işte böyle günlerden biridir...  DEVAM EDECEK..